Menfi veya müsbet krizlerden beslenen, her krizi fırsata çevirip oradan nemalanan AKP, bazen mağduriyet, bazen din, bazen millilik bazen de yargı üzerinden kriz çıkartır.
Bazı krizleri de vardır ki ters köşe yaptırır. Bir başka deyişle zahiren kendi istememiş gibi görünse de netice itibarıyla istediği olmuş olur.
Son zamanları futbolda konuşulan, Terim fonu diye isimlendirilen yolsuzluk; kayıt dışı yüksek faizle kâr (saadet zinciri) patlayıp (güya) mağdurları saray tarafından desteklenince gündemi değiştirecek bir şeyler buldular.
Önce o fonun mağdurlarından! Fatih Terim Yunanistan’ın Panahtinaikos takımına teknik direktör oldu. Ardından epeydir tartışılan Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da oynanmasını ısrarla istemeleri. (Kaşıkçı cinayetinden sonra ilişkilerin düzeltilmesi ve daralan ekonomiye finans arayışları bu kararın alınmasında amil oldu iddiaları rivayet edilir.)
Geçen hafta oynanması planlanan süper kupa maçı, FB ve GS takımlarının protokol dışı Atatürk resimli formalar ve bazı sloganlarla çıkmak istemesi üzerine krize sebep oldu ki takımlarımız daha oteldeyken maça çıkmama kararı aldılar. İki takım kulüp başkanları da ortak bir açıklama yapıp maçın ileri bir tarihe alındığını duyurarak memlekete geri döndüler.
Halbuki takımlar, daha önce protokol yaparlar ve bu FİFA’ya bildirilir, son dakika değişiklikleri bildirilmediği zaman FİFA tarafından kabul edilmez, organizasyon yetkilileri ve takımlar bu sebepten dolayı cezalandırılır. Suudiler bu gerekçeyle takımların o formayla sahaya çıkmalarına izin vermedi. Kaldı ki, takımlarımız bugüne kadar içerde böyle bir girişimde bulunmamışlardı. O zaman sormak lazım bu inat niye?
Geriye bir tek şey kalıyor ki; bu işi TFF ve takımlar planlı yaptı ve neticesi de biliniyordu.
Şimdi ayıkla pirincin taşını.
İster hükûmet canibinden ister TFF ve takımlar veya onları manipüle eden birtakım güçler tarafından yapılmış olsun, neticede bir şeyler kaşınmış oldu.
Yapılan resmî açıklamalardan, gelişen olaylardan anlaşıldı ki burada koparılan kıyametin sorumluları, FİFA kurallarına riayet etmeyen TFF ve iki kulübün başkanı.
Bir taraftan Atatürkçüler hükûmete veryansın edip, Atatürkçülüğü daha pekiştirmek için çeşitli organizasyonlar yaparak, memleketin her yerine yaymaya bir zemin buldu.
Bundan sonra her maça Atatürk posterleriyle çıkmak sanki bir namus borcu telakki edilecek.
Bir yandan da Arap ve Hac düşmanlığı yeniden hortlatıldı, aynen 28 Şubat’ta olduğu gibi. Dolayısıyla İslâm düşmanlığı da bir şekilde yapıldı.
Al sana tersten vurmak. Eski istihbaratçı merhum Mahir Kaynak’a göre; “bir iş kime yarıyorsa o işin faili odur” tezini gel de yâd etme.
AKP geldiği günden beri bütün taşları yerinden oynattığı gibi, biten Kemalizm’in de geri gelmesine sebep oldu. Güya Kemalizm’le mücadele ettiler, ancak kendilerinin ülke yönetiminde yaptıkları yanlışlar, dini suistimal eden sözler, açıklamalar, tavırları sebebiyle oluşan karşı cephenin Atatürkçülük etrafında birleşmesine sebep oldular. Hiç olmadık kadar kollarda döğme, araba camlarında sticker ve resimler, meydanlarda daha fazla posterler, daha çok büst ve heykeller, okullarda çocuklara heykel karşısında secde ettirerek anma törenleri düzenlenmeleri v.s.
28 Şubat’tan ve ulusalcı iktidarlardan daha fazla Kemalizm’in hayata geçirilmesine sebep oldular.
Al sana Millet Partisi…