Aradan daha 1 yıl geçmeden ne normalleşme ne de yumuşamadan eser kaldı.

Kayyım atamaları, hukukî süreçler derken siyasî hava giderek sertleşti. Bu da kutuplaşmayı arttırdı.  Son olarak Erdoğan’ın Özel’e yönelik, “Başkomutan olarak sana sesleniyorum; ayaklarını denk al, denk almazsan denk getirmesini de biz biliriz. Ordumun komuta kademesine laf atma yetkisi ve hakkı sende değildir. Haddini bileceksin” sözleri, ortaya çıkan gerginliğin üzerine tuz biber ekti.

Siyasetçiler bu üslubun milletin nezdinde nelere yol açacağını hesap etmiyorlar mı? “Siyasetçi böyle tehditvâri konuşursa millete yansıması nasıl olur?” hiç mi hesaba katmıyorlar? Bu millet buna lâyık değil…

Ülkeda ağır bir ekonomik kriz yaşanırken, hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve toplumsal çözülmenin pençesinde kıvranırken, millet adaletten umudunu kaybetmişken, hukuksuzluklardan demokrasinin temelleri sarsılırken, siyasetçinin yapması gereken de bunları çözmek iken siyaset kurumu vatandaşta ümit bırakmıyor. Milletin maddî beklentilerini karşılayamayan, meselelerini çözemeyen siyaset hiç olmazsa insanlara ümitsizlik aşılamasa…

Millet artık kavga değil, geçim derdinin bitmesini, adaletin yeniden tesis edilmesini eğitimden sağlığa sorunlarının çözülmesini bekliyor.

***

“En hafif tabirle…”

AKP, olağan kongresini yaptı. Kongre öncesinde partide büyük değişimlerin olacağı söyleniyordu ama meğerse bundan transfer edilen vekiller kastediliyormuş.

Kongre’de Gelecek Partisi ve İyi Parti’den istifa eden vekillere parti rozetleri takıldı. Transferler arasında en dikkat çeken ve konuşulan isim ise bir gün önce Gelecek Partisi’nden istifa edip ertesi gün AKP’ye katılan Serap Yazıcı Özbudun oldu.

Özbudun daha önce Millet İttifakı’nın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için gerekli Anayasa değişiklik teklifini hem hazırlayan hem de kamuoyuna sunan heyet içindeydi.

Daha önce katılanları da ilave edersek İYİ Parti’den AKP’ye geçenlerin sayısı 7 oldu. 

AKP kongresine partilerini temsilen katılan İYİ Partililer ise, daha önce aynı sırada görev yaptıkları vekil arkadaşlarına rozet takılırken kongreyi terk etti. 

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kevser Ofluoğlu, “En hafif tabiri ile bir oy dolandırıcılığıdır bu olay” şeklindeki tepki açıklaması AKP’li Şamil Tayyar’ın vekil transferleri ile ilgili sözlerini hatırlattı.

Şamil Tayyar, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun 2 Kasım 2023’te partisinden istifa edip 7 Kasım’da AKP saflarına katılmasını eleştirmiş ve şöyle demişti:

“Vekil transferi, sivil siyasetin itibarını zedeleyen eski Türkiye’nin kötü bir alışkanlığıdır. Gidene hain deyip geleni kutsallaştıran yaklaşım, millî iradeye haksızlıktır. Şahıslar fikir ayrılığına düştüğü partileriyle yollarını ayırabilir ama giderken vekillik emanetini millete iade etmelidir.”

Erdoğan’da daha önce konu kendisine sorulduğunda, “Bir insan bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa ondan sonra o parti ile birlikte hareket eder. Ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz. Eğer dürüstse o zaman parlamentodan ayrılır, milletvekilliğinden ayrılır. İşin ahlakî yönü bunu gerektirir. Ama tabiî bu herkese nasip olan bir şey değil” demişti.

Görüldüğü üzere özellikle iktidar blokunda vekil transferini doğru bulan yoktu! Ama iş uygulamalara gelince durum farklılaşıyor. Yöneticiler kendilerini bu çelişkiden kurtaramıyorlar.

***

Askıda patates, soğan!

Askıda ekmek, askıda faturadan sonra MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, “Askıda 9 gülek buğday Projesi” başlatmasını destekleyen de var, karşı çıkan da.

Aslında bu da diğer “askıda…” projeleri gibi tek bir anlama geliyor. Ekonomi iflas etti. 

Devlet “askıda…” projeleri başlatacağına problemi çözmesi gerekiyor. Çözüm ise, askıda kampanyalar başlatmak yerine halkın gelir düzeyenin arttırılması, askıdaki yiyeceğe mecbur olmamasıdır.

Maliyetini çıkaramadığı için tarladan hasadını yapamayan ya da yaptığı halde depolarda kalan patates ve soğan üreticisinin sorunlarına çözüm bulunması gerekiyor. 

Patates üreticileri bir ay içinde TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) alıma girmezse ürünlerinin çöp olacağını söylüyor. Üreticinin çözülemeyen problemi büyüyerek tüketiciye yansıyor. Çiftçinin 3 liraya satamadığı patates, markette 20 lira liraya satılıyorsa bunu çözmek gerekmez mi?