Benim de bir hayalim var; dünya çapında ve bütün insanlığa hizmet sunabilecek bir “Risale-i Nur Düşünce Kuruluşu” kurabilmek!
Madem İslâm, Yüce Yaratıcının Hazreti Muhammed (asm) vasıtasıyla insanlığa tebliğ ettiği son dindir.
Madem Kur’ân-ı Kerîm, bütün mukaddes kitaplar ve suhuflardaki hakikatleri “yaş ve kuru ne varsa”1 hepsini ihata edip insanlığa sunuyor.
Madem, Risale-i Nur; asrımızın anlayış ve ihtiyacına göre yazılmış bir Kur’ân tefsiridir. Madem, Risale-i Nur ferdi, toplumu ve tüm insanlığı ilgilendiren can alıcı bütün meseleleri ele almış, menfaat veya siyaset odaklı değil; fıtrat ve Kur’ân merkezli çözümler sunmuştur.
Madem, bu eserlerde; kadın-erkek, genç-ihtiyar, âlim-cahil, işçi-memur, inanan-inanmayan, filozof-ilim adamı herkes derecesine göre istifade edebilir.
Madem, “Lillâhilhamd, Risale-i Nur bu asrı, belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’âniye olduğunu çok tecrübeler ve vakıalar ile körlere de göstermiş.”2
Öyleyse; bu hakikatlerin acilen insanlığa ulaştırılması gerekmektedir. İnanıyoruz ki, fıtrata uygun bu hakikatlere tüm insanların ihtiyacı var ve insanlığın kıyamet öncesi son şansıdır.
***
Bediüzzaman Said Nursî’nin merhum talebelerinden Zübeyir Gündüzalp diyor ki: “Evet, fen bütün hızıyla ilerlemektedir. Maneviyatta yükselmek de, bununla muvâzîdir. Maddî alanda bir saatlik yolun bir saniyeye indirildiği bir devri yaşıyoruz.
Maneviyat sahası ise, daha süratli ve vüsatlidir. Eski zamanda yarım asırda elde edilebilen ilm-i hakikat, şimdi ise, bir zamanda kazanılabiliyor. Belki de daha az bir müddette aynı semere ve aynı netice hâsıl oluyor.
Cenâb-ı Hakk’ın rahmet ve keremiyle bu asır Müslümanlarına lütuf buyurduğu bu kadar selâmetli ve kolay elde edilebilecek İslâmî bir maarifin, imanî bir neticenin mevcudiyetini işiten ve aklı başında olan her insan, hususan her Müslüman, bu zengin servete mâlik olmak için Nur Risalelerine büyük bir sadâkat ve sevgi ile çalışmaktan nasıl geri kalabilir?”3
Öyleyse; medar-ı niza konuları bir tarafa bırakıp, Risale-i Nur’un fikirlerini neşreden bütün gazete, kitap, dergi, internet hizmetlerimize ağırlık verelim.
Hazreti Üstadımızın ideali olan Risale-i Nur Üniversitesinin, Medresetüzzehra’nın kurulmasına gayret edelim. Bu üniversitenin çekirdeği hükmündeki “Risale-i Nur Enstitüsü”ne, dershanelerimize elbirliğiyle sahip çıkıp kuvvet verelim.
Teknolojinin bütün nimet ve fırsatlarını kullanarak dünya çapında ve bütün insanlığa hizmet sunabilecek Risale-i Nur Düşünce Kuruluşları tesis etmek için gayret gösterelim.
***
Düşünce kuruluşları (think tank), insanlığı ilgilendiren her konuda kamu politikalarını inceleyen, yön veren, etkileyen, sosyal, politik, ekonomik ve kültürel alanlarda bilgi ve analiz üreten, bu bilgileri takip ve tasnif ederek ihtiyaç halinde sunan kuruluşlardır. Türkiye için yeni bir alandır. Küçük bir araştırma ile hakkında malumat alınabilir.
Madem, “Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenâsi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.”4 Öyleyse; dünya çapında bir idealimiz olsun.
Şimdi bütün insanlığın hayrına bir gaye-yi hayal edip, ‘Bismillah’ diyerek küçük bir adım ile hemen başlama zamanı. Çünkü her şey önce hayal etmekle başlıyor.
Dipnotlar:
1- En'âm suresi, 59, 2- Hizmet Rehberi, 29, 3- Nurun İlk Kapısı, 158, 4- Hakikat Çekirdekleri.