Bir idare sanatı olan siyaseti meslek edindikleri halde çoğu zaman o mesleğin kaidelerini dahi bilmiyorlar. Siyasette başarılı olmanın yolunun, bazı kabiliyetlere, hünerlere sahip olmaktan geçtiğini, lâzım olan basireti, feraseti göstermekten geçtiğinin dahi farkında değiller.

Dinî değerleri istismar eden ve maalesef bu yöntemle bugüne kadar muhafazakâr kesimin desteğini olan bu iktidara muhalefet etmek için çalışanlar ne yapıyor?

Bazı siyasetçiler, muhalefet ediyoruz diye daha büyük yanlışlar yapıyorlar.  İktidara muhalefet yapıyoruz diye, dinî değerleri rencide edecek beyanlarda bulunmak fayda vermez.

Büyük çoğunluğu  Müslüman olan bu ülkedeki insanlar, kendileri tam dindar olmasalar da idare edecek olanların dindar veya dine ve dindarlara hürmetkâr olmalarını isterler. Bu insanların haklı olan bu beklentilerini dikkate almadan, onları memnun edecek olan bir siyaset dilini istimal etmeden, onların onaylarını ve taraftarlıklarını nasıl, ne şekilde kazanılabilir ki?

Geçmişte tek parti dönemindeki siyasî dili kullanmak Türkiye gerçeklerinden haberdar olmayanların yapacağı işlerdir. Eski hataları ve kusurları tekrarlayan siyasî dil ve beyanlarda bulunmak artık ülkemizde taraftar ve destek bulmaz. Yanlışları tekrarlayanlar millet nezdinde tasvip görmemiş ve bundan sonra da görecek gibi durmuyor.

Geçmişte yapılan yanlış yaklaşımlar neticesinde rencide edilen muhafazakâr kesimle olan mesafeyi kapatmak için, aynı zamanda hak, hukuk, demokrasi adına sergiledikleri müspet tavır ve yaklaşımlar idareci ve siyasetçilerin başarının önemli bir sebebidir.

Muhafazakâr kesimin ve hassasiyet noktası olan dinî değerlere karşı, olması gereken anlayış ve saygı dikkate alınır ve o çerçevede bir siyaset dili istimal edilirse, hemen her alanda uyguladığı yanlış politikalarla milleti bunaltan ve artık tükenme sürecine giren iktidarın ayakta durmaya tâkati kalmayacaktır. Yoksa, dinî değerleri ve dindarları rencide eden beyanlarda bulunmaya devam edenler iktidar yüzü görmezler.