"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her gün manevî gıdaya da muhtacız

Risale-i Nur'dan
07 Nisan 2025, Pazartesi
[Zübeyir Gündüzalp, Konferans, Ankara-1947]

(Dünden devam)

Risale-i Nur’a çalışanlar, iman ve İslâmiyet hizmeti uğrunda öyle bir feragat ve fedakârlığa sahip olmuşlar ki, onlarda menfaat-i şahsiye denilen adi ve bayağı maksatlar yer bulamamış ve tutunamamıştır. Zira Nur talebelerinde en birinci maksat ve en büyük gaye rıza-i İlâhîdir. Allah’a hadsiz şükürler olsun; Risale-i Nur’a çalışmanın, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Azîmüşşan’a hizmet olduğunu öğrenen uyanık ve kıymettar ve fedakâr arkadaşlarımız milyonları geçmiştir. Aklı yerinde olanlar için pek aşikâr olarak görünen bu hakikati hiçbir ferd inkâr edememektedir. Allah için bir çalışma olan Risale-i Nur faaliyetlerinde, İlâhî bir aşk ve şevkle, kalbî ve ruhî bir sevgiyle gece uykularını dahi feda edenler olmaktadır.

Bakınız! Risale-i Nur’a hizmet eden Nur’un öyle hakikî talebeleri var ki, onlardan birisine denilse: “Risale-i Nur yerine şu kitapları istinsah et de, Amerikalı milyarder Ford’un servetini sana verelim.” Risale-i Nur’un satırlarından kaleminin ucunu bile kaldırmadan o bahtiyar talebe şöyle cevap verecektir:

“Dünyayı servetiyle ve saltanatıyla verseniz kabul etmem. Çünkü Cenab-ı Hak, bize Risale-i Nur’un mütalaası ve hizmetiyle tükenmez, bâki bir hazine verecektir. Acaba sizin o dünyevî servetiniz beni mes’ud edecek midir? Bu şüphelidir. Fakat Rabbimizin ihsan edeceği bâki servet ile hakikî bir saadete kavuşacağımızda şek ve şüphe yoktur.”

Kıymetli kardeşlerim! Risale-i Nur’un yüksek değerini anlamakta veya onu işitip tanımakta biraz gecikmiş olan gençler içleri sızlaya sızlaya şöyle demektedirler: “Şu geç uyanan kıymettar gençliğimi fâni, geçici şeylerle zayi etmeyeceğim. Ancak ve ancak Kur’ân’a ve imana hizmet uğrunda, sevgili Allah’ım ve sevgili Peygamber’imin emirlerine itaat yolundaki hizmetlere vakfedeceğim. Ancak böylelikle, bu muvakkat gençliğimde bâki bir gençliği elde etmiş olacağım.”

Risale-i Nur’a bu kadar bağlanıldığını görünce, dünyadan alâkamızın kesildiği zannına varılmasın. Bilakis bu cihet, şu hatt-ı hareketimizle tebarüz eder: Mücerred isek işlerimizi, talebe isek derslerimizi, memur isek vazifemizi, tüccar isek ticaretimizi yapıyoruz. Dünyevî meşgalemiz ne kadar fazla bulunursa bulunsun, ders ve imtihanlarımız ne derece sıkı olursa olsun Risale-i Nur’a çalışmaya ve hizmete yine vakit buluyoruz ve bulabiliriz; zaman ayırıyoruz ve ayırabiliriz. Zira nasılki her gün ekmek, su ve havaya ihtiyaç var. Aynen öyle de, bunlardan daha fazla olarak, her gün Kur’ân ve iman hakikatlarinden manevî gıdalarımızı almaya muhtacız.

Gençlik Rehberi, s. 290

LUGATÇE:

feragat: hakkından kendi isteğiyle vazgeçme.

istinsah: nüshasını yazma, yazarak çoğaltma.

muvakkat: geçici.

mücerred: yalnız, tek, tek başına.

mütalâa: okuma, dikkatlice düşünme.

tebarüz etmek: belli olmak.

Okunma Sayısı: 946
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı