"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Faiz, ama hangi faiz?

Nuri Mannas
30 Ocak 2025, Perşembe
Sorudaki riskin farkındayız, cevaba girişmeden önce bir konuda izah lâzım:

Bir mü’minin nazarında her türlüsüyle faizin asla caiz olmadığı açıktır. Zira Allah faizi yasaklamıştır. Onun rahmetine, ilmine ve kudretine inanan kula söz düşmez, uymak yaraşır. Faizin ne olduğu ve neyin faiz olduğu da elbette bizim ve bu sayfanın değil, ilim ehli mü’minlerin işidir. Bu iş çoğu zaman fetva “vermeyi” ve hatta içtihad “etmeyi-yapmayı” gerektirir. 

Faizde içtihad kapısı açık mı? 

Bu konuda da kural bellidir: Tabiatı gereği daima açık olan içtihad kapısından “eski içtihadın yerine” kendisinin “yeni içtihad”ını koymak için izinsiz ve anahtarsız girmeye çalışanlara o kapıyı kapatmak ve bu mümkün değilse, kalp gözümüzü onların sözüne sıkı sıkı kapatmak lâzımdır. 

Ama içtihadı yapılmamış meselelerde yeni içtihadlarla mü’minlere yol göstermek de şarttır. Faiz meselesi de -kısmen- böyledir: 

Böyledir zira faize dair hüküm, emir ve yasaklar elbette çağları aşar. Ama o hitapların birinci dereceden muhatapları 1400 sene önceki ticaret hayatının aktörleridir. O dönemin nisbeten basit ticarî ilişkilerinde geçerli olan faize dair tanımlayıcı ve sınırlayıcı hükümleri bugünün karmaşık ve ihtiraslı ticarî hayatına tatbik etmek zordur, zahmetlidir, ama gereklidir. Zira vahyin ve sünnetin tesisinin sonrasında, çoğu bir Yahudî icadı olarak; kıymetli evrak, kâğıt para, sermaye şirketleri, bankalar ve merkez bankaları “icat” edilmiştir. “Paradan para kazanma”nın araçları ve yolları çoğaltılmış, Müslümanlar “terakki” kılıfı altında dünyaya davet edilmiştir. 

O halde bu çağda içtihad kabiliyetine sahip öyle ilim ehli mü’minler lâzımdır ki; Asr-ı Saadet’in mübarek toprağı altında baharını bekleyen tohumlar gibi duran faize dair hükümleri her zeminde sulayıp nurlandırıp yeniden ve yeniden açıp bugünün karmaşık ve ihtiraslı ticarî hayatına teenniyle tatbik edebilsin. Ve “yestenbitûne” emrine uyup, kapalı hükümden açık hüküm istinbat etmek (tohumu fidan yapmak) suretiyle hak hükümler verebilsin. 

O halde neyin faiz olduğu meselesini bilmek isteyenler “cimin karnı geniştir, ne doldursan girer” diyen caizcilerden ve “bu da zaruridir” diyerek her haramı helâl etmeye kalkan muztarlardan uzak duran bu rasih âlimlerin ne dediğine ve bu çerçevede bilhassa Yeni Asya’nın Fıkıh Günlüğü köşe yazarı Süleyman Kösmene’nin yazılarına bakabilir. Biz sadece deneyici ve yardımcıyız. 

Faiz caiz olur mu? 

Günümüzde caiz kelimesi sadece din adamlarının ve dindarların dilinde ve din âlimlerinin yazılarında var. Seküler bir hayat tarzına sahip olanlar ise “geçerli mi” ya da “hukuka uygun mu” gibi kalıplarla düşünüyorlar. Oysa bundan kırk elli sene evvel basılmış Medenî Hukuk kitaplarında ve hukuk hocalarının dilinde “caiz mi” sorusu vardı ve bu “dinen caiz mi” anlamında değildi, “hukuken geçerli mi ya da mümkün mü” anlamına geliyordu. O halde bu başlıktaki sorumuz, oraya, dinimizin meseleye bakışından bağımsız olarak değil de; bu terimin güncel anlamına da atıf yapacak şekilde girmiştir denilebilir. Yani biz bu yazı serisinde, bugünkü dildeki ve hukuktaki faiz terimi ve tanımlayıcı kavramları ile hukukun faize ilişkin tarifleri ve sınırları üzerinden ehline yardımcı olacak bazı açıklamalar yapmaya niyetliyiz. Allah muvaffak etsin.

Okunma Sayısı: 689
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı