"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meclis hâkim, hükümet hizmetkâr

Kâzım GÜLEÇYÜZ
19 Nisan 2025, Cumartesi
Bediüzzaman İkinci Meşrutiyet’in ilanının 3. gününde Sultanahmet meydanında düzenlenen mitingde irad ettiği ve bilâhare Selanik’te tekrarladığı “Hürriyete Hitap” nutkunda diyor ki:

“Bu zamanda revâbıt-ı içtima [sosyal bağlar] o kadar tekessür etmiş [çoğalmış] ve levazım-ı taayyüş [maişet ve geçim için gerekli şeyler] o derece taaddüt etmiş [çeşitlenmiş] ve semerat-ı medeniyet [medeniyetin meyveleri, ürünleri] o kadar tefennün etmiş [farklı ilimlere ve uzmanlık alanlarına konu olmuş] ki, ancak yalnız kalb-i millet hükmünde olan Meclis-i Meb’usan ve fikr-i ümmet makamında olan meşveret-i şer’î ve seyf ve kuvvet-i medeniyet [medeniyetin gücü ve kılıcı] menzilinde bulunan hürriyet-i efkâr [fikir hürriyeti] o devleti taşıyabilir ve idare ve terbiye edebilir.”

Burada, yeni çağda devletin dayanacağı üç temel direği Meclis, meşveret ve fikir hürriyeti olarak sıralıyor Said Nursî. Seçilmiş vekillerden oluşan Meclisi milletin kalbi olarak nitelerken, ümmetin ortak fikrinin orada yapılacak meşveretle ortaya çıkacağını, bu meşveretin doğru ve sağlıklı neticeler üretebilmesinin en önemli şartının da fikir hürriyeti olduğunu söylüyor.

Bunlar iç içe diyebileceğimiz derecede irtibatlı ve birbirini tamamlayan esaslar.

Çağdaş devlet şahsa değil, Meclise dayalı bir sistemle yönetilir. Bu Meclis, ülke meselelerini istişare ederek sonuca bağlar ve sorunları çözer.

Ama bunun için, istişarelerin mutlaka hür ortamda yapılması gerekir.

Nitekim Bediüzzaman’ın “Meb’us hürdür, hiçbir tesir altında olmamak gerektir”1 beyanı da bu manaya işaret ediyor.

“Meşrutiyet hâkimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı ammenizin [kamuoyunun] misal-i mücessemi [cisimleşmiş örneği] olan meb’usan [milletvekilleri] hâkimdir; hükümet hâdim ve hizmetkârdır” sözü işin diğer bir boyutunu tamamlıyor.

Buna göre, millet adına hâkimiyet, halkın oylarıyla seçilen vekillerin bir araya gelerek görev yaptığı Meclistedir, hükümet ise onun emrinde, hizmetinde ve kontrolündedir.

Şimdi soralım: Bugünün Meclisi, yüz 

küsur yıl önce yapılan bu veciz tariflerin neresinde?

Okunma Sayısı: 1048
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Türeli

    19.4.2025 13:07:27

    Muhyiddini Arabi; "bizim seviyemize gelmeyen bizim eserlerinin okuması" diyor, yani okuduğunu yanlış anlar yanlış yollara sapar müellifi de tekfir ile itham etme tehlikesi olur demek istiyor. Bizim yazarlar da her bir yazıları Risale-i Nurun şerhi hükmünde olduğundan Risale-i Nurları lahikaları ve eski eserleri ile beraber anlayarak okumayanlar yazarların yazılarına da hatalı yorumlar yazabilir ve yazarları yanlış yapıyor iddiasında bulunabiliyorlar.

  • HÇeşitcioğlu

    19.4.2025 12:18:30

    Yanlış işliyen devlet mekanizması örneği: Esad rejimi enformasyon bakan yardımcısının damadı olan ve Suriye iç savaşı sırasında Türkiye’de Esad rejiminin propagandasını yapan, bazı Youtuber’ları iç savaş sırasında rejim bölgelerinde gezdiren Deniz Büstani’nin Ocak ayında resmi bir kurum olan Yunus Emre Enstitüsü’nün Şam temsilcisi olarak atandığı ortaya çıktı. Esad rejiminin yıkılmasından bir ay sonraki atamadan daha sonra vazgeçilmiş. Olayın ortaya çıkması özellikle AK Parti’ye yakın çevrelerden önceki başkanı yolsuzluk soruşturması yüzünden Almanya’ya firar eden Yunus Emre Enstitüsü’ne ve başkanı Abdurrahman Aliy’ye tepkiler yağdı.Serbestiyet.

  • Doğukan Pamir

    19.4.2025 10:36:05

    Sayın yazar üstadımın dediği,(meclis hakim hükümet hizmetkâr) demokrasi yani (meşrutiyet-i meşrua) ile idare edilen,milletin oylarıyla seçilmiş iradelerine sahip vekillerin oluşturduğu meclislerde olur. Sözcüsüne bile güvenmeyen,her yetkiyi kendi şahsında toplayan ve gören,kibrinden,harisliğinden,zirve yapmış enaniyetinden mütevellit başkasına saygı duymayanların yönetiminde ki bir mecliste bu kaide geçmez.Bu kaideyi Kuzey kore'de,çin'de, sovyet rusya'da, vietnam'da,kamboçya'da görebilir misin?Otomobillerin camlarına takılan filmlerin izahını bile yetkili bakana,hükümet sözcüsüne yaptırmayan bir anlayışın hükümran olduğu otokraside meclis hakimiyetinden bahsedilir mi?

  • Mustafa Said Kara

    19.4.2025 09:56:42

    Çağdaş sistemlerin hepsinde teoride meclis iş görür ama pratikte iş gören liderdir.

  • Mustafa Said Kara

    19.4.2025 09:50:09

    Lider vekilini, bakanını, ekibini liyakatli kişilerden seçerse desteğini aldığı halkı daha uzun süre onayını alabilir.

  • Mustafa Said Kara

    19.4.2025 09:48:25

    Demokrasilerde önemli olan liderin halkla kurduğu bağdır.

  • Halil İbrahim Karahan

    19.4.2025 04:07:37

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı