"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendi kendimize Nurculuk mu yapıyoruz?

Ali FERŞADOĞLU
11 Nisan 2025, Cuma
Eskiden çokça ve sıkça gazete ve dergilerde yazı yazan ve şimdi kenarda duran bazı fikir ehli kardeşlerimiz belki de bu boşluk sebebiyle, “Kendi kendimize Nurculuk yapıyoruz” diyor.

Evvelâ gazete, dergi, kitap ve sâir sesli, görüntülü yayınlar, Risale-i Nur tefsirinin “şerh ve izahlarıdır.” Bunların herbiri bir okuldur; kamuoyundaki âvamdan havâssa herkese hitap eder.  

Ayrıca, Nurlardan “Herkes kendi kendine bir derece istifade eder; fakat herkes herbir meselesini tam anlamaz. İman hakikatlerinin izahı olduğu için hem ilim hem marifetullah hem huzur hem ibadettir.”1 “Herkes her meselesini anlayamayacağına” göre, “ceride-i seyyare” dediğimiz dershanelerle müzakere, münazara, müdavele-i efkâr, “şerh ile izah” yapmak gerekir.

Risale-i Nur harika ve orijinal üslubu ve ilmî kurgusuyla baştan başa imanî, fikrî hakikatlerle bezenmiştir. Fen, sosyal, manevî ilimlerin harmanlanmasıyla hâsıl olan “yüksek İslâm ve iman ilimlerin sırları”; fen ve sosyal ve İslâm ilimlerinden her bir dalın kendine has mefhum ve tabirleri var. Bunlar yalnız başına anlaşılamaz ve çözülemez. Sual şöyle de sorulabilir:

“Derslerde kendi kendimize Nurculuk mu yapıyoruz?” Hayır! Derslerde hem iman hakikatlerini terennüm ve tefekkür ediyor. Ki, öğrenmenin, hafızaya nakşetme psikolojisinin en kesin yolu tekrardır:

“Tesbit etmek için tekrar lâzımdır, te’kid için terdad [sağlamlaştıran tekrar] lâzımdır, teyid [doğrulamak] için takrir, tahkik, [yerleştirmek, incelemek], tekrir [güçlendirmek için  tekrarlamak] lâzımdır. Umumun kalblerinde yerleştirmek için çok defa muhtelif suretlerde tekrar lâzımdır.”3

İşte, yazılı, sesli ve görüntülü yayınlar ile bunu yapmaya çalışıyoruz! Deccal/Süfyan çıktı; eli kalem, dili kelâm, zihni ilim tutan herkesi cihad-ı manevîye çağırıyoruz! Zira, “Padişahların padişahı olan Sultan-ı Ezelî, Kur’ân denilen musikâ-i İlâhiyesiyle umum âlemi doldurarak kubbe-i asumanda şiddetli ses getirmekle, sadef-i kefh-(mağara) misâl olan ulema ve meşâyih ve hutebanın dimağ, kalb ve femlerine vurarak, aks-i sadâsı onların lisanlarından çıkıp seyir ve seyelân ederek, çeşit çeşit sadâlarla dünyayı güm güm ile ihtizaza getiren o sadânın tecessüm ve intibaıyla; umum kütüb-ü İslâmiyeyi bir tanbur ve kanunun bir teli ve bir şeridi hükmüne getiren ve herbir tel, bir nev’iyle onu ilân eden o sadâ-yı semavî ve ruhanîyi”4 işitmek istiyoruz!

Dipnotlar: 

1-Emirdağ Lâhikası, s. 445.; 2-Lem’âlar, s. 171.; 3-Sözler, s. 221.; 4-Münâzârât, s. 46.

Okunma Sayısı: 1250
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ERDOĞAN KAPLAN

    11.4.2025 18:11:27

    Selamün Aleyküm sayın hocam yazınızın başlığına affınıza sığınarak bir eleştiri getirebilirmiyim kendi kendimize nurculuk yapıyoruz dediniz Risale-i Nurlara önce nefsimizin ihtiyacı var kendi nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez üstadım risaleleri okurken önce kendi nefsime okuyorum ibaresi risaleler de var yazılarınızı takip ediyorum RABBİM kaleminize kuvvet versin

  • S.topuz

    11.4.2025 06:36:13

    .."Tâ ki senin ağzından çıkan mübarek kelimelerin havadaki efradları; ihlas ile ve niyet-i sadıka ile hayatlansın, canlansın, hadsiz zîşuurun kulaklarına gidip onları nurlandırsın, sana da sevab kazandırsın. Çünki meselâ sen "ELHAMDÜLİLLAH" dedin; bu kelâm, milyonlarla büyük küçük "ELHAMDÜLİLLAH" kelimeleri, havada izn-i İlahî ile yazılır. Nakkaş-ı Hakîm abes ve israf yapmadığı için, o kesretli mübarek kelimeleri dinleyecek kadar hadsiz kulakları halketmiş. Eğer ihlas ile, niyet-i sadıka ile o havadaki kelimeler hayatlansalar, lezzetli birer meyve gibi ruhanîlerin kulaklarına girer. Eğer rıza-yı İlahî ve ihlas o havadaki kelimelere hayat vermezse, dinlenilmez; sevab da yalnız ağızdaki kelimeye münhasır kalır. Seslerinin ziyade güzel olmadığından, dinleyenlerin azlığından sıkılan hâfızların kulakları çınlasın!"... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 152 - 😪🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌏🇪🇺🕋🇹🇷🇩🇪🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    11.4.2025 06:33:35

    "Ey sevaba hırslı ve a'mal-i uh-reviyeye kanaatsız insan!Bazı Peygamberlergelmişlerki,mahdud birkaç kişiden başka itti-ba edenler olmadığı halde, yi-ne o peygamberlik vazife-i kudsiyesinin hadsiz ücretini almışlar.Demek hüner, kesret-i etba' ile değildir.Belki hüner, rı-za-yı İlahîyi kazanmakladır. Sen neci oluyorsun ki, böyle hırs ile "Herkes beni dinlesin" diye vazifeni unutup, vazife-i İlahiyeye karışıyorsun? Kabul ettirmek, senin etrafına halkı toplamak Cenab-ı Hakk'ın va-zifesidir. Vazifeni yap, Allah'ın vazifesine karışma. Hem hak ve hakikatı dinleyen ve söyle-yene sevab kazandıranlar, yal-nız insanlar değildir. Cenab-ı Hakk'ın zîşuur mahlukları ve ruhanîleri ve melaikeleri kâi-natı doldurmuş, her tarafı şen-lendirmişler.Madem çoksevab istersin, ihlası esas tut ve yal-nız rıza-yı İlahîyi düşün.Tâ ki senin ağzından çıkan müba-rek kelimelerin havadaki ef-radları;ihlas ile ve niyet-i sadı-ka ile hayatlansın, canlansın, hadsiz zîşuurun kulaklarına gidip onları nurlandırsın,"...

  • Halil İbrahim Karahan

    11.4.2025 04:11:42

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı