"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her aklına gelen anlatılmamalı!

Mehmet KARA
14 Nisan 2025, Pazartesi
Bayram tatilinin ardından çalışmalarına yeniden başlayan Meclis’te, vekillerin toplantı salonuna inmemesi, kürsüdeki hatibi sık sık sataşmalarla susturmaya çalışması gibi manzaralar yıllardır Meclis’te gelenek hâline gelmişti.

Bu geleneklerden bir tanesi daha varlığını sürdürmeye devam ediyor. Her yasama döneminde olduğu gibi bu defa da muhalefet partilerinin verdiği Meclis Araştırma ve Genel Görüşme önergeleri ne kadar önemli de olsa iktidar partileri tarafından reddedildi.

Genel Kurulda, Yeni Yol Partisi’nin “sağlık hizmeti sunumları hakkında yönetmelik,” İYİ Parti’nin “19 Mart sonrasında yaşanan olaylar,” DEM Parti’nin “protesto gösterileri” ve CHP’nin “enerji sektöründe yapılan özelleştirmeler” hakkındaki grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü ve reddedildi.

İYİ Parti’nin verdiği “19 Mart sonrasında yaşanan olaylar” hakkındaki Meclis Araştırması önergesi üzerinde hem iktidar, hem de muhalefet partileri konuştu.

Önergenin amacı, “Ülkemizde 19 Mart 2025 tarihinde başlayan protestolar süresince yaşanan ağır insan hakları ihlâllerinin ve bu ihlâllere zemin hazırlayan siyasî ve idarî süreçlerin tüm yönleriyle araştırılarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, sorumluların tespit edilerek adalet önüne çıkarılması ve benzeri hak ihlâllerinin tekrarının önlenmesi” şeklinde ifade edilmişti. 

Önerge üzerinde AKP adına konuşan Rize Milletvekili Harun Mertoğlu konuşmasında, Namazla ilgili bir Bektaşi fıkrasını anlatarak, “İYİ Parti grubunun önerisi nedense bana bu fıkrayı hatırlattı” sözlerine hem CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve hem de İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, fıkraya tepki gösterdi.

Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, tıpkı geçtiğimiz Ramazan ayında AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek’in paylaştığı video da CHP’nin iftar saatinde yoklama istediğini eleştirdiğinde, bunun doğru olmadığını söylediği gibi Mertoğlu’nun bu ifadesinin doğru olmadığını söylemesi dikkat çekiciydi.

Eskilerin “Sû-i misal emsal teşkil etmez” sözünü hatırlatırken, “Geçmişte, değişik zamanlarda anlatılan veya söylenen, dile gelen birtakım şeyler eğer insanları incitiyorsa, ayrıştırıyorsa meramımızı anlatmak için onları kullanmamak daha doğru olandır” diyen Bozdağ, AKP’li vekil Mertoğlu’nda, anlattığı fıkradan dolayı tavzih etmesini, çok yanlış anlaşılmaya müsait bir şey olduğunu söyleyip özür dilemesini istedi.

Mertoğlu, herhangi bir inanç grubunu ayrıştırıcı, onları küçültücü herhangi bir şey söylemediğini bunun için özür dilediğini ifade etti.

Bozdağ, ikinci defa “Özür dilediniz mi?” diye sorunca “Özür diledik Sayın Başkanım” şeklinde ifade etmesi bir olgunluk olarak tutanaklara yansımış oldu.

Demek ki, söz ağızdan bir kere çıktığı için konuşmalara dikkat etmek gerekiyormuş…

***

HAYRA ALÂMET Mİ?

İlk başkanlığı döneminde yazdığı mektubunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında ağır ifadeler kullanan ve bu mektup hâlâ ofisinde çerçeveli şekilde duran ABD Başkanı Trump’un, İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinde Erdoğan’ı öve öve bitiremeyişini, bazılarının sevinmesine anlamakta zorluk çekiliyor.

“Erdoğan adında bir adamla çok iyi ilişkilerim var. Basının, Erdoğan’ı sevmeme kızdığını biliyorum, ama ben seviyorum, o da beni seviyor ve hiçbir sorunumuz olmadı. Birçok şey yaptık ve hiçbir zaman sorun yaşamadık. Hatırladığınız üzere rahibi de geri aldık Türkiye’den. Çok büyük bir anlaşmaydı. Başbakan’a şunu söyledim; Eğer Türkiye ile problemin varsa bunu çözebiliriz. Ben çözebilirim. Çünkü çok iyi bir ilişkim var Türkiye ile…” diyen Trump’ın bu sözlerle neyi kastediğini anlamak çok zor olmasa gerek.

Demokrat Parti Genel Başkanvekili Gürcan Dağdaş, ABD’lilerin övgü işini hep ülkenin kaybı olarak değerlendirdiğini söylerken, “Ne zaman övüldükse sonunda ağır bir maliyet ödemiş bir Türkiye var. ‘Överek dövmek! diye bir söz var. Kaldı ki, Trump ilk başkanlığı döneminde Erdoğan’a çok ağır laflar etmiş bir insan: Dün o ağır lafları ederken neyi amaçlıyordu, bugün överken neyi amaçlıyor, onun üzerinden bakmak lâzım” derken haklı şüphesini dile getiriyor.

Bazıları için, bu sözler “Erdoğan’ın dünya lideri olduğunu Trump bile gördü” diye düşünülerek bir iftihar sebebi olabilir. Ancak bu sözlerin hayra alâmet olmadığı çok belli. Geleceğe geçmişi unutmadan bakmak lâzım. 

Okunma Sayısı: 1188
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı