"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bid’alar asrındayız - Kapanması gereken kapılar - 60

Abdülbakî ÇİMİÇ
10 Şubat 2025, Pazartesi
Bu ahirzaman, dinsizliği ve ilhadı ve ahlâksızlığı telkin eden kitapların ve Allah’a âsî ve İslâmiyete hücum eden fânî ve kıymetsiz bedbahtların saygılar ile anıldığı ve bid’akâr ve gayr-i meşrû hallerinin alkışlandığı bir zamandır.

Pek geniş olan âlem-i İslâmiyetin içinde çıkan maddî ve mânevî fırtınalar zamanında ehl-i bid’a fırkalarının dikenleri dahi çıktı. Hele hele bu zaman-ı âhirde bid’alar ve dalâletler her tarafı sardı. Bu asır Bediüzzaman’a “Şu münkerat zamanında ve âdât-ı ecânibin istilâsı anında ve bid’aların kesreti vaktinde […] heveskârâne yeni içtihadlar yapmak, bid’akârâne bir hıyanettir.”1 tespitini yaptırdı. On Dördüncü Asrın devre-i bid’alarında ve savletli bid’alar içinde İslâmiyet ve insaniyet üzerinde kopan girdâb-ı felâket asrında yaşıyoruz. Hiçbir tevil kaldırmayan dehşetli bid’aların istilâsı zamanında azimet ve takvayı, şu kesretli bid’atlar içinde yapmak ve yaşamak pek müşkildir. 

Bid’atüzzaman

Ancak şu hakikat hiçbir zaman unutulmasın ki “[...] salâbetini Sünnet ve cemaatle muhafaza eylediği bir zamanda, lâubaliyâne Avrupa medeniyet-i habîsesinden süzülen bir cereyan-ı bid’akârâne, sinesinde yer tutamaz.”2 Çünkü “Bid’at zamanında çıkan Bediülbeyan ve Bediüzzaman”3 bu manaya şöyle işaret etmiş: “Ben geçen sene ‘garibüzzaman’ idim. Sonra ‘bediüzzaman’ oldum. Şimdi de ‘bid’atüzzaman’ oldum.”4 Demek ki bid’aların en savletli ve dehşetli asrında gelecek olan vazifeli Zât, bid’aları kaldıracak, sünnet-i seniyyeyi ihyâ edecek, şeriat-ı İslâmiyeyi icra edecek ve Bid’atüzzaman unvanına sahip olacaktır. Şu dehşetli, görülmemiş asrın bid’akâr savletlerine karşı aynen öyle olmuştur. 

Bid’a rüzgârları ve hocalar 

Bu fitne-fesad, helâket-felâket asrında ehl-i tarikatin o kadar mühim ve azîm kemâlâtları ve menfaatleri içindeki ihtilâfatın ve rekabetin verdiği vahim neticelerdir ki, onların o azîm, kudsî kuvvetleri bid’a rüzgârlarına karşı dayanamıyor. Bunun içindir ki “Ehl-i tarikat, bid’alara dayanamamışlar.”5 Hatta “Din perdesi altında bazı safdilhocaları veya bid’a taraftarı veya enaniyetli sofîmeşreblileri bazı kurnazlıklarla Risale-i Nur’a karşı –iki sene evvel İstanbul’da ve Denizli civarında olduğu gibi– istimal etmek ve Risale-i Nur’a ve şakirdlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeye, münafıklar çabalıyorlar. İnşaallah muvaffak olamazlar.”6 Şeâir-i İslâmiyeyi tağyir eden ehl-i bid’a, evvelâ ulemaü’s-sû’dan istifâde etmek cihetine gitmiştir. Bid’akâr hocaları istimal etmişler. “Gizli bir komitenin desisesiyle safdil bazı hocalar veyahut bid’a taraftarları bazı muarızlar, Risale-i Nur’un hiç zedelenmez bazı hakikatlerine karşı gelmek […] ve çürütmekle Risâle-i Nur’a ilişmek ve darbe vurmak[...]”7 istemişler. Ancak Bediüzzaman hocalar konusunda talebelerini ikaz eder. “Kardeşlerim, çok dikkat ve ihtiyat ediniz. Sakın, sakın hocalarla münakaşa etmeyiniz. Mümkün olduğu kadar musalâhakârâne davranınız. Enaniyetlerine dokunmayınız. Bid’at taraftarı da olsa ilişmeyiniz. Karşımızda dehşetli zındıka varken, mübtedi’lerle uğraşıp, onları dinsizlerin tarafına sevk etmemek gerektir. Eğer size ilişmek için gönderilmiş hocalara rastgelseniz, mümkün olduğu kadar münazaa kapısını açmayınız. İlim kisvesiyle itirazları, münafıkların ellerinde bir sened olur. İstanbul’da ihtiyar hocanın hücumu ne kadar zarar verdiğini bilirsiniz. Elden geldiği kadar Risale-i Nur lehine çevirmeye çalışınız..”8 Ayrıca “Bununla beraber zamanın ilcaatıyla zaruretler ortalıkta zannederek bazı hocaların bid’alara taraftarlığından dolayı onlara hücum etmeyiniz. Bilmeyerek ‘Zaruret var’ zannıyla hareket eden o bîçarelere vurmayınız. Onun için kuvvetimizi dahilde sarf etmiyoruz. Bîçare, zaruret derecesine girmiş, bize muhalif olanlardan hoca da olsa onlara ilişmeyiniz. Ben tek başımla daha evvel aleyhimdeki o kadar muarızlara karşı dayandığım, zerre kadar fütur getirmediğim, o hizmet-i imaniyede muvaffak olduğum halde, şimdi milyonlar Nur Talebesi olduğu halde, yine müsbet hareket etmekle onların bütün tahkiratlarına, zulümlerine tahammül ediyorum.”9 

Bediüzzaman ve Nur talebeleri “Ezan-ı Muhammedînin (asm) yasak edildiği ve bid’aların cebren umuma yaptırıldığı zulümatlı ve dehşetli bir devirde, […] o uydurma ezanı okumamışlar ve böyle bid’alara karşı, kendilerini kahramanca muhafaza ederek, bid’alara girmemişlerdir.”10

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 543-544.

2- Tarihçe-i Hayat, s. 153.

3- Şualar, s. 772.

4- ESDE, Divan-ı Harb-i Örfî, s. 137.

5- Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 62.

6- Emirdağ Lahikası-I, s. 133.

7- Age., s. 76, .

8- Age., s. 162.

9- Emirdağ Lahikası-II, s. 577.

10 Sözler, s. 844-845.

Okunma Sayısı: 763
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Pelin Kurukahveci

    10.2.2025 04:19:40

    Allah razı olsun. Allah keremiyle ve rahmetiyle bizi bu bidalardan korusun. Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı