"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her işte bir hayır vardır

MUSTAFA BALIKÇI
03 Mart 2025, Pazartesi
Eski devirde, bir medrese talebesi şöhretli bir şeyhin dergâhına gidip ona talebe olur. Okuyup çalışmaya, aynı zamanda dergâhın işlerini de görmeye başlar.

Bir gün çeşmeden su doldurup tekkeye dönerken, mahallede oynayan çocuklardan biri, bir taş atıp adamın elindeki testiyi kırar. Üzülerek hocasına gider vakayı anlatır. Hocası:

 “Zararı yok evlâdım her işte bir hayır vardır aldırma” der. Ertesi gün yine aynı şey olur, tekrar hadiseyi korkarak hocasına anlatır. Hocası:

“Böyle şeyler olur evlâdım, zararı yok her işte bir hayır vardır” der.

 Üçüncü günü, tekrar çeşmeden su doldurup dönerken bu sefer testiye atılan taş adamın gözüne gelerek kör eder. Can acısıyla perişan, şeyhine giderek, felâketini anlatır. Şeyh yine soğukkanlı: “Onu tedavi ederiz, korkma evlâdım geçer” diye her günkü gibi: “Her işte bir hayır vardır” deyince adam içinden; “Senin hayrına da şerrine de” diyerek geceyi bekler ve herkes yattıktan sonra pılısını pırtısını toplayıp, geldiği köyün yolunu tutar. Sabah, şafak sökerken yolun kenarındaki çalılıktan bir ses gelir:

“Tutun şu adamı, derhal yatırıp kurban edin!”

Her tarafı silahlarla dolu iki kişi birdenbire yola fırlayarak adamı tuttukları gibi yere yatırırlar ve ellerindeki keskin bıçakları boğazına dayarlarken bir tanesi bağırır: “Ağa bu adamın bir gözü kör, ne buyurursun keselim mi?” Ağa cevap verir:  “ Yok olmaz, bırakın gitsin.” Neye uğradığını şaşıran adam, yerden kalkıp üstünü başını temizledikten sonra korka korka sorar: “Beni neden kesecektiniz?”

“Dün rakiplerimizle vuruştuk. Tutulduğumuz kurşun yağmurlarının altında bir tek can kaybetmedik. Bu bize Allah’ın büyük bir lütfu deyip, sabah ilk gördüğümüz bir canlı mahlûku kurban etmeye karar verdik. Yolumuza ilk sen çıktın,  seni kurban edecektik.” Adam şaşkın bir halde tekrar sorar:

“E, peki o hâlde niye bıraktınız?”

“Dinimizde sakat bir kurbanın sevabı yoktur, caiz de değildir. Senin gözünün birini kör görünce bıraktık, işte bu. Hadi geç git yoluna” diye adamı iteleyenince, adamcağız yolunu ters yüzü edip doğruca hocasının yanına döner ve tekrar ona talebe olur.

Bu deyim, “Başa gelen her kötü hadisede, ya o an ya da çok sonra farkına varacağımız bir hayırlı hikmet vardır.” manasında kullanılır.

(Deyimler ve Öyküleri, Selim Gündüzalp)

Okunma Sayısı: 571
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı