Bir ağabeyin: “Bir zaman gelecek Risale-i Nur hizmetlerine zarar vermemek, hizmetten sayılacak.” anlamına gelen tespiti, hizmette bulunan bütün hadimler açısından dikkate değer bir uyarı olsa gerek.
Demek oluyor ki hizmetlerde bulunmayı gaye edinen müntesiplerin öncelikli olarak dikkat etmeleri gereken husus; bu ulvi dâvâya perde olacak, zarar verecek hal ve davranışlardan kaçınmaktır.
Efendim, Üstad Bediüzzaman’dan ders alan, onun tavsiyelerinden ve ikazlarından haberdar olan herhangi bir hadim, Nur hizmetlerine zarar verir mi veya herhangi bir nakise getirir mi?
Risale-i Nurdaki uyarılardan, ölçülerden ve prensiplerden, ikaz ve tavsiyelerden haberdar olan hadimler; her şeyin üstünde tutulması gereken bu hizmetlere zarar vermeyi göze alır mı dersiniz?
Elbette gerçek manada Bediüzzaman’dan hakikat dersini alan hiçbir hâdim; bilerek, isteyerek Nur hizmetlerine zarar vermekten şiddetle kaçınır. Çünkü böyle yanlış işlere tevessül etmenin, beraberinde manevi mesuliyeti getireceğinin farkındadırlar bütün hadimler. Ama şurası da acı bir gerçektir ki geçmişten bugüne bazı hadimler isteyerek değil, bilerek değil; bilmeden, farkına varmadan kudsî hizmetlere zarar verme ihtimali olur.
Üstad Bediüzzaman’ın: “Çok iyiler var ki iyilik zannıyla fenalık yapıyorlar” enteresan teşhisleri ışığında olup bitenlere baktığımızda, samimi yaklaşımlarla, iyi niyetlerle hizmete koyuldukları halde; farkına varmadan, istemeyerek de olsa bu ulvi davaya zarar verenlerin bulunduğu acı bir gerçektir.
Zarar vermemenin çaresi nedir? Elbette çaresi vardır. Nurları bolca okuyup, orada Üstad’ın hemen her konuda verdiği mesajları, yaptığı tavsiye ve ikazları öğrenmek, daha da önemlisi öğrendiklerimizle amel etmenin gayretinde olmaktır.
Bilhassa, Üstad’ın on beş günde bir defa okumamızı tavsiye ettiği İhlâs Risalesi’ndeki esasları hayatımıza geçirmek ve oradaki düsturlara aykırı hareketlerde bulunmaktan, yılandan/akrepten çekindiğimiz gibi şiddetle kaçınmaktır.
Bu meyanda, en fazla savrulmaların, yanlış yollara sapmaların yaşandığı alan, siyasî ve içtimaî konulardır. Üstad’ın gayet net ve kesin bir şekilde nazarlara verdiği ölçü ve tavsiyelerine rağmen, her seçim döneminde, Nurlardaki ölçü ve düsturlarla örtüşmeyen yanlış tavır ve tercihlerde bulunmak şeklinde hizmetlerimize bilmeden verilen zararlardır.
Meşveret kararlarını kulak ardı ederek, yanlışlara girme tehlikesi olan kafa fenerlerimizin sönük ışığı istikametinde yol almaya çalışmak, şahsi görüş ve düşüncelerimiz üzerinden tavır ve tercihlerde bulunmak da; bilerek veya bilmeyerek kudsî hizmetlerimize perde olmak hatta zarar hükmüne geçer.
Cenab-ı Hak hepimizi, birer ihsan-ı İlâhî olarak omzumuza konulan iman-Kur’ân hizmetlerimize perde olacak, zarar verecek beyanlardan, hal ve davranışlardan, tavır ve tercihlerden muhafaza eylesin.