"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hamidiye Alayları hakkında Bediüzzaman’ın görüş ve tesbitleri

Abdülbakî ÇİMİÇ
26 Ağustos 2021, Perşembe
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler-124

Bediüzzaman çok yönlü ve çok farklı alanlarda küllî vazifeleri olan bir müceddittir. Toplumun her kesimi ile ilgili içtimâî ve siyâsî hadiselere Kur’ânî çözümler ortaya koyar. Onun için Bediüzzaman’ın çözüm tavsiyelerine bigâne kalmak kâr-ı akıl değildir. II. Abdülhamid döneminde kurulup Şark vilayetlerinde teşkil olunan Hamidiye Alayları ile ilgili de Bediüzzaman’ın önemli tesbitleri ve tavsiyeleri olduğunu biliyoruz.  

Sultan II. Abdülhamid; merkezi otoriteyi kurmak, Doğu Anadolu’da devleti daha etkin hale getirmek, aşiretlerden askerî güç olarak istifade etmek, Doğu Anadolu’yu özellikle Rusya ve İngiltere’nin saldırgan siyasetlerine karşı korumak ve dönemi boyunca uygulamaya çalıştığı siyasetinde dinin etkisinden istifade etme amacını burada da gerçekleştirmek amacıyla “Hamidiye Alayları”nı teşkil etmiştir.1

Hamidiye Alayları, başta Ermeni çeteleri olmak üzere yabancı devletlerin ve gizli servislerin, özellikle Doğu Anadolu’da tahrik propagandalarla bölgeyi anarşi ve kargaşaya sürükleyip hadiseler çıkarması ve gelen şikâyetlerin artması üzerine kurulmuştur. Bir nevî bu propagandaları akim bırakmak için teşkil olunan Hamidiye Alayları Osmanlı Devleti üzerinde emelleri olan devletleri çok rahatsız ettiği de bilinmektedir.

Hamidiye Alayları’nın kuruluşu ve vazifeleri

Bir kısım tarihi bilgiler ışığında “Hamidiye Alayları ya da Hamidiye Hafif Süvari Alayları, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in Doğu Anadolu’da oluşturduğu milis ordusu statüsündedir. Çalışmalarına 1890 yılında başlanmış ve 1891 yılında fiilen kurulmuş, Kürdler’den, Doğu Anadolu’da yaşayan Türk halklarından, Türkmenler’den ve Yörükler’den teşkil olunan Osmanlı birlikleri haline gelmiştir. Çoğu basit sebeplerle başlayan Doğu Anadolu’daki isyanların Osmanlı Devleti’ni yıkmayı hedefleyen dış güçler tarafından tahrik edildiğinin II. Abdülhamid farkına varmıştır. Gerçekten İngiltere bütün istihbarat gücüyle 1806 yılından beri bölgede faaliyete başlamıştır. Doğu Anadolu’da Müslüman köylüyü koruyacak olan bu Alaylar’ın kurulması sebebiyle Avrupa devletleri adeta kıyamet kopardılar. Hamidiye Alayları 1908 yılında İttihadcılar tarafından resmen ilga edilinceye kadar devam eder. Hamidiye Alayları ile takviye edilen İslâm Birliği, I. Dünya Savaşı’na kadar ve hatta 1925 tarihinde başlayan Şeyh Said hadisesine kadar tesirini icra etmiştir.”2

Rus ve Ecnebî emellerine karşı Hamidiye Alayları’nın vazifeleri

Rusya’nın “Şark vilâyetleri”ne yönelik emelleri hesâbına bilhassa 1878’de Berlin Konferansı sonrası ‘Ermenistan Projesi’yle Ermeni Hınçak ve Taşnak komitelerinin ve çetelerinin Osmanlı içinde terörü azdırıp katliâmlarla karışıklık ve kaos meydana getirmeye uğraşıyorlardı. Ecnebilerin bölgedeki aşiretleri tahrik ve fitne propagandasıyla Osmanlıdan ayırmak ve iftirak kışkırtmalarına mukabil, bölgedeki aşiretlerden teşekkül ettirilen alayların kuruluşu, eğitimleri, ihtiyaçları ve diğer çalışmalarını belirleyen elli üç maddelik “nizamnâme” ile düzenli ordu birlikleri emrinde çok hayırlı hizmetlerde bulundular. Nitekim Osmanlıyı zayıflatma ve parçalama projesine karşı, başta bölgede asâyişin temini amacıyla, Kazakları kullanan Rus işgal ve istilâsını durdurmak ve Ermeni şaki ve katilleri püskürtmek maksadıyla kurulan mahallî Osmanlı birliklerinin belirlenen hususlarda büyük faydaları oldu. Rus işgalini engelleyip geri çekilmesini ve Ermenilerin zulüm ve baskılarını defedip sürgüne gönderilmesini sağladılar. Bütün bunlar tarihî hadiselerle tevsik edilmiş durumdadır.

Hamidiye Alayları’nın su-i istimali ve Bediüzzaman’ın tesbitleri

Ne var ki her hayırlı işte olduğu gibi Hamidiye Alayları da yer yer istismar edilmiştir. “Cehâlet, zarûret ve ihtilâfa karşı san’at, mârifet ve ittifak silâhıyla cihad”ın ehemmiyetini ortaya koyan ve Hamidiye Alayları’nın sadece bir “askerî proje” olarak görülmeyip topyekûn bir “maarif projesi”nin hayata geçirilmesi çerçevesinde bölge halkının sosyal alanda da eğitilmesini tavsiye eden Bediüzzaman, buna açıkça dikkat çeker. Hamidiye Alayları’nın istismarının neticelerini nazara veren Bediüzzaman, aşiretlerin istismarını, “Hamidîlik” olarak nitelendirir. Hamidiye Alayları üzerinden cehâletin eseri eski husûmet ve kavgaları sürdürmeye karşı aşiretlere verdiği derslerle bundan vazgeçilmesi, aksi halde bunun ihtilâf ve istibdadı daha da azdırıp içtimâî hayatı iltihaplandırarak zehirlendireceğini ikaz eder.

Bediüzzaman bu noktaya “Eşkiyalık ve husûmet derdiyle mültehap (iltihaplanmış) bulunan o vücuda, iltihâbı tezyid eden (ziyadeleştiren) Hamidîlik icrâ etmek ve ilâ âhir (ve bunun gibi hatalar), acaba tedâvi mi, yoksa tesmîm midir (zehirlenmek midir), melekü’l-mevte (ölüm meleğine) yardım etmek midir?”3 tesbitiyle, bu istismarın ihtilaf, husûmet, kavga, anarşiyi daha da derinleştirip yaygınlaştıracağını haber verir. Bu tür bir istismardan sakındırır. Bunu “daha ölmeden ölmek” olarak tanımlar; bu haliyle Şarkın derdine derman olmayacağını, hastalığı daha da arttırıp ölümcül etkilere sebebiyet vereceğini belirtir.

Dipnotlar:

1- Bayram Kodaman; Şark Meselesi Işığı Altında Sultan II. Abdülhamid’in Doğu Anadolu Politikası, Orkun Y., İstanbul, 1983, s. 29-36. 

2- ABIBSNİŞ, Cilt-I, s. 421.

3- Eski Said Dönemi Eserleri (Münâzarât), 2013, s. 211.

Okunma Sayısı: 2293
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı