"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Vardır bunda bir şeyler’ de ve izle!

Sebahattin YAŞAR
10 Mart 2025, Pazartesi
Bir müzik parçası dinlersin, seni alır götürür bir yerlere…

Oysa öyle bir yer yoktur dünyada. Ses, kelime, koku, görüntü ve insan bileşenleri bir araya gelir ve hayalinde yeni bir yerleşim kurulur, sen de ister istemez gidersin yeni mekana, yerleşirsin. Seversin ya da sevmezsin ama artık hayalî de olsa öyle bir mekan vardır hayatında. Tıpkı gördüğün rüya gibi… 

Nereden çıktı bu renkli köşkler, buradaki insanlar kim, mevsim kışken bu rengârenk çiçekler de neyin nesi; her şey Cennet gibi güzel akıp giderken o Cehennemî çığlıklar da nereden çıktı, neşe neden dönüştü birden göz yaşlarına? Sorular, sorular… 

Ve zihinde bir dünya kurulur kapalı gözler ardında. Azıcık bir zaman içinde uzunca bir güzellik ya da ağır bir dram yaşanıverir. Nice aziz misafirler ağırlarsın sevinç göz yaşları içinde saniye saniye. Birden saçlarını ağartan ağır acılar içinde bulursun kendini. Gel-gitler bunlar, zıtlıklar. Hayalden daha mı zengin yoksa zihin? Büyü bozulmasın, güzellik kaybolmasın diye açmak istemezsin gözlerini. Uykuyu zehir eden kabus yaşarsın kahredici anlar içinde, zihinde. Bu iki zıt âlemin bütün görüntüleri senin. Sensin bu, bugüne kadarki yüklediklerin. Ne çok bileşeni var insanın iç dünyasının. Belki rüyada ve zihinde kurulan dünya o yaşa kadarki yaşanmışların bir karması, bir Cennet veya bir Cehennem provası. Yoksa kuvve-i vehime, kuvve-i hafızadan, kuvve-i hayaliyeyi kullanıp mı yapıyor bunca zihinsel icadı? Zihin ve rüya âlemi birlikte mi çalışıyorlar yoksa? Neler oluyor içeride?

Gözlerini açınca, böyle bir büyülü âlemden geliyor olduğun için âdeta yüzün gülüyordur, bütün bedeninde bir coşku hâli vardır. Kalkıp koşuveresin ve sevincini bütün âlem ile paylaşıveresin gelir. Rüyadan, zihni kurgudan çıkmış olduğunu kimse bilmez. Gözlerindeki ışıltıyı kimseye anlatamazsın. Neden bedeninde bir coşku olduğu, ruhunun yükseklerde uçtuğu bilinmez. Keşke bitmeseydi film dersin ama göz açılınca biter kurgu. Yoksa insanın yaşıyor olduğu, hayatın içinden bir ortalama mıdır, Cenneti veya Cehennemi? Oradaki acı ve sevinci algılamayı sağlayacak organlar şimdilerin gelişmiş versiyonu mudur? Hani nasıl yaşarsa insan, öyle ölür ve nasıl ölürse öyle dirilirmiş ya. Bu da öyle bir şey midir? Bir taraftan ne göz gördü, ne kulak işitti, aklı beşerin fevkinde bir dünya denir Cennet için. Bir taraftan da dünya ahiretin mezraı denir. İnsanın Cenneti de Cehennemi de dünyadaki biriktirdiklerinden kuruluyor sanki? Evet, rüya ile amel edilmez, zihne ihtiyarsız gelenden mes’ul değil insan, ama sen yine de ne yaşadığın gerçek hayatın ne de rüyaların kesitlerine, “Aman canım ne var bunda deme, vardır bunda bir şeyler de.” Belki de gizemli hayat çizgilerinin altında, tenteneli bir perde gerisinde bir Cennet veya bir Cehennem görüntüsü vardır; yaşadıklarına ışık tutan. Kim bilir?

Okunma Sayısı: 385
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı