Meta-verse gibi teknolojiler, yalnızca maddî tatmin veya eğlence için kullanılmamalı, insanın manevî yönünü de geliştirmeyi hedeflemelidir. İnsanlık, teknolojiyi doğru kullanarak, sanal âlemde bile hakikate ulaşmanın yollarını aramalıdır.
DİZİ-2: YAPAY ZEKÂ, BLOK ZİNCİRİ (BLOCKCHAİN) TEKNOLOJİSİ VE META-VERSEYE NASIL BAKMALI? Dr. (PhD) İ. Seyda Durgun - [email protected]
Meta-Verse: Sanal Âlemde Hakikati Aramak
Meta-verse, insanların sanal ortamda yeni bir gerçekliği tecrübe edebilecekleri, sosyalleşebilecekleri ve çeşitli etkinliklere katılabilecekleri bir platform olarak tanımlanır. Sanal ortam ise dijital teknolojiler sayesinde kullanıcıların etkileşimde bulunabilecekleri fizikî olmayan bir dijital alan veya platform olarak kabul edilebilir. Bu sanal evren, arttırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojilerinin birleşimiyle oluşmuş, eğitimden ticarete kadar pek çok sektörü dönüştürme potansiyeli taşımaktadır. Arttırılmış gerçeklik (AR), gerçek dünya ortamına dijital öğeler eklerken, sanal gerçeklik (VR) tamamen dijital bir ortam oluşturarak kullanıcının bu sanal dünyayı anlamalarını sağlar. Ancak, meta-verse gibi yenilikçi teknolojiler, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda ahlâkî bir perspektiften de ele alınmalıdır.
Üstad Said Nursî’nin “tezahür-ü Rububiyet’e karşı ubudiyet-i külliyye-i insaniye”1 yaklaşımı, bir yönüyle insanın yaratılış amacının Allah’ın Rab isminin tecellisine karşı kapsamlı bir kulluk şuuruyla cevap vermek olduğuna işaret eder. Bu anlamda, meta-verse gibi teknolojiler, yalnızca maddî tatmin veya eğlence için kullanılmamalı, insanın manevî yönünü de geliştirmeyi hedeflemelidir. İnsanlık, teknolojiyi doğru kullanarak, sanal âlemde bile hakikate ulaşmanın yollarını aramalıdır.
Meta-verse’ün kişiye özel deneyimler sunabilmesi büyük ölçüde yapay zekâ sayesinde mümkün. Yapay zekâ, kullanıcıların ilgi alanlarına ve davranışlarına göre sanal ortamları kişiye özel hale getirebilir, öğrenme süreçlerini optimize edebilir ve hatta sanal avatarların daha gerçekçi davranışlar sergilemesini sağlayabilir.
Meta-verse’ün İnsanlığa Sunduğu Fırsatlar
Eğitim: Meta-verse, eğitimde sınırları ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir. Meselâ fizikî olarak ulaşılması zor olan üniversitelere veya müzelere sanal ziyaret imkânı sağlar. Tarihî olayları veya biyolojik süreçleri örneklendirerek daha etkili bir sanal öğrenme deneyimi oluşturur. Sanal laboratuvarlarda deneyler yapabilme, tarihî olayları 3 boyutlu olarak tecrübe etme gibi imkânlar, öğrenme sürecini daha etkili hale getirebilir. Eğitim programları, kişilerin sadece bilgiye değil, aynı zamanda ahlâkî değerlere ulaşmasını da sağlamalıdır. Meselâ, bir öğrenci sanal bir sınıfta tarih dersini öğrenirken, aynı zamanda tarih boyunca insanlığın manevî gelişim hikâyesini de tecrübe edebilir.
Ticaret ve Ekonomi: Sanal mağazalar, fuarlar veya iş toplantıları, işletmelerin global pazarlara erişimini kolaylaştırabilir. Meselâ, bir kişi meta-verse ortamında kendi dijital mağazasını açarak ürünlerini tüm dünyaya sunabilir.
Sosyal İletişim: Meta-verse, insanların farklı kültürlerden insanlarla anlamlı ilişkiler kurabileceği, mesafelerin önemsiz hale geldiği bir platformdur. Ancak, bu iletişimin yüzeysel kalmaması için ahlâkî ve insanî değerlerle şekillendirilmesi önemlidir. Meta-verse, yardımlaşma veya sosyal farkındalık projelerinde de kullanılabilir. Sanal etkinlikler düzenlenerek bağış kampanyaları, çevre bilinci veya sağlık eğitimleri gibi alanlarda toplum yararına çalışmalar yapılabilir.
İbadet ve Maneviyat: Meta-verse, kişilerin hac veya umre gibi ibadetleri önceden tecrübe edebileceği sanal ortamlar oluşturabilir. Ancak bu tür deneyimler, bilinçlendirme ve öğrenme amacı taşımalı, ibadetin yerini almayacağı açıkça vurgulanmalıdır.
Sağlık Hizmetleri: Sanal gerçeklik ile fobilerin tedavisi, uzaktan sağlık hizmetleri ve cerrahî uygulamalar gibi alanlarda önemli gelişmeler kaydedilebilir.
Meta-Verse’ün Riskleri
Teknolojilerin sunduğu imkânlar, insanın manevî gelişimine katkı sağlayabildiği ölçüde değer taşır. Ancak bu teknolojiler bazı riskler de barındırır.
Gerçeklikten Kopma Riski: Meta-verse, kullanıcılara tamamen sanal bir dünyanın içinde yaşama imkânı sunar. Bu durum, kişilerin gerçek hayattaki görevlerini ve manevî değerlerini göz ardı etmelerine yol açabilir.
Yalnızlaşma: Meta-verse’de geçirilen yoğun zaman, kişilerin sosyal çevrelerinden uzaklaşmalarına sebep olabilir. İnsan, yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır ve anlamlı ilişkiler kurmaya ihtiyaç duyar. Meta-verse, bu tür ilişkiler için bir amaç olarak değil bir araç olarak kullanılmalıdır.
Ahlâkî Problemler: Meta-verse’ün kontrolsüz şekilde kullanımı, ahlâk dışı davranışlara veya sanal suçlara yol açabilir. Bu noktada, ahlâkî değerler, teknolojinin sınırlarını çizen bir rehber olarak kabul edilmelidir.
Meta-verse’ü anlamak için rüya
Meta-verse’ü anlamak için rüya örneğinden yola çıkabiliriz. Rüyalar, kişinin zihninde kısmen kendi gerçekliklerini oluşturduğu bir süreçken metaverse, bu süreci dijital ortamlarda bilinçli olarak yeniden tasarlama fırsatı sağlar. Meta-verse ile rüya arasında bir benzetme yapmak, her ikisinin de fizikî gerçeklikten kopuk ancak anlamlı bir deneyim sunmaları üzerinden açıklanabilir. Rüyada zihin, fizikî dünyadan bağımsız bir gerçeklik oluşturur. Bu gerçeklikte zaman, mekân ve fizik kuralları esnektir. Meta-verse de benzer şekilde, dijital bir evren oluşturarak kullanıcıya kendi fizikî gerçekliğinden bağımsız bir deneyim sunar. Kullanıcılar burada avatarları aracılığıyla farklı dünyalara adım atar.
Rüyalar kişiye özeldir; her insanın tecrübesi kendine aittir. Meta-verse’de de her kullanıcı, kendi tercihlerine, ihtiyaçlarına ve hayal gücüne göre farklı bir yolculuk yaşayabilir. Rüyalar, kişinin fizikî dünyadaki kurallara bağlı kalmadan uçabildiği, zamanda yolculuk yapabildiği ya da imkânsız olayları yaşayabildiği bir alan sunar. Meta-verse ise fizikî dünyanın kurallarını dijital tasarımla yeniden şekillendirebilir. Meselâ, sanal evrenlerde yerçekimi olmadan hareket etmek ya da anında başka bir dünyaya geçmek mümkündür.
Bir Senaryo: Diyelim ki bir kişi rüyasında geçmişe yolculuk yaparak eski bir şehri geziyor. Bu rüya sırasında fizikî dünya kurallarını unutuyor ve tamamen hayal gücüne dayalı bir evrende bulunuyor. Benzer şekilde, bir meta-verse platformunda kullanıcı, sanal gerçeklik gözlüğünü takarak antik bir şehri ziyaret edebilir ve burada etkileşimde bulunabilir. Her iki durumda da kişi, fizikî dünyadan bağımsız bir gerçeklikte var olma hissi yaşar.
Sonuç olarak meta-verse, rüyaların teknolojik ve şuurlu bir yansıması olarak da görülebilir. İkisi de insanların hayal gücünü aşan bir dünyada var olmasını sağlar. Ancak meta-verse, rüyaların aksine bilinçli bir tecrübedir ve tasarımcılar tarafından yönlendirilir.
Dipnot:
1- Mektubat, Yirminci Söz, s. 296.
—SON—