"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Blok zinciri teknolojisi ve Paranın Firavunvarî gücü

İ. Seyda DURGUN
23 Ocak 2025, Perşembe
Said Nursî Ankebut Suresi’nin 69. Ayetini1 tefsir ederken şöyle der:

“Evet, Harb-i Umumî neticelerinden hem âlem-i insaniyet, hem âlem-i İslâmiyet çok zarar gördüler. Nev-i insanın, hususan Avrupa’nın mağrur ve cebbarları, bilhassa birisi, kuvvet ve gınâya ve paraya istinad ederek Firavunâne bir tuğyana girdiklerinden…”2 insanlığı mesul edecek hâle geldiler. 

Metni kısaca analiz edecek olursak şunu söyleyebiliriz.

“Âlem-i insaniyet ve âlem-i İslâmiyet çok zarar gördüler”: Savaşın doğrudan etkileri sadece maddî kayıplarla sınırlı kalmamış, aynı zamanda manevî ve ahlâkî alanlarda da derin yaralar açmıştır. İnsanlık onuru, kardeşlik, adalet gibi değerler bu dönemde ihlâl edilmiş, özellikle İslâm âlemi kolonizasyon ve kültürel saldırılardan zarar görmüştür.

“Mağrur ve cebbarlar”: Burada özellikle Avrupa’nın kibirli ve zalim güçlerinin kast edildiğini söyleyebiliriz. Bu ifadenin kapsamına emperyalist devletler, savaş ekonomisini kontrol eden zengin sınıflar ve siyasî liderler girmektedir. Meselâ, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler hem ekonomik, hem de askerî güce dayanarak kendi çıkarları uğruna insanlığı felâkete sürüklemiştir.

“Firavunâne bir tuğyan”: Said Nursî, zulmün zirvesi olarak Firavun karakterini verir. Bu ifade, savaşın şiddetini arttıran materyalist düşünceye ve zalimce davranışlara dikkat çekmektedir. Firavun gibi, güç ve servete dayanarak Allah’ın hukukunu çiğnemek, insanlara zulmetmek ve kendini mutlak otorite olarak görmek kınanmıştır. Orta Doğu’daki çatışmalar, bölgenin enerji kaynaklarına sahip olma arzusuyla şekillenmiştir. Bugün de savaşın insanlık üzerindeki etkilerini düşündüğümüzde, Suriye iç savaşı gibi gelişmeler bu analizle örtüşmektedir. İnsanlığın ahlâk ve maneviyattan uzaklaşması, Said Nursî’nin işaret ettiği “tuğyan”ın modern versiyonlarıdır. 

“Paraya İstinad”: Paranın bir araç olmaktan çıkarak amaca dönüşmesi, insanî ve manevî değerleri zedelemiştir. “Paraya istinad” ifadesi, savaşın arkasındaki güç ve motivasyonun büyük ölçüde ekonomik çıkarlar ve materyalist düşünceye dayandığını vurguluyor. Dünya genelinde sermaye sahiplerinin güçlenmesi ve zenginle fakir arasındaki uçurumun büyümesi, insanlığın ahlâkî yozlaşmasına yol açmıştır. Said Nursî, bu ifadelerle paranın ve ekonomik gücün yanlış ellerde nasıl zalimce bir araca dönüşebileceğini eleştirmektedir.

Harb-i Umumî, doğrudan sanayileşmiş Avrupa ülkelerinin sömürge kaynaklarına ve ticaret yollarına sahip olma mücadelesiydi. Meselâ, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya ile İngiltere arasında Afrika’nın tabiî kaynakları üzerindeki çekişme, savaşı tetikleyen önemli sebeplerden biriydi. Paraya dayalı bu mücadeleler, sadece devletler arasında değil, aynı zamanda büyük şirketler ve bankerler aracılığıyla da desteklenmiştir. Özellikle savaş dönemlerinde silâh sanayi, borçlanma ve finansal araçlar üzerinden inanılmaz servetler elde edilmiştir. Bu durum, paranın savaşı daha da körüklediği ve ahlâkî değerlerin yerine çıkarların geçtiği bir dünya düzenini doğurmuştur.

Blok zinciri teknolojisi, Said Nursî’nin işaret ettiği merkeziyetsizliği sağlayarak, paraya ve güce dayalı hiyerarşik ve baskıcı sistemlerin yerine daha âdil ve şeffaf bir sistem öneriyor. Nursî’nin, Firavunvari tuğyanın sebebi olarak gördüğü maddî gücün ve paranın istismarı, blok zincirinin sunduğu merkeziyetsiz ve şeffaf ekonomi modeliyle ortadan kaldırılabilir. Bu sistem, bir avuç cebbarın (güç sahiplerinin) kontrol ettiği merkezileşmiş yapıları kırarak, insanların doğrudan katılımına imkân tanır. Bu teknoloji, geçmişte olduğu gibi küçük bir zümrenin maddî güçle toplumu yönlendirmesini engelleyebilir.

Paraya ve güce dayalı istismarların önüne geçmek, bu teknolojinin sunduğu en büyük faydalardan biridir. Yapay zekâ ise blok zinciri üzerindeki süreçlerin optimize edilmesi, halkın daha etkin bir şekilde katılım sağlaması için önemli bir araçtır. Nursî’nin işaret ettiği gibi, insanî ve sosyal düzenin daha âdil bir hâle getirilmesi, yapay zekâ destekli analizler ve süreç yönetimi ile mümkün hâle gelebilir. Yapay zekâ ve blok zinciri teknolojilerinin bir araya getirilmesi, daha güçlü ve güvenilir sistemler oluşturma potansiyeline sahiptir. Meselâ, yapay zekâ algoritmaları, blok zinciri üzerindeki büyük veri kümelerini analiz ederek yeni bilgiler ve öngörüler elde edebilir.

Dipnotlar:

1. Bizim uğrumuzda cihad edenlere Biz yollarımızı gösteririz. Muhakkak ki Allah iyilik eden ve iyi kullukta bulunanlarla beraberdir. (Ankebut Suresi: 69.)

2. Şualar, Birinci Şua, Üçüncü ayetin izahı, s. 720.

Okunma Sayısı: 236
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı