Terör örgütü PKK’nın 23 Ekim de Kahraman Kazan ilçesinde bulunan ve Türkiye için çok büyük öneme sahip, savunma sanayinin gözbebeği TUSAŞ’a yönelik terör saldırısının BRICS toplantısı ile ilgisi var mı?
Teröristlerin ağır silahlarla, tüm lojistik bilgilere sahip bir şekilde, personelin çıkış yapacağı kapı ve saate denk getirilmesi, bölgede tanınan taksicinin seçilmesi, ağır otomatik silahlarla güvenlik görevlilerine alçakça saldırılması ve 5 kişinin şehit edilmesi, bu haftanın en büyük acılı olayıydı.
TUSAŞ çalışanı beş vatan evladının şehit olduğu silahlı terör örgütü saldırısının zamanı ve seçilen kuruma bakıldığında, başkan Erdoğan’ın Rusya’nın kazan şehrindeki BRICS zirvesindeyken olayın gerçekleşmesi bir mesaj niteliği mi taşıyordu. PKK elemanlarının gerçekleştirdiği bu saldırının zamanlaması, TUSAŞ’ın seçilmesi, ortak aklın ürünü gibiydi. CIA’nın PKK/ YPG ye olan eğit-donatını bilmeyen kalmadı.
Bir yanda BRICS zirvesi ve eş zamanlı TUSAŞ saldırısı, tesadüf olamazdı, bir uyarı niteliği taşıyordu şeklinde açıklama yapan İngiliz siyasetçi ve avam kamarası eski üyesi George Galloway’e göre bu durum tesadüf değildi. Kazan şehrinde ve TUSAŞ’a yönelik bu saldırının, detaylarında, saldırının Erdoğan’ın BRICS zirvesinde (Tataristan’ın başkenti; Kazanda) iken gerçekleşmesinin asla bir tesadüf olamayacağını ifade ediyordu.
Galloway ‘’NATO üyesi ve Avrupa Birliği’ne üyelik aşamasında olan Türkiye’nin BRICS’e yanaşması (ABD ve NATO'yu kastederek) bunları delirtti’’ açıklamasında bulunuyordu. Dünyanın gidişatını değiştirecek yeni bir oluşum olarak BRICS’i gördüğünü ifade eden Galloway, üye ülkeler arasındaki serbest para transferinin gerçekleşmesi, ABD’nin Swift (bankaların döviz hesaplarına yapılan transferlerin gerçekleştirilmesini sağlayan uluslararası işlem şekli) ya da Swap hegemonyasına son vereceğini ifade ediyordu. Bu ifadeleri, ABD’nin bu konudaki diktatörlüğünün sonu olacak şeklinde değerlendirmesi önemli bir çıkıştı.
Türkiye’nin BRICS üyeliği bir kazanç olabilir, ama görünen o ki kapısında bir hayli bekleyebiliriz. Basına yansıyan haberlere göre Hindistan‘ın Türkiye’nin BRICS üyeliğine karşı çıktığı söylendi, iletişim başkanlığı bu açıklamayı ‘’Zirvede üyeliklerle ilgili herhangi bir tartışmanın yaşanmadığının altını çizdi’’ ve haberi yalanladı.
Türkiye’nin Çin’den gelen elektrikli araçlara ek gümrük vergisi uygulaması, Chery, BYD ve MG gibi dev şirketlerin Türkiye’de yatırım yapma sözüne karşılık, bu verginin yumuşatılabileceği masada. Bu gelişme Çin’i rahatsız etmiş olacak ki, Türkiye'yi, Dünya
Ticaret Örgütü'ne şikâyet etti. Çin ile yaşanan bu olumsuz gelişme, dünya lansmanını yaptığımız ilk ve tek yerli otomobilimiz, TOGG’un geleceğini etkileyebilir. Çin’den gelebilecek yatırımları kabul eden Türkiye’nin, Çin’in elektrikli arabaları ile yarışabilmesi şu anki reel değerlere göre mümkün görünmemekte. BRICS’e katılabilmesi için bir yerde TOGG’u feda etmesi istenebilir. Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen G20 liderler zirvesindeki en önemli gelişme, ABD, Hindistan, Suudi Arabistan ve BAE liderlerinin açıkladığı Hindistan'ı Ortadoğu ve Avrupa'ya bağlayacak yeni ticaret yolu girişimi olmuştu. Türkiye'nin saf dışı bırakıldığı, "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" isimli proje, Hindistan'ın Mumbai limanından kalkan gemilerin Dubai'ye yanaşmasını, buradan da demiryoluyla Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail rotasını takip ederek Akdeniz üzerinden Avrupa'ya Yunanistan'ın Pire limanı üzerinden giriş yaparak Hamburg limanına kadar ulaşması bekleniyor.
ABD ve Hindistan bu ticaret yolu için bastıracaktır. Basra Körfezinden başlayarak Türkiye üzerinden Londra’ya ulaşması planlanan Kalkınma yolu projesi Hindistan, ABD, BAE işine gelmeyecektir. Hindistan ve BAE, BRICS’e üye ülkeler. Kalkınma yolu projesinin de feda edilmesi istenebilir. Türkiye’nin BRICS üyeliğine karşı koz olarak kullanılma ihtimali yüksek iki değerimiz var. Bu yüzden söylenti halinde olan BRICS üyeliğimiz hala garanti değil.