Türkiye’nin hâlihazırda yaşadığı siyasî, sosyal, ahlâkî ve ekonomik krizden kurtuluşu, Nur Talebelerinin ittihadına bağlıdır.
Aralarında vaki olacak sağlıklı ve kalıcı bir ittihad için onların –en azından çoğunda- Üstad ve Risale-i Nur Külliyatının muhteviyatıyla örtüşen aynı fikir ve düşünce vahdeti olmalıdır.
Zira cemaatte sahih/ sağlıklı bir vahdet/ birlik olmaz ise, sayılarının çok olmasının bir faydası olmaz, tam bir ittihad gerçekleşmiş olmaz.1 Bu vahdet için öne çıkan hususlar şöyle sıralanabilir:
1-Her bir Nur Talebesi, Üstad Bediüzzaman’a sadakat göstererek onun âhir zamanın peygamber varisi; müceddidi, Mehdisi ve müçtehidi olarak kabul etmesi; başka şeyh ve hocaların peşine düşmemesidir.2
2-O, Risale-i Nur külliyatını kendi telif etmiş gibi kabul etmesi; onu okuyup akıl ve kalbiyle hazmetmesi, onun ve içindeki iman ve Kur’ân hakikatlerinin neşrini hayatının gayesi olarak bilmesidir.3
3-İhlâs Risalesini her on beş günde bir okuyarak4 oradaki düsturları, Uhuvvet Risalesi’ndeki prensiplerle birlikte derinlemesine hazmetmesi ve pratik hayata tatbik etmesidir. Bu prensipler muvacehesinde bütün Nur Talebelerini nesebî kardeşten daha ziyade kardeş olarak bilmesi ve tesanüd bağlarını kuvvetli tutmasıdır.5
4-O, temayüz etmiş şahıslara -hürmet duymakla beraber- bağlanmak yerine, Külliyattaki ölçü ve prensipleri esas almasıdır.6 Kim tarafından söylense söylensin söylenen sözleri yukarıda işaret edilen prensiplerin mihengine vurması, uygunsa kabul, değilse ret etmesidir.7
5- Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet şahs-ı maneviye göre olur.8 Bir şahıs dahî de olsa tek başına alacağı kararlarda tam olarak isabet etmesi çok zordur. Onun için Risale-i Nur Külliyatındaki imanî -içtimaî, siyasî bütün prensipleri esas alan ve onları hayata yansıtanların şahs-ı manevisine dâhil olup ihlâs ile cemaatin bir ferdi tarzında hizmet etmesidir.
6-Bu hizmet-i imaniyede bulunan kardeşlerini tenkit etmemektir.9 Medar-ı niza bir mesele varsa onu meşveret zemininde istişare etmektir. Kusurlu, hatalı bir arkadaşının yanlışlarını yumuşaklıkla, yalnız ona söylemesi, ikinci bir kimseye onun hakkında gıybet etmemesidir.10
7-Merhum Zübeyir Gündüzalp, sadece Risale-i Nur’un imanî meselelerini okumak birlik ve beraberliğimizi yeteri kadar temin ede-meyeceğini, Üstadın siyasî ve sosyal olaylar ve yaşayış noktasındaki görüşlerinde, ölçülerinde de birleşmedikçe, onları onun anladığı şekilde anlamadıkça birlik ve beraberliğimizin tam olamayacağını ifade etmiştir.11
Yukarıda belirtilen şartlarda günümüzde bir ittihadın gerçekleşmesi durumunda, deruhte ettiğimiz iman ve Kur’ân hizmetinin daha başarılı ve hayırlı sonuçlara vesile olması yanında, ülkemizin içine düşürüldüğü maddî ve manevî krizlerden kurtuluşunun mümkün olacağı kuvvetle ümit edilir. Ancak bu iş kolay değildir. En azından her bir Nur Talebesinin bir vazifesi, bu ittihadın tahakkuku için çalışmaktır, neticeyi vermek Cenab-ı Hakkın vazifesidir.
Dipnotlar:
1- Mektubat, s.558. 2- Kastamonu L., s.87 vd.
3- Mektubat, s.400.; 4- Lem’alar, s.274 vd.
5- Şualar, s.376.; 6- Kastamonu L., s.92 vd
7- Münazarat, s.119 8- Age., s.28 vd.
9- Lem’alar, s.275. 10- Altın Prensipler, s.87.
11- M.Kutlular, İşte Hayatım, s.103