(Dünden devam)
Evet, yirminci asırda küllî ve umumî bir rehberlik vazifesini görecek Kur’ânî bir eserin müellifinin şu hususiyetleri haiz olmasını esas ittihaz ettik. Bu hasiyetlerin de tamamıyla Risale-i Nur’da ve müellifi Bediüzzaman Said Nursî’de mevcut olduğunu gördük. Şöyle ki:
Birincisi: Müellifin yalnız Kur’ân-ı Hakîm’i kendine üstad edinmiş olması…
İkincisi: Kur’ân-ı Hakîm, hakikî ilimleri hâvî bir kitab-ı mukaddestir. Ve bütün asırlarda insanların umum tabakalarına hitap eden ezelî bir hutbedir. Bunun için Kur’ân’ı tefsir ederken, hakikatin safî olarak ifade edilmesi ve böylece hakikî bir tefsir olması için müfessirin kendi hususî meslek ve meşrebinin tesiri altında kalmamış ve hevesi karışmamış olması lâzımdır. Ve hem de Kur’ân’ın manalarını keşifle tezahür eden Kur’ân hakikatlerinin tesbiti için elzemdir ki, o müfessir zat her bir fende mütehassıs geniş bir fikre, ince bir nazara ve tam bir ihlâsa mâlik bir allâme ve hem gayet âlî bir deha ve nüfuzlu, derin bir içtihad ve bir kuvve-i kudsiyeye sahip olsun.
Üçüncüsü: Kur’ân tefsirinin tam bir ihlâsla telif edilmiş olması ki, müellifin Cenab-ı Hakkın rızasından başka hiçbir maddî manevî menfaati gaye edinmemesi ve bu ulvî hâletin müellifin hayatındaki vukuatlarda müşahede edilmiş olması...
Dördüncüsü: Kur’ân’ın en büyük mu’cizelerinden birisi de, gençlik ve tazeliğini muhafaza etmesidir ve o asırda inzal edilmiş gibi, her asrın ihtiyacını karşılayan bir vechesi olmasıdır.
İşte bu asırda meydana getirilen bir tefsirde, Kur’ân-ı Hakîm’in asrımıza bakan vechesinin keşfedilip, avâmdan en havassa kadar her tabakanın istifade edebileceği bir üslûpla izah ve ispat edilmiş olması...
Beşincisi: Müfessirin Kur’ân ve iman hakikatlerini cerh edilmez delil ve hüccetlerle ispat ederek tedris etmesi, yani pozitivizmi (ispatiyecilik) bir esas ittihaz etmiş olması...
Sözler, s. 838
LUGATÇE:
avam: halk tabakası, sıradan insanlar.
cerh edilmez: çürütülmez, geçersizliği ortaya konulmaz.
elzem: çok lüzumlu.
haiz: sahip.
havas: üst tabaka, okumuşlar, âlimler.
hâvî: içine alan.
inzal: indirilme.
ittihaz: edinme, kabul etme.
meşrep: hareket tarzı.
müellif: telif eden, yazan, yazar.
mütehassıs: ihtisas sahibi, uzman.
tedris: öğretme, ders verme.