Yıllar önce Divân-ı Harbe çıkarıldığında “Sen de Şeriat istemişsin.” diyen Hurşit Paşa’ya Bediüzzaman: “Şeriatın bir hakikatine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım. Zira Şeriat, sebeb-i saadet, adâlet-i mahz ve fazilettir. Fakat ihtilalcilerin istediği gibi değil.” demişti. Bunu neden anlattım?
Yeni müfredat tasarısı çerçevesinde “Okullarda Risale-i Nur ders olarak okutulsun.” diyenlerin mesajları düşüyor önüme. Bir durdum düşündüm. Dedim ki Üstad kendi eğitim modelini, zaten en ince ayrıntısına kadar kitaplarında yazmış biri olarak, 55 yıl kendi hayalinin peşinde koşmuş. Hep Medresetüzzehrâ faaliyete geçsin diye uğraşmış. Medreseler varken Risale-i Nur oralarda ders kitabı olarak okutulsun, dememiş. Medreseler kapatıldıktan sonra okullar açılmış; oralarda da ders kitabı olsun, dememiş. Hatta hatırlayın, Abdullah Yeğin ve arkadaşları gelip “Muallimler Allah’tan bahsetmiyorlar.” dediğinde bile, “Muallimleri değil ilimleri dinleyin, onlar Allah’ı anlatıyor.” deyip ayrıntısıyla hangi ilimlerin Allah’ı nasıl anlattığını göstermiş. Hâsılı, ders kitabı yazmak var, bağımsız fakülte kurmak var.
İşte Üstad, 55 yıl o fakültesinin, kendi içinde kendi eğitim sistemiyle işleyen medresesinin hayalini kurdu. Alternatif olarak gösterdiği eğitim yerleri de Risale-i Nurların okunduğu, ders yapıldığı evler ve yerlerdi: “Her bir adam eğer hânesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hânesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin. Eğer yoksa yalnız ise çok alâkadar komşularından üç dört zat birleşsin ve bu heyet bulundukları hâneyi küçük bir medrese-i Nuriye ittihaz etsin.” (Emirdağ Lâhikası 2)
Velhâsıl, devletin kapısına yapıştırılarak, orası burası kırpılarak ders kitabı hüviyetine büründürülmüş bir Risale-i Nur nerede; devletler üstü, zamanlar üstü, siyasetler üstü kendi hür yolunda sağlam adımlarla kendi istikbaline koşan, kendi neslini yetiştiren Risale-i Nur nerede!
Kaldı ki 1980 ihtilalinden sonra, askerî vesayetle yaz(dır)ılan 1982 anayasasıyla Din Kültürü dersini zorunlu hâle getiren Kenan Evren’i alkışlayıp darbe anayasasına “evet” diyenler, şimdi de Risale-i Nurları okullara ders kitabı yap(tır)arak, kendilerini ilelebed mumyalatmak mı istiyor acaba?
Ey, şu siyasî bataklıkta her değeri, riyaset-i şahsiyesine basamak yapıp üstüne oturanlar! Sıra Risale-i Nurlara mı geldi?
Okullarda, hapishanelerde, tramvay / metro duraklarında, hastanelerde, fakültelerde... Risale-i Nurlar okutulsun, biz de istiyoruz. Ama ihtilalcilerin, devlete angaje olmuşların, tek adam rejimini her daim alkışlayanların istediği gibi değil...