"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hâfız Ahmed Paşa’nın hikayesi

Zeynep ÇAKIR
07 Haziran 2023, Çarşamba
Müezzin-zâde Hâfız Ahmed Paşa 1564 doğumlu. Sultan 1. Ahmed’in kızı Ayşe Sultan’la evli olduğu için “Damad Hâfız Ahmed Paşa” olarak bilinir. Pomak asıllı olup Filibeli bir müezzinin oğludur. Babasının mesleğinden dolayı Müezzin-zâde olarak da anılır.

Küçük yaşlarda hıfzını tamamlayan Hâfız Ahmed Paşa, on beş yaşında İstanbul’a gider. I. Ahmet zamanında sesinin güzelliği fark edilerek Enderun’a alınan Hâfız, şair tabiatı sayesinde kısa sürede devlet kademelerini yükselir ve 2. dönem de sadrazamlık yapar. I. Ahmed’in kızı ve Sultan IV. Murad’ın kız kardeşi olan Ayşe Sultan ile evli olması, hitabeti, güzel sesi insanlarla sıcak ilişkileri döneminin sevilen ve liyakatli bir devlet adamı haline getirmiştir. 

Yaşamında da askerlik hep ön plânda olmasına rağmen aynı zamanda şairdir. Hâfız’ın divanında hiç kasidesi yoktur; ancak Sultan I. Ahmet’in gazellerinin çoğunu tanzir etmiştir. Topkapı Sarayı I. Ahmed Kütüphanesinin yemek odasında bulunan çeşme üzerindeki kitabeleri Müezzin-zâde Hâfız Ahmed Paşa yazmıştır.

Şairin Arap ve Fars edebiyatını iyi bildiği bildirilmektedir. Veysi Efendi, Hâfız Ahmed Paşa’dan söz ettiği mektuplarında sık sık Hâfız’ın övgüsüne yer vermiş, cihana böyle bir vezirin gelmediğini belirtmiş, Hâfız’ın eşsiz şiirler yazdığını dile getirmiştir.

Ne var ki siyaset entrikaları Hafız Ahmed Paşa’nın yakasına yapışacak, başta Kösem Sultan ve yardakçısı Topal Recep Ağa tarafından canına kast edilecektir.

Bu ikisinin kışkırtmasıyla ayaklanan kapıkulu askerleri tarafından padişahın gözleri önünde 1041/1631 yılında linç edilerek öldürülen paşa, vasiyeti gereği Karacaahmet Mezarlığında medfundur. 

Tarihimizin bu acımasız elim kanlı olayında padişah 4. Murad henüz küçük ve ipler annesinin elinde olduğu için bu infaza karşı koyamayacak, gözü önünde paramparça edilen veziri için ‘Hafızım’ diye diye saray duvarlarını inletecek şekilde bağıracak intikamını almak için de gün gün güçlenip ayak takımlarını devre dışı bırakacak ve en nihayet “Bre melun! Diz çök!” sayhasıyla Topal Recep Ağa’yı öldürüp annesini bertaraf edecektir.

Camisi orijinal hali olmasa da onun hayratı olarak vasfını yerine getirir. Çok bilinen merkezî Fatih Camii’nin Malta Çarşısı girişinde sessiz sedasız duruşu hakkında bilgi vermeyi hak edecektir elbet.

İstanbul eserleri mevcut olup ta hikayesi çoktan unutulmuşların da meskenidir. 

Dünya iste; haksızlığa uğrayan çok, zalimin gücü fazla, mazlumun ahı arşta deveran edip durur.

Okunma Sayısı: 2689
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • okur

    7.6.2023 11:37:07

    “..eyvah şiirler azalmış günümüz perişan, yanıyor içimizdeki koskoca orman..”

  • zeliha

    7.6.2023 11:21:41

    ALLAH razı olsun. Bize de lazım bu ruh değil mi? Ne zulümler oluyor maalesef. Var olan sadece eserler değil tabi ki ama hikayeyi bilmek şuurlu bir şekilde onların ruhaniyetinden istifadeye vesile olur inşallah. Ellerine sağlık. Lütfen devamını bekliyoruz.

  • Cenk Çalık

    7.6.2023 09:34:55

    Şiir tadında olan bu yazı hem Hafız Ahmed paşayı tanımamıza hem de tarihimizde acılardan ders almamıza vesile oluyor. Bu tür yazıları daha sık yazmanız duasıyla. Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı