Çalınan kapılar açılmaz oldu,
Açıldı hanımlar kapanmaz oldu,
Kur’ân rafta kaldı okunmaz oldu,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Satılan mallar hep kazık oldu,
Bîçare fakirlere çok yazık oldu,
Et balık kalmadı ot azık oldu,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Manevî yangına maddîsi geldi,
Küçük çay dediler, gelen bir seldi,
Oynandı bir oyun maziyi sildi,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Küfür kasırgası afakı sardı,
Gelen yağmur değil, dolu ve kardı,
Aşamadık deryayı kayık çok dardı,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Bir gayret daha yarısı bu yolun,
Büyük Üstad diyor: “Ümitvar olun,”
Gayret et yorulsun elin ve kolun,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Issız yerler şimdi hep mamur oldu,
Rahmetin adı şimdi yağmur oldu,
Temiz elbisemiz hep çamur oldu,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Asırlardır tevhid ateşi yakıldı,
Bu ateşe karşı putlar yıkıldı,
Geçmiş ve geleceğe yumruk sıkıldı,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Kurudu tarlalar bağ bostan bitti,
Zavallı çiftçiye müjdeler yetti,
Aranan dostların hepsi de gitti,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Çuvala koydular yetmedi kasa,
Bu hakikati hep yazdı Yeni Asya,
Gelin artık açalım bir yeni sayfa,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Geldi zifiri karanlık aydınlık gitti,
Göz gözü görmez oldu gerçekler bitti,
Biz müjdeler beklerken masallar yetti,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.
Manevî yangın âlemi kavurdu gitti,
Bir kasırga geldi, savurdu gitti,
Büyük Üstad hakikati duyurdu gitti,
Sen de bunu böyle yaz Zeybekoğlu.