"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm birliği için ümitli olmak lâzım

Sami CEBECİ
26 Mart 2025, Çarşamba
“Azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı, talihsiz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi, ittihad-ı İslâm’dır.”1

Büyük İslâm âlimi Said Nursî Hazretleri, bahsi geçen bu sözleri 1911 yılında Şam’da Emeviye Camii’nde söyledi. Altı temel problemin âlem-i İslâmı geri bıraktığını ve bunlardan kurtulmak için de, Kur’ân eczanesinden bulduğu reçeteleri ifade etti. Bahsi geçen problemler içinde en büyük problemin, İslâm ümmetinin bir türlü birlik kuramadıklarını söyledi.

Dünyanın en büyük kıtası olan Asya’daki İslâm devletlerinin, yabancı büyük devletler tarafından 'Böl, parçala, yönet' taktiğiyle birbirinden ayrıldığını herkes biliyor.

Bediüzzaman, bir asrı aşkın bir zamandan bu yana, Hutbe-i Şâmiye kitabı ile bütün sıkıntıların kaynağı olan bölünmüşlükten kurtulup, Amerika Birleşik Devletleri gibi bir birliğin mutlaka kurulması lâzım geldiğini söylemeyi devam ettirdi.

Zahirî sebeplere bakarak ekser insanlar böyle bir birliğin kurulmasının asla mümkün olmadığını söyleyip duruyorlar. Hâlbuki, bilinen bir hakikattir ki, “Allah dilerse, günahkâr insanlarla dahi bu dini kuvvetlendirir ve yüceltir.”

Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Yeis [ümitsizlik], ümmetlerin, milletlerin seretan [kanser] denilen en dehşetli bir hastalığıdır.”2 Böyle bir hastalığa yakalananlar iflah olmazlar. Hâlbuki, Osmanlı devletinin en zayıf olduğu bir zamanda, Hutbe-i Şâmiye’yi verdiği zaman, Allah’ın rahmetinden hiç ümidini kesmeyen Bediüzzaman şu hakikatleri âdeta haykırıyor: “Evet, ben kendi hesabıma aldığım derse binaen, ey İslâm cemaati, müjde veriyorum ki, şimdiki âlem-i İslâmın saadet-i dünyeviyesi, bahusus Osmanlıların saadeti ve bilhassa İslâm’ın terakkîsi, onların intibahıyla [uyanmasıyla] olan Arab’ın fecr-i sadıkının [gerçek sabahının] emareleri inkişafa başlıyor. Ve saadet güneşinin de çıkması yakınlaşmış. Ye’sin [ümitsizliğin] burnunun rağmına olarak ben dünyaya işittirecek derecede kanaat-i kat’iyemle derim: İstikbal yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak. Ve hâkim, hakaik-ı Kur’ân’iye ve imaniye olacak. Öyle ise, şimdiki kader-i İlâhi ve kısmetimize razı olmalıyız ki, bize parlak bir istikbal, ecnebîlere müşevveş [karışık] bir mazi düşmüş.”3

Evet, bu müjdeli ifadelerin üzerinden, 1. Dünya Savaşı, Osmanlı devletinin dağılması ve bir çeyrek asır süren tek partili istibdat dönemi, 2. Dünya Savaşı gibi nice hadiseler geçti. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimle tek parti saltanatı bitti ve çok partili demokrasiye geçildi. Aynı tarihlerde de büyük devletlerin sömürgesi durumundaki İslâm devletleri bağımsızlıklarını kazanmaya başladılar. 

Her fırsatta o yabancı devletler, Müslüman devletlerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını modern usullerle sömürmeye devam ediyorlar. Siyonist İsrail devletinin üzerinden her türlü zulmü yapıyorlar. 

Bu kan donduran dehşetli manzaradan kurtulmanın tek bir yolu var. O da, Bediüzzaman Hazretlerinin gösterdiği reçetedir: İttihad-ı İslâm. Bütün İslâm ümmeti olarak bu mutlu neticeyi ümitle beklemek hakkımızdır. 

Dipnotlar:

1- ESDE, Hakikat Çekirdekleri, s. 433.

2- ESDE, Hutbe-i Şamiye, s. 249.

3- Age., s. 238.

Okunma Sayısı: 471
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HASAN DOĞAN

    26.3.2025 10:06:22

    Tüm islam ülkelerinde dikta ve otoriter rejimler varken nasıl olacak ittihad ı islam bunu da izah eder misiniz.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı