"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Devletin dini adalettir”

Hüseyin GÜLTEKİN
17 Şubat 2025, Pazartesi
Üstad Bediüzzaman’ın tespitiyle, insanlar kendileri tam dindar olmasalar da idarecilerinin dindar olmalarını isterler.

Kendilerini idare eden idarecilerinin dindar olduklarını görünce onlara itaat ederler, dindar olduklarını görmezlerse taraftar olmazlar.

Bilindiği gibi sıradan ehl-i din için dindarlığın ölçüsü, başta namazı ve diğer dinî vecibeleri yerine getirmek ve haramlardan kaçınmak olsa da, milleti idare etmek makamında olan idareciler için, bilinen dinî vecibelere ilâve olarak, “Devletin dini adalettir.” diye işaret edilen, bütün vatandaşlara eşit yani adaletli olmak zorunluluğudur.

İdareciler açısından, “adalet”, önceliklidir. Şahsî ibadetler ve dindarlıklar insanların yalnız kendilerini alâkadar eden vecibeler olsa da, idareciler için adaletli olmak, kul hakkına riayet etmek keyfî bir mesele değil; bir mecburiyettir.

Adalet, hak hukuk neden bu kadar önemlidir? Çünkü ülkelerin geleceği, milletlerin huzur ve sükûnu, ancak idarecilerinin herhangi bir kayırmacılığa, hukuksuzluğa sapmadan bütün vatandaşlara tam bir adaletle muamele etmeleriyle mümkündür.

Adaleti dikkate almayan idareciler, dinin bilinen diğer vecibelerine takva derecesinde riayet de etseler raiyetlerine karşı yüklendikleri sorumluluklarını yerine getirmiş olamazlar.

Bütün vatandaşlara eşit davranmakla sorumlu olan idareciler, kendilerine taraftar olanlara devletin bütün imkânlarını peşkeş çekip diğer taraftan kendilerine muhalif gördüklerine de üvey evlat muamelesinde bulunuyorlarsa yüklendikleri sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmemiş olurlar.

İdeal olan, elbette, bizi idare edenlerin hem dindar olmaları hem de adaletli olmalarıdır. Dikkate almamız gereken bir husus var ki, Üstad Bediüzzaman’ın; “... din düsturlarının bir hâdimi olmak cihetinde güneş gibi imanlar taşıyan bir kısım sahabeler ve onlara benzeyen mücahidînden, Selef-i Salihîn’den başka siyasetçi, ekserce tam müttaki, dindar olamaz. Tam ve hakikî dindar, müttakî olanlar siyasetçi olmazlar.” tespitleri ışığında; günümüzde hem tam dindar, hem de tam anlamıyla adalet ile muamelede bulunan idarecileri bulmak âdeta imkânsız hale gelmiş.

O halde ülkeyi idare makamında olan idareciler için aranan özellik, şahsi salâhatten önce, adaletle beraber maharet olmalı.

Göz önünde tutulması gereken bir durum da şudur ki; adaletin yanında, milleti idare makamında olanlarda gerekli tecrübenin, kabiliyetin ve maharetlerin bulunması şart. Bu gibi özelliklere sahip olmayan, acemi, beceriksiz, basiretsiz, hünersiz idarecilerin adaletle hükmedip, huzur ve sükûn içinde ülkeyi idare etmeleri mümkün değil.  

Okunma Sayısı: 1205
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit örenel

    17.2.2025 14:06:58

    Yazarı tebrik ederim. Fethullahçıların ellerindeki bilgi ve belgelerin hepsi ve fazlası devlette muhakkak vardır. Fakat o bilgilere göre hareket etmek sadece Gülen grubu içindeki hatalıları değil aynı zamanda Akp içindeki işbirlikçilerini de yargılamayı gerektirir. Fakat tatlı su kahramanları AKP'li işbirlikçilerin yargılanmasını istemek yerine papağan gibi Gülen grubundaki masumlara zulmedilmesinde adalet gören ifadeleri tekrar ediyorlar.

  • Necati

    17.2.2025 13:17:45

    Yazar İslâmî ölçülere uygun bir siyaset adalet anlayışını anlatmaya çalışmış. Bazı yorum yazan özellikle bayan okuyucuların bu manaya kuvvet vermesi gerekirken yersiz teviller ile konuyu saptırmaya çalışmaları hiçte hoş olmamış. Özellikle cemaati ve yazarı yersiz ve tutarsız suçlamalar, hata suç imaların bulunmak dindar birine yakışmıyor. Bu yorumcuların bir cemaate mensubiyetleri, yada Risale-i Nurları okuyup olmadıklarından bağımsız olarak diyorum ki, herkes kendi meslek ve meşrebinin muhabbetiyle hareket etsin, başka cemaat, tarikata, dine hizmet edenlere düşmanlık etmesin, tenkit etmesin. Bu anlayış tenkit ve düşmanlık anlayışı tüm müslümanlara zarar veriyor. Hele aynı cemaatin mensuplarının birbirini tenkit etmesi İhlas risalesinin ikinci düsturu ile kesinlikle bu hizmete büyük bir zarardır. Zulümdür.

  • Eda Gül Beyaz

    17.2.2025 11:00:33

    Şahsi hayatlarımızda ve cemaat işlerimizde bu ilkelere ters bir hayat sürüp, ondan sonra devletten bu ilkeleri uygulamasını beklemek akıntıya karşı kürek çekmeye benziyor. Devlet dediğin şey ne?....ben, sen, o. Biz, siz, onlar....

  • Eda Gül Beyaz

    17.2.2025 10:58:21

    Ve yine aynı şekilde devletin çok sesli ve kucaklayıcı olması gerektiğine inananların, cemaatlerinde bu isteklerine mutabık olarak çok sesliliğe ve eleştiriye açık olması gerekiyor. Kimseyi ihanetle suçlamamaları gerekiyor.

  • Eda Gül Beyaz

    17.2.2025 10:56:53

    Yine aynı şekilde devlet yönetiminde tek adama karşı duranların da cemaatlerindeki tek adam sistemlerini sorgulamaları gerekiyor.

  • Eda Gül Beyaz

    17.2.2025 10:55:46

    Devletten adalet bekleyen ama kendi cemaati için her türlü zalimliği çekinmeden icra eden, soru çalan fetullahçıların da adaletin tecelli etmesi için yardımcı olması gerekiyor. Ellerindeki bilgi/belgeleri teslim etmeleri gerekiyor.

  • Pelin Kurukahveci

    17.2.2025 04:47:50

    Bence devletin dini adalettir sözü, devlet laik-seküler bir anlayışla yönetilsin demek değildir. Devlet islam şeriatı üzere adaletle yönetilsin demektir.

  • Pelin Kurukahveci

    17.2.2025 04:40:12

    Hocam peki bu "adalet dini" neye göre, hangi kıstasa göre, hangi kitaba, hangi peygambere göre hükmünü icra edecektir?

  • Burhan Kula

    17.2.2025 00:19:49

    Adaletin zerresi yok bu memlekette, KHK zulümlerine sessiz kalan destek veren suçluyla masumu bir tutan herkes de bu suça ortaktır. İşte şimdi artık adaletsizlik her yerde ve herkeste bu düzenden nasibini alıyor.

  • Osman Yıldirim

    17.2.2025 00:15:00

    Günümüzde olaylar bu perspektiften değerlendiriliyor ki ya bilinen adam yada karşında bulunan tüm kötüler olarak değerlendiriliyor. Yani bir tane adam var onun dışındakileri tamamı kötü yanı ya o bilinen adamı tercih edeceksiniz yada diğer kötülerden birini. Bunu dindarı da söylüyor dindar olmayanı da. Kısacası diyorlar ki bilinen biri var, bir de o bilinenin karşısındakine var o karşıdakilerinde tamamı yaramaz,terörist,hain vs. İşte ülke insanı böylesi kısır bir döngü ile karşı karşıya. Hak hukuk adalet hakkaniyet,dini değerler değerlendirmede yok. Bu bakımdan ülke gündemi ve siyaseti kilitlenmiş durumda. Üstadın ortaya koyduğu ölçüleri hiç değerlendirmeye alan yok.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı