''Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o hakkınızda şer olur” (Bakara , 216)
Tarih göstermiştir ki; ehl-i ilhad plan yaptıkça ve saldırdıkça İslâm neşv ü nema olmuştur. İster cinayetler ister münafıkâne planlarla zulümler arş-ı âlâya ulaşmış, Gayretullah mazlumun ve masumların hakkını kimsede bırakmamıştır. Bazen de ehl-i dalalet İslâm’a darbe vurmaya kalktıkça İslâm, kıtalar arası bayrağını evc-i kemalata dikmiştir. İşte Uhud savaşı sonrası birkaç yüz sahabeden on binlere baliğ olmuştur. Yine her Haçlı seferi İslâm ittihadını kuvvetlendirmiş, ihtidâ müjdelerini cihana yaymıştır.
Osmanlı’ya kasteden müstemlekelerin tasallutu, 20 kayba karşı 300 (20 milyon Osmanlı’ya bedel, 300 milyon İslâm âlemi) diriltmiştir.
Yine, dini ortadan kaldırmak isteyenler Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u her imhâ planında Nur’ları dünyaya ilân etmiş oldular. Hem de mahkemeler eliyle. (Bu yüzden her türlü cefaya, zehirlere, hapislere katlandı Bediüzzaman.)
***
1948’den beri İslam âlemine fitne getirmek için kurulan İsrail, Filistin’i ele geçirme planlarında milyonlarca Müslüman kanı döktü, elân dökmeye devam ediyor.
En son 7 Ekim’den bu yana 8 bin bebek, toplamda 20 binlere varan Müslüman katledildi. Şifa Hastanesini bombalayacak kadar gözü dönmüş insan kasabı Netanyahu başkanlığındaki İsrail, bir çokdevleti arkasına almış, zulümde sınır tanımıyor.
İslâm Devletleri de dahil Batı, politik sebeplerden İsrail’e cesaret verirken, farklı dinlerdeki dünya halkları, iki ayı aşkın süren katliamlarda Müslüman halkların sessizliğine rağmen lanetleyerek çeşitli marşlar eşliğinde tepkilerini yürekten dile getiriyorlar.
Sıra sıra dizilmiş kefene sarılı o masum bebeklerin başındaki acılı babalar İslâm âleminin sessizliğine isyan ederken, yürek yakan; “Resulullaha (asm) söyleyin, Müslümanlar bizi yalnız bıraktı” şikâyetleri hakikaten yürekleri dağladığı gibi, yarın mahşerde ne yüzle onlarla karşılaşacağımız utancını da yaşattı bizlere.
Müslümanların sessizliği bir yana moloz yığınları altında cansız bebek görüntüleri dünyayı yasa boğarken, Filistin halkının metaneti din-i Hakk’ı arayan vicdanları ihtizaza getiriyor.
‘Filistinlilerin dinini merak ederek Kur’an okuduğunu, İslam’ın kalbine iyi geldiğini ve Müslüman olduğunu’ bildiren yüzlerce insan İslam’la şereflendi.
İsrail’in son 2 ayda Gazze halkına uyguladığı soykırıma karşı Filistinlilerin gösterdiği direnişten etkilenerek Avustralya’da İslam’ı seçenlerin sayısı gittikçe arttı. Son bir ay içinde 30’a yakın gayrimüslimin Müslüman olduğu öğrenildi.
Ağlayarak Kur’an okuyan, İslâm’ı araştıran özellikle hanımların şefkatleri galeyana gelip hiç beklenmedik biçimde Müslüman olmaları ya da henüz Müslüman olmasalar bile fıtratları bu zülme isyan edip “Eğer bir Tanrı varsa kesinlikle bu insanlar Onun halkıdır. Onların kalplerinde şefkatli davranışlarında Tanrının delillerini görüyorum, çünkü şeytanî güçler bu insanlara zulmediyor” diyorlar.
ABD’li internet çizgi roman sanatçısı ve kıyafet tasarımcısı Nefertari Moonn, “(Gazze’de) Anneler, babalar tüm ailelerini kaybetmelerine rağmen bir şekilde sahip oldukları şeyler için hâlâ minnettar olduklarını söylüyorlar. Eminim pek çok kişi, Filistinlilerin bu çalkantılı zamanlarında bile inançlarını nasıl koruduklarını görüp Kur’an’a, İslam’a yöneldi. Bu dönemde onların inançlarından aldıkları gücü görmezden gelmek istemiyorum” dedi.
Velhasıl;
“Allah nurunu tamamlayacaktır. Kafirler istemese de…” (Saf Suresi, 8)