Cenab-ı Hakk’ın bahşettiği ikramlar, nimetler O’nun (cc) rızası dahilinde istimal edildiği zaman faydalıdır. O’nun (cc) rızası dışında kullanıldığı zaman o nimetlerin hepsi birer nikmet olur; faydadan öte zararlı hale gelirler.
Birer medeniyet harikası olan interneti ve cep telefonlarını maksatlarına uygun bir şekilde kullandığımızda sayılamayacak kadar çok faydaları var. Kur’ân, Cevşen ve Risale-i Nur okumalarımızı da kolayca cebimizdeki telefonlarımız üzerinden yapmamız da, yine bu cihazların bize sunduğu nimetlerdendir.
Yine akraba, dost ve ahbap ziyaretlerinin maalesef yeterince yapılmadığı günümüzde, bunu bir nebze de olsa cep telefonlarımızla telâfi etmemiz mümkündür.
Müspet manada istimal edildiği zaman sayılamayacak kadar faydası bulunan internetin ve dolayısıyla cep telefonlarının, bu amaçlarının dışında, boş ve malâyanî bir şekilde kullanmanın da, dünyevi ve uhrevî hayatımızı ciddî manada tahrip eden zararları var ki saymakla bitiremeyiz.
Muhabbet etmek, hasret giderip dertleşmek için dostlarla, ahbaplarla ve akrabalarla bir araya geliyorsunuz; hemen herkes elindeki cep telefonu ile meşgul oluyor. Ve ortamı, kimsenin kimse ile konuşmadığı derin bir sessizlik kaplamış oluyor.
Namazınızı huşû ve huzur içinde kılmak için camiye gidiyorsunuz, yine birilerinin yüksek sesle telefon konuşmalarını dinlemek zorunda kalabiliyorsunuz. Veya telefonunu sessize almayan birilerinin yüksek sesle çalan telefon sesi huzurunuzu kaçırabiliyor.
Bizim için vazgeçilmez bir vazife olan Nur sohbetlerinin yapıldığı ders mekânlarında dahi, ders anında bazen kıyıda köşede, bazen de orta yerde oturan bazı kardeşlerin dahi cep telefonlarıyla meşgul olmaları üzüyor... Bunun, iman-Kur’ân derslerinin yapıldığı mekânların manevî havasını zedelediğini düşünmek icap etmez mi?
Hane halkı sayısı kadar cep telefonları… Anne-baba ile beraber, beş-altı yaşındaki çocuklara ve ileri gençliktekilere kadar hepsinin elinde cep telefonları... Sofrada, yatarken, kalkarken herkes telefonlarla meşgul... Ve kimsenin kimse ile bir araya gelip muhabbetle, sohbette bulunmadığı, derin bir sessizliğin hüküm sürdüğü böyle bir aile ortamı..
Ve caddelerinde, sokaklarında, çarşı ve pazarlarında, arabalarında ve yaya kaldırımlarında yol yürüyen; ellerindeki cep telefonları yüzünden kimsenin kimseyi görmediği veya görmek istemediği; selamlaşmayıp, hal hatır sormadığı, fertlerinin birbirlerine yabancılaştığı böylesi bir toplum…
Ve sonuçta okumayan, okuduğunu dahi anlamayan, olup bitenlere karşı duyarsız, lâkayt; dostlardan, ahbaplardan ve akrabalardan kopuk; içine kapanık, yalnızlığı tercih eden bir gençlik hatta orta yaş grubu... Diğer tarafta da hayatlarının kışını yaşamakta olan, sağlıkları sarsılan, hayat yükünün altında ezilen, herkesten ilgi-alâka bekleyen, yalnızlığa terk edilen pir-i fânî ihtiyarlar ve ihtiyareler...
İşte sonsuz şükür gerektiren, birer medeniyet harikası olan interneti ve cep telefonlarını maksatlarına uygun bir şekilde kullanmadığımızdan, lâzım olan hamdi ve şükrü eda etmediğimizden, belki de farkına varmadan bu cihazların dünyevi ve uhrevî hayatımıza verdiği zarar ve ziyanı dahi göremiyoruz maalesef.