Blok zinciri teknolojisi, suistimale açık vekâlet sistemini devre dışı bırakıp doğrudan demokrasiyi mümkün kılan eşkıyanın erişemeyeceği yüksekten uçan bir balon1 gibi de düşünülebilir.
Said Nursî’nin bu benzetmesi ile blok zincir teknolojisinin demokratik katılımı arttırma ve güçlendirme potansiyeli birlikte düşünülebilir. Blok zinciri ile yapılan oylama sistemleri, seçmenlerin doğrudan katılımını teşvik ederken, sürecin şeffaf ve güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu, demokratik sistemlerin güçlenmesine katkıda bulunabilecek bir uygulamadır. Bu teknolojiler, siyasî süreçlerde daha şeffaf ve adil kararlar alınmasına yardımcı olabilir. Meselâ, yapay zekâ destekli analizler, kamu politikalarının etkilerini daha iyi tahmin etmeye ve daha iyi kararlar almaya yardımcı olabilir.
Ancak, yapay zekânın siyasi manipülasyon için kullanılması riski de göz ardı edilmemelidir. Meselâ Estonya’nın dijital oylama sistemini bu açıdan incelediğimizde, Estonya seçim süreçlerinde blok zincir tabanlı sistemler kullanarak şeffaflığı ve güvenilirliği arttırmıştır.2 Bu uygulama, blok zincir teknolojisinin demokratik süreçlerde nasıl devrim oluşturabileceğini gösteren bir misaldir.
Bu konuda Said Nursi’nin verdiği bir misal dikkat çekicidir: “Başkasına itimat etmeyen nefsiyle teşebbüs eder. Size bir misâl söyleyeceğim: Siz göçersiniz. Göçerin malı koyundur; o işi bilirsiniz. Şimdi her biriniz, bazı koyunları bir çobanın uhdesine vermişsiniz. Hâlbuki çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersizdir. Tamamıyla ona itimat etseniz, rahatla evlerinizde yatsanız, bîçare koyunları müstebit kurtlar ve hırsızlar ve belâlar içinde bıraksanız daha mı iyidir; yoksa onun adem-i kifayetini bilmekle nevm-i gafleti terk edip, hanesinden her biri bir kahraman gibi koşsun, koyunların etrafında halka tutup, bir çobana bedel bin muhafız olmakla, hiçbir kurt ve hırsız cesaret etmesin, daha mı iyidir? Acaba Mâmehuran hırsızlarını tevbekâr ve sofî eden şu sır değil midir? Evet, ruhları ağlamak istedi, biri bahane oldu, ağladılar.”3 Buna göre Mamehuran aşiretinde hırsızlıklar, herkesin kendi malına sahip çıkmasıyla son bulunca, hırsızlar işsiz kalır. İşsiz kalan hırsızlar, çölde karşılaştıkları Şeyh Ahmet’ten etkili bir nasihat dinleyerek tövbe eder ve doğru yolu bulurlar.
Bu kısa hikâyeden anlayabileceğimiz gibi, atıf yapılan metnin blok zinciri teknolojisi ile de bazı paralellikler taşıdığını söyleyebiliriz. Blok zinciri teknolojisi de merkezî olmayan bir yapıya sahip olup, güvenin ve şeffaflığınönemli olduğu bir sistemdir.
Blok zinciri ağında, her katılımcı aynı zamanda bir denetleyicidir ve bu durum, metinde vurgulanan toplumsal sorumluluk şuuruyla örtüşmektedir. Metin incelendiğinde, metaforik bir anlatım olduğunu görüyoruz. Göçer metaforu, toplumdaki kişileri temsil eder. Koyunlar, insanın sahip olduğu değerleri veya sorumluluklarını simgelerken; çoban, toplumun yöneticilerini ya da güvenlik güçlerini temsil edebilir. Çobanın tembel olması, muavinlerinin kayıtsız olması ve köpeklerin (koruma görevini üstlenenler) değersiz oluşu, otoritenin yetersiz ve kontrolsüz hale gelmesiyle toplumsal düzenin zayıfladığını göstermektedir.
Başka neler anlayabiliriz?
İtimat ve Güven: Başkasına tam anlamıyla itimat etmek yerine, kişinin kendi değerlerine ve sorumluluklarına sahip çıkması gerektiği vurgulanıyor. İtimadın kötü sonuçlar doğurabileceği anlatılırken, tembel çobana güvenmenin felâketlere yol açacağı ifade ediliyor. Blok zinciri teknolojisi, güvenilir ve şeffaf bir veri kaydı tutma imkânı sunar. Bu özellik, siyasî süreçlerde daha fazla güven ve şeffaflık sağlayabilir. Meselâ, oy verme süreçleri blok zinciri teknolojisi ile daha güvenli hale getirilebilir.
Toplumun Dayanışması: Tek bir çoban yerine, halkın kendi koyunlarını (değerlerini) korumak için seferber olması gerektiği vurgulanıyor. Bu, kişisel hamlelerin toplumdaki refahı ve güvenliği sağlama konusunda ne kadar önemli olduğuna dair güçlü bir mesaj veriyor.
Sosyal ve Manevî Çöküş: Mâmehuran hırsızları ifadesi, geçmişte zulmeden, hırsızlık yapan veya suistimal eden bir grubu anlatıyor. Bu toplumun, bir sırra vakıf olup tevbekâr olması, yani doğru yolu bulması üzerinde duruluyor. Burada “ağlamak” sembolik bir anlam taşıyor; ruhî arınma, manevî uyanış ve doğruya ulaşma gibi konulara işaret ediyor.
Sosyoloji: Modern toplumlarda sivil toplum kuruluşlarının ve halk hareketlerinin, hükümet veya resmî otoritenin eksikliklerini telâfi ederek toplumu daha güçlü hale getirdiği gözlemlenebilir. Blok zincir ve merkezi olmayan bu sistemler, kişilerin doğrudan kontrol ve katılım sağladığı yapılara örnek olabilir.
Dipnotlar:
1- Balon benzetmesi için bknz: Eski Said Dönemi Eserleri, Münazarat, s. 163.
2- Fan, W., Kumar, S., Jadhav, V., Chang, S.-Y. ve Park, Y. 2021. A privacy preserving e votingsystem based on blockchain. Communicationsin Computer and Information Science, Springer,1383, pp.148-159, Berlin, Germany.
3- Münazarat, S. 45-46.