"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasallaşan kurum ve kuruluşlar

Hüseyin GÜLTEKİN
18 Kasım 2024, Pazartesi
Merhum Demirel ülkemizin ve milletin huzurunu, birlik ve beraberliğini düşünerek okula, kışlaya ve camiye siyaset girmemesi gerektiğini, milletin ortak kullanım alanları olan bu yerlere şayet siyaset girerse ülkenin birlik ve beraberliğinin, milletin huzur ve sükûnunun zarar göreceğini hep dile getirdi.

Bu konuda kendisi, dolayısıyla partisi gerekli titizliği gösterdi; bu meyanda diğer siyasî partilere de hep uyarılarda bulundu.

Geldiğimiz noktada; günümüz itibarıyla okula, kışlaya, camiye siyaset girmemesi bir yana, bilhassa iktidara bağımlı hâle gelmeyen herhangi bir kurum, kuruluş kaldı mı?

İstisnaları olmakla beraber, ilkokullardan her derece okullara kadar torpille atanan memurların, öğretmenlerin ve idarecilerin bir kısmı serbestçe iktidarın propagandasını yapıyorlar. Liyakatine, kariyerine, kıdemine bakılmadan; partiye yakın görüldüğü için rektörlüğe atanan profesörlerin mahiyetindeki akademisyenlerin bir kısmı çekinmeden iktidarın reklamını yaparken, aykırı ses çıkaranların hemen icabına bakılmıyor mu?

İstisnaları olmakla beraber birçok üst düzey bürokratın, valilerin ve kaymakamların partinin aktif bir elemanı gibi hareket ettiklerini hemen herkes biliyor.

Ülkenin bütünlüğünü korumakla vazifeli silâhlı kuvvetlerin, geçmişte kendilerini ülkenin tek sahibi gibi görerek verdikleri muhtıralar ve yaptıkları darbelerle ülkeyi birçok badireye sürükledikleri pervasızlıkların yerini, bugün, kanun ve yasakları hiçe sayan bazı siyasîlerin yanında, muhalefete yönelik tahkir dolu konuşmalara alkış tutan üst düzey komutanların tavırları almış görünüyor.

Camilerimizde Cuma günlerinde okunan, siyaset kokan ısmarlama hutbelerle, yapılan siyasî vaaz ü nasihatlerle milleti camilerden soğutmakla kalmayıp, aynı mekânda saf tutan ehl-i dinin birbirine şüphe ile bakmasını düşündüğümüzde bu yanlış tablodan rahatsız olmayıp, böyle siyasîlerle haşir-neşir olmalarını anlamak mümkün mü?

Geçmişte iktidarların doğru uygulamalarına karşı Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın, Yargıtay’ın mesnetsiz iddialarla verdikleri keyfî kararlarla, iktidarın ülke yararına olan icraatlarına köstek olması yerine, bugün, siyasî iktidarın arzusu istikametinde hukuksuz kararlar almakta herhangi bir beis görmeyen bir yargı kurumu yok mu?

Geçmişte “kartel medya” dediğimiz medyanın; attıkları manşetlerle, yaptıkları yalan yanlış haberlerle, döşedikleri köşe yazılarıyla propaganda yapmalarının yerini, iktidarın bugüne kadar besleyerek kendine bağımlı hâle getirdiği ve iktidarın bedihî yanlışlarını dahi alkışlamayı âdet hâline getiren medya aldı.

Böyle hemen hemen bütün kurum ve kuruluşların iktidara bağımlı hâle gelerek siyasallaştığı bir ülkede, arzu edilen birlik beraberliğin, istenen manada huzur ve sükûnun sağlanması mümkün mü?

***

Kâzım kardeşe geçmiş olsun diyor, hukuk devleti ve ifade hürriyetinin gereğinin yapılarak bir an önce tahliye edilmesi için dua ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1460
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    19.11.2024 00:27:22

    Maalesef herkesin vergileriyle bütçesi oluşturulan devlet kurumları adeta etkilerin emrinde birer kurum haline getirildi, başta adalet dağıtmaya görevli olan mahkemeler adeta bir yerlerden gelen mesaj doğrultusunda karar verir hale geldi. Bir üst mahkemenin verdiği kararı alt mahkemeler uymaz hale getirildi. Mahkemeler beraat kararivermiş olmasına rağmen o beraatine hiç bir hükmü kalmadı siyasi irade ne diyorsa ona göre hareket edilir oldu. Oysa Ķur'anın temel emirlerinin birisi adalet olmasına rağmen adaletin a si bile uygulanmıyor. Her dönem milli savunma bakanlığına eski genel kurmay başkanları atanıyor,bu durumda ordu siyasetin emrine verilmiş olmuyor mu. Diyanet işleri ve camiler ve imam hatip okulları zaten iktidarın arka bahçesi gibi. Üniversiteler bilim üretmek yerine iktidarı vilslama faaliyeti ile mesguller,mesela hangi üniversiteyi iktisat ve ekonomi bölümü ülke ekonomisinin gidişatı ile görüş bildirebilir,hepsi ya susuyor yada gidişatı övmekle meşgul.

  • H.Osman

    18.11.2024 18:24:46

    "Kâzım kardeşe geçmiş olsun diyor, hukuk devleti ve ifade hürriyetinin gereğinin yapılarak bir an önce tahliye edilmesi için dua ediyoruz."

  • Mustafa

    18.11.2024 17:49:47

    Emeğinize sağlık...

  • Salih özbay

    18.11.2024 13:54:05

    Fetö ve nurcuların(yeni asya hariç) sayesinde değil mi bugünkü iktidarda olanların Kemalizm'i ihya etmeleri.... Memleketi bu duruma getirmeleri.... K. G. Defalarca uyardık malesef bildiğini okumaya devam etti.fetö nün siyasal islamcılardan ne farkı var Allah aşkına....İslama en büyük zulmü yapmadılar mı?

  • Erdem MASTAR

    18.11.2024 10:36:41

    Kazımbeye destek ancak yeni asyanın sımsiyah çıkmasıyla olur yoksa laf ile bir cacık olmaz iktidar laftan anlamaz bunca zulme seyirci ve zevk alıyor canavar misali hem seni yer hem dişinin kirasını ister

  • Nihat

    18.11.2024 05:07:13

    Kaleminize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı