ÖZKAYA: ADALET, İNSAN RUHUNUN MANEVÎ DİREĞİ, TOPLUMSAL DÜZENİN TEMEL TAŞIDIR. ADALETLE HÜKMEDİLMEYEN YERLERDE KARGAŞA OLUR, DÜZEN ORTADAN KALKAR
KARGAŞA ÇIKAR, DÜZEN OLMAZ
AYM Başkanı Kadir Özkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Anayasa Mahkemesi'nin 63. Kuruluş Yıldönümü töreninde, "Adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden, kargaşa çıkmaması için adalet terazisi daima hak ve haklıyı gözeterek kullanılmalı ve daima adaletle hükmedilmelidir" dedi.
ADALET HERKES İÇİN OLMALI
Özkaya, konuşmasının devamında ise "Bununla birlikte haksız olduğu hâlde haklıymış gibi kavga çıkaranlara, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hakkı olanı değil, kendinden yana olanı adalet sananlara da hiçbir zaman hiçbir şartta prim verilmemelidir" ifadelerini ekledi.
“HAK YAPARSA BİR GÜN TEFTİŞİ”
“Adaletlİ toplumlarda huzur ön plana çıkar ve insanların birbirlerine olan güveni artar. Toplumun düzeni ile bireylerin haklarının korunmasında en önemli etken adalettir” diyen Özkaya konuşmasını “Hak ile Hak olursa bir kişi, Yanlış olmaz hiçbir işi, Hak Mevla yaparsa bir gün teftişi, Acep ne olur yanlış yapanın işi" sözleriyle bitirdi.
***
Adaletten vazgeçilemez
AYM Başkanı Özkaya “Daima adaletle hükmedilmelidir” dedi ve ekledi: Hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere hiçbir şartta prim verilmemelidir.

Anayasa Mahkemesi’nin 63’üncü kuruluş yıl dönümü, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen programla kutlandı. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya ve yargı camiasından çok sayıda davetli katıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“En önemli etken adalettir”
“Adalet; bir şeyi yerli yerince yapmak, her şeyi yerli yerine en uygun şekilde koymak, herkese hakkı olan şeyi vermektir. İnsan ruhunun manevî direği, toplumsal düzenin temel taşıdır. Adalet, insanlık tarihi boyunca hem ilahî kaynaklarda hem de beşerî sistemlerde kutsal bir hedef olarak yer almıştır. Toplumun huzuru, iç barışı, refahı ve güvenliği için adalet vazgeçilmez bir unsurdur. Adaletli toplumlarda huzur ön plana çıkar ve insanların birbirlerine olan güveni artar. Dolayısıyla toplumun düzeni ile bireylerin haklarının korunmasında en önemli etken adalettir.
“Hakim ve savcılar özgürce karar vermelidirler”
Hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk yargısal faaliyetlerin baş aktörleri olan hâkim ve savcılara aittir.

Dolayısıyla tüm hâkim ve savcılar iç dünyalarındaki öznel duygu ve düşünceleri de dâhil olmak üzere herhangi bir dışsal etki altında kalmadan, çekinmeden, endişe duymadan, tarafsız bir tutumla pozitif hukuk düzeninin öngördüğü çerçeve içinde özgürce karar vermelidirler. Aklı ve bilimi daima başat bir konumda tutmalıdırlar.
“Adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur”
Kanaatimizce, adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden, kargaşa çıkmaması için adalet terazisi daima hak ve haklıyı gözeterek kullanılmalı ve daima adaletle hükmedilmelidir.
“Kur’an-ı Kerim, bir gün sorguya çekileceğimizi söyler”
Bu bağlamda Kutsal Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in, kimseyi en küçük bir haksızlığa uğratmayacak, hardal tanesi ağırlığında iyi ya da kötü basit bir şey bile olsa yapılanları dosdoğru tartacak olan hassas terazilerin bir gün mutlaka kurulacağını, bugün her şeyi ve herkesi sorguya çekerek adalet dağıtmaya çalışan ve geçici olan bizlere de sıranın geleceğini, bizlerin de bir gün mutlaka sorguya çekileceğimizi söylediğini, aynı veya benzer kuralların diğer Kutsal Kitaplarda da yer aldığını da belirtmem gerektiğini düşünüyorum.

“Bir gün mutlaka mizan kurulacak, hesabı bizlerden sorulacak”
Dolayısıyla bir gün mutlaka mizan kurulacak, bütün defterler dürülecek, hesabı bizlerden sorulacak. Hal böyle olunca o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim, uygulamada adalet ve hukuk devleti ilkesine ilişkin kazanımlarımızı titizlikle muhafaza etmeye çalışalım.