Güney Kıbrıs Rum Kesimine, Batı’nın ileri karakolu olarak Ortadoğu da yeni görev verilmiş durumda. ABD, Rum topraklarını İsrail’e yardım amacıyla askeri üsse çevirmek istiyor.
AB ve ABD’nin planına göre, Güney Kıbrıs’ın İsrail odaklı enerji ve ticaret koridorunun ilk durağı olması hedefleniyor. Türkiye’nin dâhil olduğu Kalkınma yolu projesi hem İsrail’i hem de Kıbrıs’ı es geçen bir yapıda. Özellikle ABD ve İngiltere bu planın işlemesi için Kıbrıs Rum kesiminin gözlerden uzak şekilde gelişmesine yardımcı oluyorlar. İngilizlerin deniz ve kara üsleri Rum kesiminde var, ABD'nin de ilgisinin artması tesadüfi değil.
Zengin Yahudi nüfusunun Kıbrıs adasından(Kuzey-Güney) toprak satın almaları gündeme gelmişti. Hatta KKTC’de alımların artması üzerine sosyal medyada konuya dikkat çekilerek, toprak satışına izin verilmemesi yönünde yayınlar yapılmıştı, satın aldıkları toprakların yüzölçümünü bilmiyoruz ama bu topraklara karşı iştahları artmış durumda. AB 5 yıllık stratejik planında, doğu Akdeniz kaynaklı enerji ve mülteci akınına karşı deniz sınır güvenliğini ön planda tutuyor. Plana göre, Yunanistan, Kıbrıs Rum yönetimi ve İsrail arasında deniz altından enerji hattı projesi imzalandı. İsrail’in doğalgaz kullanarak üreteceği elektrik, Kıbrıs üzerinden AB’ye taşınacak.
Bunun yanında, ABD tarafından GKRK sürdürülen silah ambargosunun kaldırılması sonrası adanın silahlandırılması. Pentagonun öncülüğünde gerçekleşen, ‘’Doğu Ege adalarının yeniden ele geçirilmesi’’nin işlendiği ‘’ORION 2024’’ tatbikatında (NATO müttefiki olan Türkiye’nin çağrılmadı) Akdeniz’deki altıncı filonun Yunanistan’ın yanında yer alması tesadüf değil. Türkiye’ye müdahale planının canlandırıldığı tatbikata ABD, Fransa, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, İtalya, Avusturya, Makedonya, Polonya, Bulgaristan, Romanya ve Mısır katıldı. Bütün bunlar planın işlediğini gösteriyor. Güney Kıbrıs ve ABD’nin ortak askerî tatbikatında, hava savunma operasyonları ve kara kuvvetlerinin koordinasyonu gibi pratiklerin uygulanması eğit donatın bir parçası. Askeri alanda giderek artan bu yakınlaşma, Doğu Akdeniz’de dengeleri etkileme potansiyeline dönüşebilir. Hava savunma sistemlerinin entegre edilmesi, ortak harekât kabiliyetinin geliştirilmesi ve acil durum senaryolarına karşı hazırlık yapılması hedefleniyor. Bu iş birliği, (ABD, İsrail ve Güney Kıbrıs) Doğu Akdeniz’de yeni bir güç bloğunun oluşmasını tetiklemiş durumda. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları, bölgede yürüttüğü sondaj faaliyetleri ve deniz yetki alanlarını tekrar tartışmaya açabilir.
ABD, Rum topraklarını İsrail’e yardımcı askeri üsse çevirirken, AB’nin 5 yıllık ‘stratejik gündemi’ ve ABD’nin ‘Mega Planı’ Kıbrıs adasının İsrail odaklı enerji ve ticaret koridorunun ilk durağı olması hedefleniyor. ABD İran’ın dâhil olacağı bölgesel savaş endişesine karşı, İngilizlerin deniz ve hava üslerinin İsrail’e destek olmasını planlıyor. Bu iki plan; İsrail’in güvenliğini sağlama alarak, Arap ülkeleri ile diyalog süreci başlatmak.
Arap ülkelerinin İsrail ile diyaloğu sonrasında, ABD’nin Arap ülkelerine güvenlik garantisi vermesi, bunun yanında Arap ülkelerinin doğalgaz, petrol ve yer altı kaynaklarının İsrail üzerinden açılacak ticaret koridorları ile AB üzerinden dünyaya pazarlanması planlanıyor. Gazze’nin işgali plan dahilinde Netanyahu’nun açıkladığı Gazze-2035 planında net olarak ortaya konmuş. Plana zaman içinde Irak, Mısır ve Yemen’in de dahil edilmesi gündemde. Arap ülkelerinin enerji ve ticaret yollarının İsrail’in denetimindeki Gazze’de buluşturmak asıl hedef. Arapların Fosil yakıt ve doğal gaz arzını, Doğu ile Batı arasındaki İsrail odaklı ticaret koridoruna dahil etmek istiyorlar.
İsrail projeye göre Gazze’yi boşalttı, 45 bin insan ölmüş, 2,5 milyon insan evsiz kalmış umurlarında değil. Asıl olan enerji ve para. GKRK de payına düşeni almaya yatkın ve hazır.