Uykusuzluğun çaresi uyumak, açlığın çaresi beslenmek, ataletin, tembelliğin çaresi ise; şevk ve gayretle yeni hizmet hamlelerine yoğunlaşmaktır. Hayat; bir hareket ve faaliyettir, hareketsizlik ise yokluğa ve ölüme yakındır.
Dünya 2025 yılına 8 milyar 160 milyon kişiyle girmiş. Bunun 1,6 milyarı Müslüman. Maden, bitki, hayvan değil, insan yaratıldığımız için sonsuz şükürler olsun.
İnsanların içinde Müslüman olmak, bunların içinde de iman hakikatlerini muhtaç gönüllere ulaştırmayı hedefleyen, muhabbet fedaîleri arasında yer almak şükür ve sorumluluk gerektirmez mi?
GAYRET, ÜMİT VE KUCAKLA(Ş)MA...
Gayretteki lezzeti bilseydiniz, bir saniyenizi bile boşa geçirmezdiniz. Çünkü “ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur.”1
“İnsanları canlandıran ümit, öldüren ümitsizlik” ise; ümidi hep diri tutmamız gerekiyor.
İnsanların büyüklüğü dava ve idealinin büyüklüğüne özdeş ise; “kimin himmeti millet ise, o tek başına bir millet” oluyorsa; dünya ve âhireti ihata eden, bütün Müslümanları, bütün insanları kucaklayan bir davamız olmalı.
Gaye-i hayal olmazsa zihinler enelerin, egoların etrafında gezip, birbirleriyle uğraştırıyorsa; gaye-i hayallerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor.
Madem omuzumuza “ihsân-ı İlâhî olarak” iman, Kur’ân hizmeti konulmuş; öyleyse birbirimizin kusuruna takılmayarak, gerekiyorsa helâlleşerek, birbirimizle uğraşmadan sırf Allah rızası için, ihlâsla şevkle gayretle hizmet etmeye “mecbur ve mükellefiz.”
BEYİN FIRTINASI VE HEDEFLER
Bunlar zaten malumunuz ama zaman zaman hatırlamaya ihtiyaç duyduğumuz hakikatler. Şimdi biz aklımıza gelen hizmet hamlelerini sıralayalım, sizler de yorumlarınızla katkı sağlayın lütfen. Bunları uygulamak için neler yapabileceğimizi gündemimize alıp, kafa yoralım.
* 57 İslâm ülkesi var. Bunların elçilik ve/veya konsolosluklarıyla irtibat kurup iftarlar, toplantılar, röportajlar yapabilir, Nurları tanıtabiliriz.
* Hazret-i Üstad Bediüzzaman 22 Şubat 1951’de Vatikan’daki Hıristiyan âleminin ruhanî reisi olan Papa’ya bir Zülfikar kitabı göndermiş, Papa da buna karşı teşekkür cevabını yazmıştı.
1953 yaz aylarında, İstanbul Fener Patriği Athenagoras’la görüşmüş ve “Hıristiyanlığın din-i hakikîsi olan tevhid ve nübüvveti kabul ettiğiniz gibi, Hazret-i Muhammed’i de (asm) peygamber ve Kur’ân-ı Kerîm’i de Kitabullah olarak kabul ederseniz, ehl-i necat olacaksınız.” demişti.
“Birinci Avrupa”yı temsil eden “dindar hakiki İsevîlerle” deccalizme karşı mücadelede işbirliği yapabilir miyiz, yapılacak çalışmalar nelerdir?
* Geçmişte yayınladığımız “İlim Teknik Serisi” ve benzeri kitapları son gelişmeler ışığında güncelleyip, şartlara uygun şekilde insanlara takdim edebilir miyiz?
* Yeni Asya TV, DKT yapım gibi dijital ortamlardaki yayınlarımızı daha aktif hâle nasıl getirebiliriz? Youtube’un yanı sıra, ülke çapında yayın yapan bir TV kanalı mümkün mü?
* “Gençliğin imanını çalan sorulara karşı cevaplar” şeklinde küçük broşürler, 3-5 dakikalık videolar yapmak çok mu zor?
* “Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve cemaat! Ve ey Al-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu manasız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız.” diyor Hazret-i Üstad.2
Geçmişte bir kaç kez yapıldığı gibi; Alevî ve Sünnîlerin üzerinde buluşabileceği bir platform oluşturmak için neler yapabiliriz?
* Çocuk, gençlik, kadın ve aileye kurulan tuzakları deşifre ve tamir nasıl olacak? Ölüm, ahiret, kötülük problemi gibi insanlığı ilgilendiren konularda yeni yayınlar -dijital veya basılı- yapabilir miyiz?
Haftaya devam edelim inşallah.
Dipnotlar:
1- Şualar, s. 184.; 2-Lem’alar, s. 32.