Eski Said makalelerindeki çok önemli mesajlardan biri, “İstibdat herkesin şevkini kırıp atalete sevk ediyordu” cümlesinde (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 82).
Demek ki, istibdadın sebep olduğu bir olumsuzluk da, insanlardaki şevki söndürüp onları tembelleştirmesi. “Neme lâzım, başkası düşünsün” sözü için Üstadın yaptığı “istibdadın yadigârı” nitelemesi de bu manayı tamamlıyor. Bu durumdan kurtuluşun çaresi ise, “Hürriyete hitap” başta olmak üzere Üstadın o dönemde yazdığı metinlerdeki hürriyet tahlillerinde geniş şekilde izah edildiği gibi, insanın ufkunu açıp kabiliyetlerini ilânihaye geliştirmenin anahtarını sunan hürriyet-i şer’iye formülünde.
Çünkü Allah’ın yeryüzündeki halifesi olma istidadına sahip olarak yaratılan insanın fıtratındaki “a’lâ-yı illiyyîne çıkma” potansiyelini harekete geçirecek en önemli dinamik hürriyet. Hürriyet olacak ki, bu potansiyel aktif hale gelsin, şevk canlansın, gayret kamçılansın, herkes “zincir-i ataleti kırmak ve perde-i sefaleti yırtmakla, meydan-ı terakkîye atıl”sın (Age, s. 83).
Ama hürriyet kendiliğinden gelecek birşey değil. Gelmesi için gerekli zemini hazırlayıp yolları açmak da bize düşüyor. Birinci şart, Allah’tan başkasına boyun eğmeme dirayeti ile, Onun yarattığı hiçbir şeye tahakküm etmeme şefkatini kazandıracak tahkikî bir imanda derinleşmek.
Sonra, yine bu imanın tezahürleri olan marifet ve fazilet mecrasında yürümek; cehaletin bilumum versiyonlarından arınıp doğru bilgiyle donanmak; bu bilgileri eğip bükmeden “hak” temelinde anlamaya çalışıp, Bektaşi gibi işine gelen kısmını alıp kalanını gizleme ve yok sayma tavrından kaçınmak; dedikodu, gıybet, arkadan çekiştirme, gevezelik, dalkavukluk gibi gayri ahlâkî davranışlardan uzak durmak...
İhtilâfları kaldırıp, “Madem ki meşrutiyette hakimiyet millettedir; mevcudiyet-i milleti göstermek lâzımdır” (Age, s. 69) ve “Şimdiye kadar ihtilâf-ı efkârımızdan (fikir ayrılıklarımızdan) istibdat istifade etti. Şimdi evvelâ biz müttefik olalım” (s. 83) sözlerinde ifade edilen manayı hayata geçirecek bir ittihadı başarmak.
Çeşit çeşit istibdatların kayıt ve zincirleri, ancak hürriyet-i şer’iye temeli üzerine bina edilen bir meşveret-i şer’iye ile kırılıp dağıtılabilir.