Camilerde bulunan kütüphaneler, iyi niyetle ve büyük bir hevesle oluşturulmuş olsa da pek ilgi görmüyor.
Raflarda tozlanmaya yüz tutmuş kitaplar, pek az kişinin uğradığı bu alanlar, aslında büyük bir kültürel mirası barındırıyor. Ancak modern dünyada insanların kitaplara ve okuma alışkanlıklarına bakışı değişirken, bu kütüphaneler dekoratif bir bölüm olmaktan öteye bir mana taşımıyor .
İtiraf edelim, acı gerçeğimizi kabul edelim, yeteri kadar okumuyoruz. Bu eksikliğin bizi götürdüğü yer ise oldukça riskli. Okuma alışkanlığı zayıfladıkça kulaktan dolma bilgilerle yetiniyor, dinimizi eksik ya da yanlış öğreniyoruz. Sosyal medyada dinî bilgi adı altında dolaşan yüzeysel, hatta kimi zaman çarpıtılmış içerikler, bilginin yerini alıyor. Oysa camiler tarih boyunca sadece ibadet edilen yerler değil, aynı zamanda birer ilim ve irfan merkezi olmuştur. Ders halkaları, sohbetler, kitaplarla yoğrulan bir cemaat vardı. Şimdi ise cami kütüphaneleri var, ama raflardaki kitaplar tozlanıyor. Bugünün ihtiyaçlarına cevap verebilmek için camilerde kitap okuma seferberliği başlatmak zorundayız.
Ancak bu noktada yanlış bir tutumdan da kaçınmalıyız. Kitap düşmanlığı da, okumaya ilgisizlik de bizi yanlış bir yere sürükler. Risale-i Nur meselesine gelince… Bir dönem Diyanet tarafından basılmış, sonra camilerden kaldırılmış. Ancak asıl mesele sadece bir kitabın camide yer alıp almaması değil, genel anlamda okumanın teşvik edilmesi olmalı. Cemaatin kitapla bağını güçlendirecek bir hareket başlatmazsak, kulaktan dolma bilgilere mahkûm oluruz.
Bugün camilerde “Kitap Okuma Seferberliği” başlatmanın vakti gelmiştir. Risale-i Nurlar başta olmak üzere, İmam Gazalî’den Mevlâna’ya, Elmalılı Hamdi Yazır’a kadar birçok kaynağın okunduğu, sohbetlerin yapıldığı bir atmosfer oluşturmalıyız. Belki cemaat namazdan sonra eline bir kitap alır, birkaç sayfa okur. Belki kütüphaneye uğrayıp evine bir kitap götürür. Bu çağın getirdiği bilgi kirliliğiyle baş edebilmenin yolu, doğru kaynaklara yönelmektir.
Artık mesele sadece “Camide kitap okunur mu?” sorusu değil. Mesele, bugünün Müslümanları olarak buna kayıtsız kalıp kalamayacağımızdır. Okumazsak, öğrenmezsek, sorgulamazsak, yanlış bilgiye, hatalı anlayışlara kapı açarız. Küçük adımlar, büyük değişimlere vesile olabilir. Asırlık bir proje olan Müslümanları cahil bırakma projesine de bir son vermiş oluruz.
O hâlde, camide kitap okunur mu? Elbette okunur. Hatta okunmalıdır!