Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem “Hem, meşhur Ebu Katâde’ye ferman etmiş: ‘Allah yüzünün güzelliğini kalıcı kılsın. Allah’ım! Saçını ve derisini kendisi için mübarek kıl.’ diye genç kalmasına dua etmiş. Ebu Katâde yetmiş yaşında vefat ettiği vakit on beş yaşında bir genç gibi olduğu, nakl-i sahih ile şöhret bulmuş.” (Mektûbât, s.145)
İnsanın en önemli arzularından biri de, genç kalmak, yakışıklı yaşamaktır. İlim adamları bu konuda çalışma yapıyorlar. Bir süreliğine kısmen yüzün genç görünmesini sağlasalar da ihtiyarlığın çaresini bulamıyorlar. Çünkü yaşlanmanın çaresi yoktur. Bu dünya doyumluk değil, tadımlıktır.
Cenab-ı Allah gözü yarattığı gibi, güneşi ve ışığı da yaratmıştır. Mideyi yarattığı gibi, gıdaları da yaratmıştır. Zîrâ, ışıksız göremez ve rızıksız yaşayamayız. Güneş ışıksız, Rahman rızıksız bırakmaz.
Rahman, Rahîm, Raûf ve Âdil olan Cenab-ı Hak da; ebedî yaşama ve ebedî genç kalma arzusunu, imanla yaşayanlara Cennette bahşedecektir. Ebu Katâde mu’cize olarak dünyada bile genç kaldığı gibi, müminler de Cennette genç ve dinç olacaklardır.
Kadınlar imtihanı kazanma neticesinde Cennete gittikleri için hurilerden kat kat daha güzel ve daha cazip olacaklardır. Erkekler ise; Hz.Yusuf’un güzelliğinde, Hz. Âdem’in boyunda, Hz. Eyyûb’un ahlâkında olacaklardır. Orada ihtiyarlık yoktur. Çünkü, ehl-i cennet, hep genç ve herkes 33 yaşındadır.
Cennet, huzur ve mutluluk ülkesidir. Orada; sıkıntı, elem, keder, hastalık, meşakkat ve yorgunluk yoktur. Açlık ve susuzluk yoktur. Sıcaktan ve soğuktan rahatsız olmak yoktur. Orası tam bir saltanat ve huzur yeridir.
İman, istikâmet, ihlâs, sağlık, afiyet, huzur, zikir, fikir, şükür, şifa, şefaat, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.