"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tenkitlerde ölçü

Hüseyin GÜLTEKİN
30 Aralık 2024, Pazartesi
Geçenlerde bir okuyucumuzun; Üstad Bediüzzaman’ın, “Bu hizmet-i Kur’âniye’de bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek” tavsiyesini dikkate alarak yazdığımız bir yazı ile alâkalı yaptığı yorumda “Her makale, her yazı eleştirilir. Eleştirmeyince kendimizi nasıl geliştireceğiz?” gibi bir sualde bulundu.

Evvela belirtelim ki “kardeşlerinizi, tenkit etmemek” ikazı bizim değil; Üstad Bediüzzaman’ın ikazıdır. Biz de Üstad’ın bu tavsiyesi ışığında, bu ciddi mesele ile ilgili fikrimizi nazarlara vermeye çalışıyoruz. Elden geldiği kadar Risale-i Nurdaki ölçü ve prensipler çerçevesinde kalmaya çalıştığımız yazılarımızla ilgili her türlü yorumdan ve tenkitten memnuniyet duyarız.

Madem yine söz tenkit meselesinden açıldı, biz yine bu önemli konu ile ilgili Üstad Bediüzzaman’ın nazarlara verdiği tavsiyeler ışığında fikrimizi kısaca ifade etmeye çalışalım.

Üstad’ın, “Bu hizmet-i Kur’âniye’de bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek” tavsiyesine ilâve olarak Zübeyir Ağabeyin de “Kardeşlerinizin zerre kadar hizmetlerini batmanlar olarak görün” anlamına gelen tavsiyesine baktığımızda, hadimler açısından bu tavsiyelere riayet etmenin önemli bir sorumluluk olduğunu, bu tavsiyelere riayet etmeyip, sudan bahanelerle tenkit etmeyi alışkanlık haline getirmenin bu hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerimizin hukukuna bir nevi tecavüz olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla hiçbir hadimin böyle bir manevî mesuliyeti göze alacağını tahmin etmiyoruz.

Kendimizce kardeşlerimizde gördüğümüz kusurlar gerçekten iman-Kur’ân hizmetlerimize zarar verecek, Nurlardaki ölçülerle örtüşmeyen kusurlar mı, yoksa beşer olmak hasebiyle çakıl taşları hükmündeki ufak tefek hatalar mı, yoksa mizacımıza veya meşrebimize uymadığı için bazı kardeşlerimizin hoşumuza gitmeyen bazı huylarını bahane ederek onları kınamaya mı yelteniyoruz? Bütün bu gibi durumları değerlendirdikten sonra hizmetlerimize zarar verecek bir durum söz konusu değilse asla tenkitlere tevessül etmemeli, ufak tefek kusurlara nazar-ı müsamaha ile muamele etmeliyiz.      

Şayet arkadaşlarımızdan sudur eden yanlışlar Nurlardaki ölçülere ve düsturlara uymayan ve kudsî davamıza zararı dokunan haller ise, o zaman da şahsın kendisini kırmadan, incitmeden, tatlı bir dil ile gerekli uyarı ve tavsiyelerimizi yapmalıyız.

İnada, kine ve garaza dayanan tenkitlerden şiddetle kaçınmalıyız.

Yüzde yüz haklı da olsak, fırsat kollayan dine muhalif çevrelere, ifsat komitelerine malzeme olması muhtemel tenkit ve uyarılardan da şiddetle kaçınmalıyız.

Bu meyanda gerek dava arkadaşlarımıza, gerek mensubu bulunduğumuz camiamıza veya naşir-i efkârımız olan gazetemize yönelik olarak; bize muhalif olup fırsat bekleyen çevrelerin attıkları iftiraların bir benzerini biz de yapıyorsak bilelim ki, iyi niyetlerle de olsa kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluyoruz. Ki hiçbir hadimin, böyle bir manevî mesuliyeti gerektiren bir yanlışı göze almasına ihtimal vermiyoruz.  

Okunma Sayısı: 1261
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    30.12.2024 20:46:07

    Bir müslüman hem metodu, yani takip ettiği yol ile maksadının, hedefinin de doğru olması gerekiyor.Batıl bir yol ile hak bir hedefe gidilemez.Hak bir yol ile batıl bir hedefe,maksada gidilemez. Bu ikisinin de hak, doğru lazım.Bu iki cihette arızalı olanlar mudafaa edilemez.

  • Abdullah

    30.12.2024 20:07:41

    Hakkı savunanların haksızlık yapmama sı lazım.Zülme karşı çıkanların zalim olmaması gerekiyor.İnandırıcı olmak için bu şart.Yoksa ikili davrananlar sah tekârlıktan, kötü imajtan kurtulamazlar. Bir zamanlar beraber olup,;haksızlık yapanlar,türlü türlü zulüme imza atan lar,haktan ve adaletten bahsedemezler. Gülen ve iktidar tarafı bunu yaptı.Şim di bu ikisi, veya ikisinden biri mağduri yet yaşadık, yaşıyoruz diye feryada ede mezler.Bu iki siyasi cereyan beraber zulüm ve haksızlıkarı yaparken; ikisinin de tabanından ses çıkmadı.Karşı çıkmadılar.Zalümlerle beraber oldular. Yani zimnen zalim oldular.Kader adalet beşer zülmeder.Hükmü burada da geçerlidir.

  • Hasan SUKES

    30.12.2024 11:58:53

    Allah razı olsun, uyarıları zaman zaman hatırlamak iyi olur. Teşekkürler

  • Rasim İşlek

    30.12.2024 08:37:16

    Aynı hassasiyeti din kardeşlerimiz için de göstermeliyiz. Siyasal islamcı diye sürekli eleştirmek doğru mu? Din düşmanlarının eline fırsat vermemeliyiz. Solcular gibi kemalistler gibi bir tekme de biz vuramayız. Biz din kardeşiyiz. Hataları olabilir ama bunu eleştirirken kamuoyuna açık bir şekilde yapmamalıyız.

  • Osman Yıldirim

    30.12.2024 00:33:58

    Tabi ki tenkit hiç hoş değil ama kutsi davalar ve o davalarla meşgul olan insanların itilip katılması vede hiç aslı astarı olmayan bir takım iftiralara maruz bırakılarak yıpratılmalarına sebep olan davranış ve eylemlerinde olmaması gerekir. İçinde bulunduğumuz Nazik davayı bir çok fedakarlıklarla yürüten has kardeşlerimizin aslı olmayan iftiralarla yıpratilması vicdan taşıyan herkesi derinden yaralamaktadır. Ve üstelik bu hoş olmayan davranışların ne yazık ki kendi dava arkadaşlarımız tarafından ve bir siyasetçinin kendi siyasi hırsı için uydurduğu kelimeler kullanılarak yapılması ister istemez bir takım tenkitlere kapı açmaktadır buda hizmetimizin nezaketi ve hassasiyeti gerçeği yapılmaktadır. Keşke bu gibi hususlara kapi açılmasa ahenk içerisinde davamıza yekvücut olarak hizmet yapabilsek,ama imtihan dünyasındayız.

  • Yahya

    30.12.2024 00:32:51

    Kırgınım efendim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı