Türkiye ekonomisi derin bir krizin içinde.
Başta emekliler ve sabit ücretle çalışanlar olmak üzere toplumun her kesimi, ekonomi yönetiminde yapılan hatalar sebebiyle büyük geçim sıkıntısı içerisine girdi. 20 ay önce, bozulan ekonomik göstergeleri düzeltmek ve enflasyonu düşürmek için “büyük ümitlerle” göreve gelen Mehmet Şimşek, göreve geldiğinde yüzde 38 olan enflasyonu düşüre düşüre 39’a (!) düşürebildi.
(Bunun resmî enflasyon olduğunu söyleyelim. Çarşı pazardaki enflasyon daha yüksek.)
Enflasyonu düşürmek adına tahminî enflasyona göre işçi emeklisine yüzde 15.74, memur ve memur emeklisine yüzde 11.4 zam yapıldığı için bu kesimlerin maaşlarına yapılan zamlar daha ilk iki ayda eridi. Ocak ayındaki enflasyon yüzde 5.17, Şubat’ta ise 2.27 çıktı.
Hiçbir dönemde görülmeyen balık tezgâhlarındaki kesilip atılan kesik balık başları kilo ile satılmaya başlandı. Hem de kilosu 130 liradan…
Kasaplarda daha önce bedava verilen sadece hastaların aldığı tamamıyla etinden sıyrılmış kemikler dahi satışa çıktı ve balık reyonları kesik balık başlarıyla tanıştı.
***
İKRAMİYE DEĞİL, HARÇLIK
“Böyle bir ortamda hiç değilse bir yaraya merhem olur” diyerek 2018’den beri emekliye verilen bayram ikramiyesi için emekliler çok fazla ümitleri olmasa da bir beklenti içine girdiler.
2018 yılında asgarî ücret bin 603 lira iken emekliye ikramiye olarak 1000 lira veriliyordu. Bu hesaba göre emekliler 14 bin liraya yakın bir ikramiye beklerken, 3 bin lira olan ikramiye çıka çıka bin liralık artışla 4 bin liraya çıkarıldı.
İkramiye 2018’de asgarî ücretin yüzde 62.38’i iken, şimdi yüzde 18’e düşmüş oldu.
Aslında emekliye verilen 4 milyona ikramiye demek yanlış olur. İkramiye 1 maaş ya da üstü verilen ücrete denir. Buna denilse denilse “harçlık” denir.
***
“DAHA”SI 14 BİN LİRA!
Emekliler, kanun Meclis’e gönderildiğinde Erdoğan’ın bir artış yapabileceğini düşünmeye başlamışlardı ki, bunda da hayal kırıklığı yaşadılar.
Erdoğan Meclis’te gazetecilerin “Emekli ikramiyeleriyle ilgili yeni bir düzenleme olacak mı?” şeklindeki sorusuna “Beni dolduruşa getirmeyin, 3 bin liradan 4 bin liraya çıktı daha ne olacak?” diye cevap vermesi emeklileri hem üzdü, hem de sinirlendirdi.
“Daha ne olacak?” sorusunun cevabı belli. 2018’deki gibi asgarî ücretin yüzde 68’i, yani 13.793 lira olmalıydı, emeklinin beklentisi de buydu. Ama olmadı.
Bir de buna bir kişinin karar vermesinin yanlışlığını eklemek lâzım. 16.6 milyon emekli bir kişinin ağzından çıkacak bir artışı beklemesi de yeni sistemin getirdiği yeniliklerden(!) birisi oldu.
Geçtiğimiz seçimlerde Cumhur İttifakı içinde yer alıp İstanbul Milletvekili seçilen DSP’nin Genel Başkanı Önder Aksakal’ın emekli ikramiyesine “2018 tarihte bin lirayla Kurban Bayramı’nda orta hâlli bir kurbanlık koç ya da o parayla yaklaşık 4 çeyrek altın alınabiliyordu” diye itiraz ettikten sonra “Ramazan Bayramı ikramiyesinin 5 bin lira, Kurban Bayramı ikramiyesinin de 7 bin lira olarak yeniden değerlendirilmesi daha hakça olacaktır” demesine emekliler ne der merak ediyoruz!
***
Sadaka-i FITIR
Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun emekli ikramiyesiyle ilgili yorumu da yerinde ve isabetli olmuş.
Sayın vekil diyor ki, “İyice gözden çıkardığınız, ölüme terk ettiğiniz emekliye yalnızca 5 kişilik bir ailenin dört günlük sadaka-yı fıtrı olan 4 bin lirayı lâyık gördünüz. Yani bunun adı ikramiye falan değil, olsa olsa ‘sadaka-yı fıtır’ olur. Yazıklar olsun!”
Anlaşıldı ki, 2008’de AKP’nin çıkardığı bir kanunla her yıl maaşı eriyen emeklinin yüzü bu iktidar iş başında olduğu sürece hiç gülmedi, gülmeyecek…