Cehennem Varlık Ülkesidir
Cehennem elbette varılacak yerlerin en korkuncudur. Bu korkunç yeri bizler isteğimizle tercih etmesek de, amelimizle tercih ediyoruz. Kimse Cehennemi istemez, ama amelimiz, eğer tövbemiz yoksa, eğer affedilmemişsek, bizi oraya götürür. Bu da işin bir diğer yönüdür.
En sevindirici haber, Allah’ın tövbeleri kabul ediyor olmasıdır, Allah’ın affedici olmasıdır. Ama tövbeyi bu dünyada yapmamız, Allah’ın affını bu dünyada istememiz gerekiyor. Ölünce değil.
Risale-i Nur’da Cehennem şöyle tarif ediliyor: “Cehennem ise, hayr-ı mahz olan daire-i vücudun Hâkim-i Zülcelâlinin hakîmâne ve âdilâne bir hapishane vazifesini gören dehşetli ve celâlli bir mevcut ülkesidir.”1
Bu tariften şu hususları net olarak anlıyoruz: Cehennem bir defa bir vücut dairesidir. Yani bir yokluk ülkesi değil, varlık ülkesidir. İkincisi, mutlak hayır bir mekandır. Şerli bir yer değildir. Üçüncüsü, Allah’ın adaletinim tecelli ettiği bir ülkedir. Esasen Allah’ın zulmü söz konusu değildir. Cehennem’de zulüm yoktur, adalet vardır. Dehşetlidir, celallidir. Keyfimize göre düzenlenmiş bir yer değil, keyfimizi bozan bir ülkedir.
Yakıp Kavuran Ateş
Kur’ân’da bildirildiğine göre, Cehennemin yedi kapısı olduğunu anlıyoruz. Bazı ayetleri kısaca buraya alalım:
1-“Cehennem’in yedi kapısı vardır. Her kapı için bir grup mücrim ayrılmıştır.”2
2-“Hayır. Çünkü, o Cehennem alevli bir ateştir.”3
3-“Onlara (Sair) alevli çılgın ateş azabı hazırladık”4
4-“Ben de onu yakında, yanıp kavrulmak üzere Sekar’a tıkacağım. Sekar’ın ne olduğunu sen bilir misin? O, içine atılanı yaktıkça yakar, hepsini yer bitirir; hem de onu eski hâline getirip aynı azabı yapmaktan vazgeçmez. Durmadan derileri yakar, kavurur, simsiyah hâle getirir.”5
5-“Amelleri hafif olana gelince… Onu kucaklayacak olan haviyedir. O nedir bilir misin? O yakıp kavuran bir ateştir.”6
6- “Küfre varıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar (cahimdedirler) Cehennemdedirler.”7
Cehennemin Rahmet Yönü
Bediüzzaman’a göre, Cehennem’in varlığı, affa uğramayan günahkârlar için, kâfirler için, dalaletten çıkamayan kimseler için, bin derece ebedî yok oluştan hayırlıdır. Kafirlere bile merhametten ibarettir.
Çünkü, “insan, hatta yavrulu hayvanat dahi, akrabasının ve evlâdının ve ahbabının lezzetleriyle ve saadetleriyle lezzetlenir, bir cihette mesut olur.” Öte yandan bir günahkâr, günahı ne olursa olsun, ya ebedî yok oluşla karşı karşıya kalacaktır, ya da Cehennemle. Yokluk ise mutlak şerdir. İstenebilecek bir şey değildir.
Çünkü, bu hem seni, hem bütün sevdiklerini, yakınlarını, akrabalarını yok edecek bir yoldur. Bu, Cehennemden ziyade insanı yakar, yandırır.
Cehennem ise bir varlık ülkesidir.
Esasen Cehennem olmazsa Cennet de olmaz. Küfrünle her şey yok olur. Oysa Cehennem olsa da gitsen, neticede sen varlık dairesinde kalacaksın. Sevdiklerin ise belki Cennette olacaklardır. Öyleyse sen her halükârda Cehennemin var olmasına taraftar olmalısın.8
Dipnotlar:
1 Asâ-yı Musa, s. 58.
2 Hicr Suresi: 44.
3 Mearic Suresi: 15.
4 Mülk Suresi: 5.
5 Müddessir Suresi: 26-29.
6 Karia Suresi: 9-11.
7 Maide Suresi: 10.
8 Asâ-yı Musa, s. 59.