"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."
15 : 21
23°
25°/13°

Piyasalar

10840,5 3516,6
36,638 39,887
10840,5 3516,6
36,638 39,887

Geç kalmış “28 Şubat” yazısı

Mehmet KARA
16 Mart 2025, Pazar
“Kendi çocukları ile milletin çocukları arasında devasa uçurum oluşturdular. Kendi evlâtlarını Paris’e, Londra’ya, Brüksel’e, Washington’a gönderip en iyi eğitim kurumlarında okutup lüks ve şatafat içinde yaşattılar; Anadolu ve Trakya’nın pırlanta gibi çocuklarını göz göre göre fakirliğe, yokluğa, yoksulluğa, cahilliğe hatta ölüme ittiler…”

Bu cümleler yaklaşık 2 sene önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devlete ait öğrenci yurtlarının eleştirilmesi üzerine yaptığı açıklamada kullandığı ifadeler. Erdoğan bu ifadeleri kullanınca, kendisinin de dört çocuğunu yurtdışında okuttuğu hatırlatılmıştı.

28 Şubat postmodern darbesinin 28. yıldönümünde bu ifadeler ortaya çıkınca, Erdoğan’ın kızlarını başörtülü okuyamadıkları için yurtdışında okuttuğunu söylediği hatırlara geldi. İki oğlunu neden yurtdışında okuttuğu ise cevapsız kalan bir soru… 

Neyse bu farklı bir konu… Bu vesile ile geç kalmış bir 28 Şubat yazısı yazalım istedik.

28 Şubat’ta başta başörtülü talebe ve memureler olmak üzere, inanan kesimlere uygulanan baskı ve zulümler hâlâ unutulmuş değil. 

28 Şubat 1997; 27 Mayıs 1960 kanlı darbesi, 1971 muhtırası ve 12 Eylül ihtilâllerinde olduğu gibi Türk demokrasi açısından büyük bir kırılmanın, demokrasi tarihimizin kara bir lekesidir. Yeni Asya olarak bu tarihlerde hep bedeller ödeyerek geldik.

***

YASAK AKP İKTİDARININ 11. YILINDA KALDIRILMIŞTI

Başörtüsü yasağı 1997’de büyük bir zulüm olarak devam ederken, üniversite kapılarında tartaklamalar, sınıftan atmalar, zorla başını açma teşebbüslerinin yanında bir de ikna odaları kurulmuştu. 28 Şubat’ta bir postmodern darbe ile hükümetten düşürülen Refahyol’dan (RP-DYP) sonra kurulan hükümetlerde bu yasağı devam ettirdi. Başörtülü memureler o dönemde olduğu kadar olmasa da görevlerinden atılmaya devam etti. Bu zulümleri gören millet seçimlerde Anasol-M ve Anasol-D’yi oluşturan partileri Meclis dışında bıraktı. 2002 yılında iktidara gelen AKP, bu yasağı iktidara geldikten sonra üniversitelerde 8 yıl sonra (2010 tarihinde), kamuda da 11 yıl sonra (2013 tarihinde) kaldırılabildi. 

Dönemin YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, 27 Temmuz 2010 tarihinde İstanbul Üniversitesi’ne bir şikâyet üzerine gönderdiği yazısından sonra başörtüsü yasağında yeni bir dönem başladı. Bu yazıdan sonra aynı yıl bazı üniversiteler yasağı ya kaldırmış ya da hafifletmişlerdi. Bir başka ifadeyle 28 Şubat’ın getirdiği yasaklar AKP iktidarında 11 yıl devam etti.

***

HANİ ANAYASA’DA DÜZENLENECEKTİ?

Yasağın kalkmasında başta anamuhalefet partisi olmak üzere bütün muhalefet partilerinin meseleye “hürriyetler ve eğitim hakkı” açısından bakmasındaki pay da göz ardı edilmemelidir. 

Yasaklar kalktı, ama şu anda ne anayasa da ne de yasalarda bu konuda bir düzenleme de yapılmış değil.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “helâlleşme” için 28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu gerekçesiyle öğretmenlikten atılan Sultan Kara’yı ziyareti çıkışında, bir daha hürriyetleri kısıtlayıcı olayların olmaması için kanun teklifi vereceklerini söylemişti. 

Meclis’in yeni yasama dönemine başladığı ilk gün başörtüsü konusunda düzenleme yapılması için CHP’li bütün milletvekillerinin imzasıyla bir kanun teklifi de sunulmuştu.

Kanun teklifinin verilmesinin hemen ardından Erdoğan’ın yapacağı grup toplantısında “hürriyetler” konusunda çok önemli açıklamalar yapacağı söylenirken, “Kılıçdaroğlu pas verdi, gol atacağız” şeklinde bir çıkış yapmış, başörtüsü konusunun anayasa ile düzeltilmesi gerektiğini söyleyerek hazırlık “talimatı” vermişti.

Aradan iki yıldan fazla zaman geçmesine rağmen bu konudaki düzenleme ne kanunlaştı, ne de anayasada düzenlenebildi. 

Bu değişikler olmadığı sürece hem başörtüsünün istismarı yapılacak, hem de yasakçı zihniyetler iktidara geldiğinde yasak tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi devam ettirilecektir. Bu vesile ile unutanlara hatırlatalım.

Okunma Sayısı: 1035
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Türeli

    16.3.2025 12:48:35

    İçişleri eski bakan Efkan Ala: ''Hz. Peygamber Mekke'yi fethedince gurura kapıldı, ayetle uyarıldı. Biz başörtüsü yasağını kaldırdık diye kendimize pay çıkarmıyoruz.'' (14 Temmuz 2014). Pay çıkarmadıkları içi kanun çıkarmak istemiyorlar olabilirim mi🤭

  • Semanur Tunoğlu

    16.3.2025 11:41:47

    Bugün Fransa gibi avrupanın göbeğindeki bir ülkede kamusal alanda başörtüsü yasağı devam edebiliyorsa Türkiyede hayli hayli uygularlar. O yüzden bu ülkede iktidar gücü hiçbir zaman kemalistlerin eline geçmemelidir. Sağ iktidardan düşmemelidir.

  • Semanur Tunoğlu

    16.3.2025 11:39:48

    Bunu nerden biliyorsun demeyiniz. Çünkü laik, solcu kemalist dünya görüşüne göre başörtüsü zorunlu değil. Onlara göre önemli olan başı örtmek değil. Kalbin temiz olsun gerisi önemli değil diye bir inançları var.

  • Semanur Tunoğlu

    16.3.2025 11:37:39

    Başörtüsü hakkı kanun ile ve hatta anayasa ile garanti altına alınmalıdır. Sizin de dediğiniz gibi halk partisi iktidara geldiği zaman solcuların kemalistlerin ilk sataşacağı şey baş örtümüzdür.

  • necati

    16.3.2025 08:58:14

    Evet başörtüsü yasağını kaldırmakla öğünen AKP iktidarının 11 yılında ancak kaldırılmış olduğunu çok kişi bilmiyor. Baş örtüsü ve tüm dini, milli değerlerimizi siyasetine alet ederek dinimize ve dini hizmetlere en büyük zararı veren AKP zihniyetini hala anlamayan, anlamak istemeyenler , daha ne görmeleri gerekiyor.

  • Hüseyin İlhan

    16.3.2025 07:51:33

    28 Şubat diyerek AKP yi hala savunan,başındaki zinayı suç olmaktan çıkaran,israfı itibar sayan,faizi müslümanalra alenileştirerek zehirleyen ve din kardeşini katleden siyonistlere her trülü desteği veren parti ve liderinin gerçek yüzünü görmelelri için illa FİLİSTİN ve D.TÜRKİSTAN'daki gibi zulüm etmeleri ile mi gözlerini açacaklar hayret hayret hayret va esefa.

  • Hüseyin İlhan

    16.3.2025 07:48:53

    28 Zalimlerinin nahak yere hapse attıkları masumlardan hala hapislerde olanlarının olması,28 Şubat zalimlerinin şu yada bu denilerek ortalıkta suçsuz gibi dolaşmaları,28 Şubat zalimlerinin siyasi ayakalrından koalisyonun ana partisinin liderinin AKP'nin İSTlistesinden mv.yapılması,diğer ortağının iktidarın her türlü nimetlerinden faydalandırılması'kamu kaynaklarının sebili,partililerinin her kademede yerleştirilmesi,kamu taşınmazlarının bu parti ve yan teşkilatlarına bilabedel kiraya verilmesi,hatta bunlardan bazılarının da o teşkilatlar tarafından 3.şahıslara gelir elde edecek şekilde kiraya verilmesi nedir.Ancak ve ancak 28 Şubat zalimleri ile ortaklığın delili demek yanlışmıdır.

  • Hüseyin İlhan

    16.3.2025 07:44:16

    28 ŞUBAT Zalimlerinin tahribatının tekrar etmeemsi için muhterem Mehmed kardeşimizin hatırlattığı gibi TBMM'ne bir parti ki bu konuda haklı-haksız tenkit edilen parti lideri ve tüm vekillerince verilen BAŞÖRTÜSÜ başta olmak üzere inanç üzerinden hak gasplarını önleyecek kanun teklifinin hala muallakta olması,müslüman insanımızın başında ,demoklesin kılıcı gibi sallandırılmasını devam ettiren iktidardır. İktidar ihale kanununda bir yılda 131 kez,toplamda da 192 kez değişiklik yapmış ve buna rağmen de kapalı kapılar ardında kendi hazırladıkları kanuna riayet ettmeyerek kanuna,hak2ka,hukuka,adalet ve hürriyetlere inanmadıklarını,samimi olmadıklarını göstermiştiiir.

  • Hüseyin İlhan

    16.3.2025 07:38:04

    28 Şubat zulmünü yapanların mağdur ettiği milyonlarca evladımız ve vatandaşımız var. Bu zulüm sadece inançlarını yaşayanalra değil,aynı zamanda bu vatan için faydalıolacak eğitim hayatları engellenen milyonların hukukunu katlide var.İHO'nı engellemek için meslek liselerine getirilen mamiler nedeniyle ,ülkemiz sanayi ve zanatında genç elemanların yetişmesi engellendi ki bu ülke ekonomisine hala zarar vermektedir. 28 Şubat zulmü ile mağdur edilen insanalrın bir kısmı ,mağduriyetten hayat bulan AKP'nin iktidarında ballı-kaymaklı ve hak etmedikleri makamalra getirilerek haksızlıklar yapıldı.Hakkı olan işlere gelen mütedeyyin memur ve memurelerimiz bu sözümüzün dışındadır. Mesela mağdur diyerek işe ki önemli yerlere getirilenelrin bir kısmı hiç işe gitmeden maaş alıyor ve bunlar şahsi işlerini ise anbe an devam ettirerek kul hakkına girmede beis görmüyorlardı. Bu hususu iktidar bildiği,bildirildiği halde kılını kıpırdatmayarak işin başında niyetinin ve zihniyetinin bozukluğunu göstermiştir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı