"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm İşbirliği Teşkilâtı ve İslâm birliği

Sami CEBECİ
02 Ocak 2025, Perşembe
Elli yedi İslâm devletinden meydana gelen İslâm ülkeleri, çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü birlik kurup, birlikte hareket etmeyi başaramadılar.

Osmanlı devletinin dağılmasından sonra ve halifeliğin kaldırılmasını müteakip başsız kalan bu devletler, aslında istemelerine rağmen birlik olamamanın sancılarını, o tarihten bu tarafa çekmeye devam ediyorlar.

21 Ağustos 1969 yılında, Avustralyalı bir Hristiyan’ın Mescid-i Aksa’yı kundaklayıp yakması üzerine, İslâm Konferansı Örgütü kuruldu. 25 Eylül 1969 tarihinde Fas devletinin başkenti olan Rabat’ta İslâm Konferansı Teşkilatı adını aldı. 1970 yılı Mart ayında da Suud-i Arabistan’ın Cidde şehrinde merkezi açıldı.

30 Haziran 2011 tarihinde İslâm İş Birliği Teşkilatı adını alan bu organizasyonun amacı: Üye olan İslâm devletleri arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirmek, İslâm dünyasının hak ve menfaatlerini korumak olarak tanımlanmaktadır.

Her sene İslâm ülkelerinin dış işleri bakanları toplanırken, devlet başkanları ise üç yılda bir zirve toplantıları yaparlar. Bu teşkilatın sekreteryası ise, her iki toplantılarda alınan kararların takibini ve uygulanmasını takip eder. Çeşitli konularda alt birimleri olan İslâm İş Birliği Teşkilatı, üye ülkeler arasında dönem başkanlıkları ile yönetimini devam ettirir.

21 Kasım 2023 tarihinde Suudi Arabistan’ın başkenti olan Riyad şehrinde toplanan İslâm İş Birliği Teşkilatı, aslında İslâm dünyası için çok büyük bir imkândır. Bu teşkilatı kuranlar önemli bir hakikati gerçekleştirmişlerdir. Ancak, bugüne kadar bu teşkilatın kendisinden beklenen icraatları, hakkını vererek yaptığını söylemek mümkün değildir.

Kuruluşunun üzerinden elli beş sene geçti. Bu kadar uzun zamanlar içinde İslâm dünyasında nice problemler çıktı fakat bunlara yeterli çareler bulamadı. Son olarak Filistin, Gazze ve Lübnan’da Siyonist ve zalim İsrail devletinin, başta Amerika olmak üzere Batılı devletlerinin de desteğini alarak yaptığı katliam ve soykırımlar karşısında, yapılan zulümleri seyretmekle meşgul olup, gerçek anlamda bir kınama yapmaktan bile aciz kaldığı görülüyor. Bu durum karşısında Müslümanlar olarak kahroluyoruz. Ekonomik ve ticarî meselelerde dayanışmayı ön plana alan İslâm İş Birliği Teşkilatı’ndan siyasî ve yaptırım gücü olan bir uygulama beklemek boş bir hayal gibi görünüyor.

Madem ki, bu teşkilatın durumu böyledir. O halde yapılacak tek bir çare kalıyor. O da, Amerika Birleşik Devletleri gibi yahut Avrupa Birliği gibi, ekonomik ve siyasi yaptırım gücü olan devletler çapında “İslâm birliği”ni kurmaktır. Zaten Bediüzzaman Hazretleri 1911 yılında, Şam Emeviye Camiinde verdiği bir hutbesinde “Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâm’dır.” demiştir.

Bahsi geçen sözün üzerinden, bu gün itibariyle yüz on üç sene geçti. Şimdiye kadar bu hakikatin gerçekleşmemiş olması, İslâm dünyasının çektiği sıkıntıların kaynağı oldu. Halbuki, elli yedi İslâm devleti, hükümetleri, sınırları, bayrakları ve paraları farklı olsa bile, iç işlerinde serbest, dış işlerinde sıkılmış bir yumruk gibi birlikte hareket ediyor olsalardı, böylesine büyük bir blok karşısında ne Amerika ve ne de Batılı devletler, onlar üzerinde istedikleri oyun ve tuzakları kuramazdı.

2025 yılı itibariyle İslâm İş Birliği Teşkilâtı’na, Dış İşleri Bakanları Konseyi 51. Toplantısı’na Türkiye ev sahipliği yapacaktır. Yukarından beri işaret ettiğimiz hakikatleri en iyi ve en detaylı bir şekilde bilen devletimiz, bu toplantıyı şimdiye kadar gerçekleşmeyen İslâm birliğini kurmaya vesile yapacağını umuyor ve bekliyoruz.

İslâm dünyasının hem nüfus, hem de ekonomik bakımdan en güçlü devletleri olan Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, İran ve Pakistan’ın İslâm birliğini kurmada öncülük vazifesi yapmaları, İslâm birliğinin kısa zamanda kurulmasını kolaylaştıracaktır. Bu beş devletin ilk adımı atmaları, diğer İslâm devletlerinin de katılımını hızlandıracaktır. İslâm birliğinin kurulması, bozulan dünya dengesinin yeninden dengeye gelmesine ve özellikle Orta Doğuda meydana gelen bütün olumsuz hadiselerin de düzelmesine vesile olduğu görülecektir. Bütün bir ümmet olarak bu birliğin kurulmasını dört gözle bekliyor ve bu mutlu neticenin gerçekleşmesi için dualar ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1196
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Emre Dağ

    2.1.2025 12:10:58

    Türkiye, Mısır, Pakistan, Endonezya, Nijerya gibi ülkeler bu birliği kurmalı. Yanlarına da alabildikleri kadar irili ufaklı ülkeleri almalılar.

  • Said Emre Dağ

    2.1.2025 12:07:58

    Hocam Suudi Arabistan ABD güdümünden çıkmıyor. İran da şii etkisini yaymaktan daha önemli bir işi olduğunu düşünmüyor. İran ve Arabistan kendi istekleri ile bu birliğe girmezler. Hatta teşekkülünün önüne set koyarlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı