"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İran’a düşmanlık, ümmete düşmanlıktır

Şükrü BULUT
23 Aralık 2024, Pazartesi
Böyle bir yazıyı yazacağımı hayal bile edemezdim.

İran demokrasisi karşıtlarının Humeyni’yi Paris’ten Tahran’a getirdikleri dönemde, bugün Suriye meselesinde İran’a düşmanlık eden bir kısım Siyasal İslâmcıların, o zamanın meydanlarında attıkları sloganları hüzünle hatırlıyoruz: “İran, Afganistan… Sıra sende Müslüman…” Hepsi İranî ve Humeynici idiler, İngilizlerin himayesindeki HTŞ muhibbanlarının… Günahıyla-sevabıyla Beşar’ın emperyalistlerle (ABD, AB ve İngilizlerin destekledikleri Neoconlarla) mücadelesinde/ilişkisinde on küsur senelik dönemi bitti. Bu dönemin tahlilini; zihinlerin kin, intikam, mağduriyet, hipnoz, adaletsizlik ve gurbet acısı ile karmakarışık olduğu şu zamanda yapamayız. Bir de yakın tarihin hadiselerini, ruz-u mahşerde şahitlik yapacak şekilde doğruca bilmek de gerekiyor. Görmeyenler de, ahirete iman kanaatleriyle mukni olmalılar…

Evet, meselemiz İran… Ve Havuz Medyası’ndaki bazı gazetecilerde deprenen İran adaveti damarları… Kendi geçmişlerini inkâr edercesine… Millî Gazete’nin, Yeni Devir’in ve Yeni Akit’in arşivlerini tekzip edercesine… “Dün dündür, bugün bugündür” dercesine… Siyasetin dine âlet edilmesine, devlet idarelerine ihtilâl ile müdahale edilmesine ve siyasetli dinî cemaatlerin menfaatleriyle ümmeti bölmelerine daima itiraz etmiş Nur Talebelerinin; İran, Humeyni ve İslâm Devrimi(!) hakkındaki fikirleri, Yeni Asya’nın arşivinde bulunduğundan, rahat ifade ediyoruz.

İran meselesine üç noktadan bakmak istiyoruz. En iç daireden başlayarak… Müslüman bir ülke… Bediüzzaman, ümmetin içindeki Şia ile neo-Selefî çizgilerin, hürriyet ortamında ifrattan ve tefritten kurtularak itidale geleceklerini müjde ediyor. İslâm tarihi boyunca, Müslümanların ittihadına zararları olmuş bu iki kanadın zamanımızdaki tahlili, elbette geçmişten farklı olacaktır. Âhirzaman döneminde, deccaliyetin dünyanın ekseri ülkelerini gayr-ı meşru usullerle hegemonyasına alıp insanlığı hayvanlar gibi boğazladığı ve insanlığın değerlerini ayakları altında çiğnediği şu dehşetli zamanı, Şia’nın ve neo-Selefîliğin Birinci Dünya Savaşı öncesindeki şartlarıyla değerlendirmek, hamakatiyle düşmana yardım etmek manasına gelir.

Risale-i Nur talebeleri olarak demokrasiyi esas aldığımızdan, mevcut İran rejimini müdafaa edecek değiliz. Fakat “Türkiye’mizde Marksist Kemalistlerle masonların hedefi olan İran’a, bir Müslüman olarak nasıl davranacağız?”sorusu önemli… Küresel düzeyde, neoliberallerden para alarak dünyanın önemli merkezlerinde İran rejimi aleyhinde nümayiş yapanlara destek mi vereceğiz? Yani neoliberallerle mi olacağız? Veya neoconların küresel ihtilâllerine karşı; gelenekleriyle, tarihleriyle ve inançlarıyla kahramanca mücadele eden İranlılara karşı Troçkici Marksistlerin yanında mı olacağız? Çünkü üçüncü bir alternatifimiz yok. Mısır’da neoliberallerden bir buçuk milyar dolar alıp partileşen bir kısım İhvancı’ların ve neo-Selefîlerin başımıza getirdikleri felâketi unutmadık. Hafız Esad’ın Hama/Humus intikamını oğlundan almak üzere, yine bindiğimiz neocon (Trump itiraf ediyor ki bu örgütler Amerika’da kuruldu) dolmuşuna binerek komşularımızla/dindaşlarımızla mücadeleye mi girişeceğiz? Buna karar vermemiz lâzım.

İran’a, Arap Baharı’nda Rusya ile birlik olup emperyalistleri püskürttüğünden dolayı düşman olan bir kısım İhvan’ı (akrabalarını Hama’da/Humus’ta kaybedenleri) duygusal cihetiyle anlayabiliyoruz.

Burada; Bediüzzaman’ın, Arap dünyasının Nur talebeleri olarak kabul ettiği İhvan’a da şu noktayı hatırlatmak gerekiyor: Bütün Baasçıların zulmü, Kemalizm’in zulmünün yanında teraziye çıkamaz.

Hürriyet hareketinin ilk öncüsü Bediüzzaman’ın yirmi sekiz sene boyunca zindanlara ve zehirlenmelere rağmen talebelerini kıyamdan nasıl koruduğunu Üstad’dan okuyamadıkları için, tam dört defa on binlerce insanı kurban verdiler. Gönül istiyor ki, bu İslâm kahramanları artık müsbet harekete dönsünler ve hükümetlerin siyasetlerine karışmasınlar.

Fakat ümmet şuuru ve bağımsızlık sloganıyla İran’a düşman olmak, hakikaten ümmete, demokrasiye ve İslâmiyet’e ihanet değil mi? Rusya dahil olmak üzere aynı Allah’a inananlara, aynı insanî değerlere kıymet verenlere, global Marksizm’e karşın milletlerin milli kimliklerini esas alanlara düşmanlık, “Deccaliyet”e merkeplikten öteye gidemez. Yani global dinsizliğin her yere taşınmasına humkuyla alet olur.

İran’ın hatalarını, Rusya’nın Ukrayna’da sebep olduğu zulmü ve Beşar’ın kendi ülkesinde mâni olamadığı mezalimini kabullenmek; dünyamızı silâhla ve kapital ile avucuna alarak insaniyetimizi boğmaya çalışan küresel Marksist/Deccalist felâkete gözlerimizi yummayı gerektirmemeli.

Âhirzaman’da devletleri/milletleri tsunami gibi aşarak hür dünyamızı hedef alan neocon/neoliberal cereyanların mahiyetini öğrenmemekte inat etmek bizi–Allah korusun–beklenen felâketten kurtaramaz.

Okunma Sayısı: 2471
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali R. Yardimoglu

    3.1.2025 02:08:11

    Evet, çok talihsiz, tahkirane 1 başlık idi, bekledim ve kendime dedim, "1 hafta geçsin de, Sahabe' ye söven şu Iran için yazılan, bu başlığa, 1 tenkid öyle yazayım, nacizane cüz'i itirazım, adıma kayda, tarihe gecsin"

  • Ali Seyfi

    24.12.2024 15:15:00

    @Doğu Batı, Yanlış düşünüyorsunuz. YENİ ASYA gazetemizin bu köşelerde ne yazıldıysa onaylamıştır ve sorumludur. Yukarıda yazılan özetle Şii mezhebinin hatalarını görmeyin Müslümanlar kardeştir diyerek onarın günahlarını Risalelere Üstadımıza ve Gazetemize gönül verenlerin hissiyatımızda yumuşatmak. Gazetemizin siyasi duruşu; Üstadımıza ve Müslümanlara zülüm etmiş siyasi görüşleri bize şirin göstermek. Yukarıda 557 kelimelik yazıdan bir şey anlamadan benim 6 satırlık acizane yazımdan kime ve neye inanmadığımı tespit etmişsiniz. Ben Üstadıma ve Nurlara inanıyorum ve bir ümit ile gazetenizin bu gereksiz siyasi hatalı çıkışlarını bir kenara bırakıp, İslam ümmetine be Nurculara Üstadımızın ümit veren analizleriyle dolu olmasını isterim. Şu anda sadece iktidara cihat ilan etmiş gözüküyor.

  • Şahin

    23.12.2024 18:24:58

    Hadi Türkiye siyasetine dair sağa sola savrulup duruyorsun anlarım hissiyatını. Lakin İran siyasetinin gerçeğini ve İran Baas rejimini anlayamamak hakikaten! her neyse!!! Böyle bir yazıyı yazacağını hayal bile edemezdim.

  • Hüseyin T

    23.12.2024 17:45:57

    "İran’a düşmanlık, ümmete düşmanlıktır" ifadesi, İslam ümmetinin birliği ve dayanışmasının gerekliliğini ifade etmektedir. Bundan dolayı , İslam dünyasının farklı mezhep, kültür ve milletlere sahip olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, herhangi bir İslam ülkesi veya topluluğuna düşmanlık yapmanın ümmetin genel birliğine zarar vereceğini dile getirmektedir. Çünkü, İslam'da ümmet anlayışı, coğrafi sınırların ve etnik kökenlerin ötesinde bir dayanışma ve kardeşlik ruhunu ifade eder. Bir Müslüman topluluğa yönelik düşmanlık, ümmetin geneline zarar verebilir ve vermektedir.

  • Hamdi

    23.12.2024 16:06:14

    Siyasal islamcılar ne yaparsa tersini yapmak gibi bir mecburiyet mi var? İranın gerçek yüzünü onlarda gördüler işte. İslamcılar iran karşıtı oldu biz yandaşı olamayız. İran ile kimyamız uyuşmaz.

  • Doğukan Pamir

    23.12.2024 14:27:36

    "Nur Talebeleri Vehhabi anlayışın tesiri altında İran ve Ehli Şiaya husumetten uzak durmalıdır......" Kadir Akbaş Not: nurcular kimin te'srinde kalarak birilerine düşmanlık etti bugüne kadar kâdir bey sahiden iyi misin? Sayın editör kardeşim! bu saçma yorumlara nasıl müsaade ediyorsunuz?Belli ki birileri bugün ters tarafından uyanmış... Sayın yayın yönetmeni bu makaleye nasıl yayın müsaadesi veriyorsunuz? Kim neye davet ediyor, nereye çağırıyor... Hayret be...

  • Doğu Batı

    23.12.2024 14:17:06

    @Ali seyfi. Siz siyasal islamcıların ingiliz laboratuvarlarında imal ettikleri tezlere, slogan ve propagandalara inanıyorsunuz, Bediüzzaman’a inanmıyorsunuz, diye düşünüyorum. Biliyorsunuz ki Yeni Asya’nın vazifesi, Risaleinur ile zamanın dinsizlerine karşı cihattır.

  • Doğukan Pamir

    23.12.2024 14:01:17

    İran'daki az sayıdaki ehli sünnet bir yana, "Şahın zulmü Ömer'in zulmünü geçti" diyen bir anlayışı kabul etmiyoruz. Akıncılar ın, Milli görüşçülerin bir zamanlar ki ideolojisi olan humeyniciliği muhtevi bu makaleniz saçmalıklarla dolu. Bu makale nasıl yayınlanır nurcuların gazetesinde anlayamadım. Şükrü bey kafan yerinde mi? Biz Müslüman olarak İran halkına düşmanlık etmiyoruz, vasat yol olan ve sevad-ı azamı meydana getiren ehli sünneti görmeleri için dua ediyoruz...

  • Semanur Tunoğlu

    23.12.2024 12:44:04

    Bu yazı da Esede kahraman diyen satırları hayretle okudum. Aylan bebekler ne olacak Şükrü hocam. Suriyedeki zulüm ne olacak?

  • Semanur Tunoğlu

    23.12.2024 12:42:32

    Kadir bey siz itikat açısından değerlendirme yapmışsınız. Tabiki tekfir etmiyoruz. Ancak şiilerin bu ayrımcı tutumları sünnileri uyanık olmaya sevk etmeli. Şiilere karşı uyanık olmak vehhabicilik değildir. Nitekim Yavuz Selim şiilerle savaşıp sınırlarını çizmedi mi? Sünnilerde gerektiği yerde şiilere sınırları çizmek zorunda. Yoksa şiiler sünni dünyayı böl parçala taktiği ile kafirlere peşkeş çekmekten kaçınmıyor.

  • Mehmet

    23.12.2024 11:53:31

    BOp projesinin mimarları neocon neoliberal çeyesinin Suriye’de yaptığı gibi İran’da da demokrasiye geçememiş iktidarları bahane ettirerek orada da iç sivil haraketleri palazlayıp kargaşayı azdıracak projelere yaptıracak dinsiz cereyanın haraketlerine maalesef yine memleketimizde kullandıkları siyasal islamcıların elleriyle yapacaklar.Siyasal ahmak islamcılar sayesinde BOP tıkır tıkır işliyor.

  • Abdullah

    23.12.2024 11:50:01

    Risale-i Nur'da geçen "sonra gelecek zat" veya beklenilen zat" bir unvandır. Mehdii Azamın unvanıdır.Asrı Saadet' te bu unvanı telaffuz ettikleri gibi, takip eden asılarda ve asrımızda da bu un van konuşuluyor.Mehdi-i Azam'ın,.4 alemde vazifesi var; 1-Diyanet Aleminde, 2-Hilafet Âleminde,3-Saltanat Âleminde ve Cihad Âleminde. Birinci ve en önemli vazife yapıldı ve yapılyor.İkinci, üçüncü ve dördüncü vazifeleri Nur talebeleri ve seyidler cemaati birlikte yapacaklar.Kimse yeni sahte mehdiler beklemesin.Bu sahte mehdilerin ümmetin başına ne getirdik lerini hep beraber ibretle gördük, seyre diyoruz.Mehdiyet manası Risale-i Nur'da tecelli etmiştir.Şahsi aneviye dönüşmüştür. ve Cihad Âleminde

  • Kadir Akbaş

    23.12.2024 11:45:02

    Yazının başlığı binlerce tebrik hak ediyor. Manen ehli beytten olan Nur Talebeleri Vehhabi anlayışın tesiri altında İran ve Ehli Şiaya husumetten uzak durmalıdır. Bütün Caferileri hâşâ rafizi olarak kabul etmek ve rafiziler hakkındaki değerlendirme ile onları itham etmek hatasına düşmemeliyiz.

  • Hasan Hüsnü

    23.12.2024 10:32:59

    Şu İslam Aleminde olup bitende bir noktayı çok merak ediyorum. Nur Talebeleri siyasrtte ihvancılarla içimizdeki siyasalislamcılara rehber olup hatalarını mı düzeltecekler, yoksa ahali böyle düşünüyor diye peşine mi düşecekler. Yeni Asyanın bu konuyu aydınlatmasını bekliyorum. Saygılarımla.

  • Ali Seyfi

    23.12.2024 10:18:10

    Yine, yeni bir savrulmanın beyanını üzülerek okuyorum. İran'ın içindeki Şii Alimler bile İran'ın Suriyeli Müslümanlara yaptığı zulümlerin vebalinde tokat yiyeceğiz diye şikayet ederken, Irak'ın ve Afganistan'ABD işgaline yardımcı olan İran, bu işgal sonucu milyonlarca masumun ölmesine vesile yardımcı olan ülke İRAN. Gazetemizin de bu günaha vesile olan ülkeye sahip çıkıyor ve okuyucularını bu günaha girmesine teşvik ediyor. İran'ın Kudüs'ü İsrailden kurtaracağız diye Müslümanları kendi çıkarları için kandırmasını Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen gördü biz hala göremedik. Zarara bilerek gidene acınmaz...

  • Eda Gül Beyaz

    23.12.2024 09:34:48

    O yüzden Türkiye de halk partisinin iktidara gelmemesi çok çok hayati bir meseledir. Halk partisi iktidara gelirse ittihad-ı islam fikri yara alır.

  • Eda Gül Beyaz

    23.12.2024 09:33:20

    Dünya da Rusya'nın Türkiye de kemalistlerin etkisi kırılmadan ittihad-ı islam sağlanamaz.

  • Eda Gül Beyaz

    23.12.2024 09:32:37

    Ancak Rusya'nın Müslümanlara yaptığı zulüm Kemalistlerle yarışır.

  • Eda Gül Beyaz

    23.12.2024 09:29:24

    Bugün bu kadar eksiklere rağmen siyasal islamcılar iktidarda kalmaya devam edebiliyorsa bu kemalizm zulmünden dolayıdır. Bugün kemalistler iktidar olsa aynı şeyler fazlasıyla yaşanır.

  • Eda Gül Beyaz

    23.12.2024 09:27:59

    Şükrü abiye katılıyorum: Bütün baasçıların zulümleri Kemalistlerin zulmü yanında azdır. Kemalizm öyle zulmetmiştir ki asla ve asla müslümanların unutması mümkün değil.

  • Ömer Said

    23.12.2024 09:18:48

    Şükrü Bey, iktidar yanlısı basın-yayının rüzgârın esiş yönüne göre İrancılık ya da İran düşmanlığı ettiği konusuna diyecek hiçbir sözüm yok. Ancak yazınızda geçen "Günahıyla-sevabıyla Beşar’ın emperyalistlerle mücadelesi" ve "Beşar’ın kendi ülkesinde mâni olamadığı mezalim" gibi cümleler, Suriye'de yaşanan büyük zulmü ne yazık ki dikkate almadığınızı gösteriyor. Hâlbuki Humeynîcilik İran'ın, Baasçılık da Suriye'nin kendine mahsus kemalizmleridir. Kanaatimce bu unsurlar üzerinden bir âlem-i İslam söylemi kurmak, meseleleri iyi tahlil edememenin bir neticesidir.

  • Mustafa-kemal

    23.12.2024 05:52:15

    90 li yillarda hekimoglu ismail köln ṣehrine geldiydi.bir camide irana bakiṣ acimiz nasil olmali diye kendisine soruldu.oda atalarimiz nasil bakiyorsa bizde öyle bakmaliyiz dedi.bütün konsolosluklar beyoglunda tek Iran konsoloslugu cagaloglunda ve basbakanligin hemen yaninda dedi.

  • Ahmet

    23.12.2024 01:47:34

    Hocam yazınızla eski zamanlara gittik. MSP lilerin Yüksek İslam Enstitülerindeki irancı günlerine. Menfaat ve siyaset devreye girince insani ve dini prensipler yok oluyorlar.

  • Ahmet Hilmi

    23.12.2024 01:43:15

    Son derece ilmi, doyurucu ve güzel bir makale. Allah kaleminize kuvvet versin.

  • S.topuz

    23.12.2024 01:40:00

    Ben kusurlu fehmimle şu za-manda, heyet-i içtimaiye-i İslâ-miyeyi çok çark ve dolapları bulunan bir fabrika suretinde tasavvur ediyorum. O fabrika-nın bir çarkı geri kalsa, yahut bir arkadaşı olan başka bir çarka tecavüz etse,makinenin mihanikiyeti bozulur. Onun için ittihad-ı İslâmın tam za-manı gelmeye başlıyor. Birbiri-nizin şahsî kusurlarına bak-mamak gerektir. Bunu da te-essüf ve teellüm ile size be-yan ediyorum ki: Ecnebilerin bir kısmı, nasıl kıymetdar ma-lımızı ve vatanlarımızı bizden aldılar. Onun bedeline çürük bir fiat verdiler. Aynen öyle de, yüksek ahlâkımızı ve yüksek ahlâkımızdan çıkan ve hayat-ı içtimaiyeye temas eden seci-yelerimizin bir kısmını da biz-den aldılar. Terakkilerine me-dar ettiler. Ve onun fiatı olarak bize verdikleri sefihane ahlâk-ı seyyieleridir, sefihane seciye-leridir. Meselâ: Bizden aldıkla-rı seciye-i milliye ile, bir adam onlarda der: "Eğer ben ölsem milletim sağ olsun. Çünki milletimin içinde bir hayat-ı bâkiyem var." Hutbe-i Şamiye -58

  • S.topuz

    23.12.2024 01:24:35

    ..."Bu hakikattan anlaşılıyor ki; sonra gelecek o mübarek zât, Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik edecek. O zâtın ikinci vazifesi, Şeriatı icra ve tatbik etmektir. Birinci vazife, maddî kuvvetle değil, belki kuvvetli itikad ve ihlas ve sadakatle olduğu halde; bu ikinci vazife, gayet büyük maddî bir kuvvet ve hâkimiyet lâzım ki, o ikinci vazife tatbik edilebilsin. O zâtın üçüncü vazifesi; Hilafet-i İslâmiyeyi İttihad-ı İslâma bina ederek, İsevî ruhanîleriyle ittifak edip din-i İslâma hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla tatbik edilebilir. Birinci vazife, o iki vazifeden üç-dört derece daha ziyade kıymetdardır; fakat o ikinci, üçüncü vazifeler pek parlak ve çok geniş bir dairede ve şaşaalı bir tarzda olduğundan umumun ve avamın nazarında daha ehemmiyetli görünüyorlar."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sikke-i Tasdik-i Gaybi - 9

  • Pelin Kurukahveci

    23.12.2024 00:24:58

    Peki iran denilen devletin her önüne geldiği yerde sünni öldürmesine ne demeli? Hiç israille savaştığını görmüyoruz. Ama sürekli sünnileri öldürüyor. Ne yapalım ses etmeyelim mi?

  • Mustafa Said Kara

    23.12.2024 00:13:21

    Hocam irancı değilim. Olmadım da. İran düşmanı da değilim. Ama olaya yanlış yerden bakıyorsunuz. Esat sizin anlattığınız gibi neoconlarla mücadele eden bir kahraman olmadı hiçbir zaman. Esat masumların katilidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı