"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalnız yaşanırdı sonbahar

M. Said ZEKİ
21 Ekim 2024, Pazartesi
Hüzün ve tefekkür iç içeydi. Sonbahar vurgunu bir gökyüzü... Yapraklar sarartan güneşin kendisi de sararıp soluyordu.

Soluk sonbahar günlerinde solgun bir gül oluyordu insan, bir yaprağın dalından süzülerek ayrılışındaki zarafete vuruluyordu. Tefekkür dolu bir sonbahar ikindisinde hüzün şifa oluyor, ruh arınıyor ve sadelik içinde bir huzur kaplıyordu etrafı…

Hazan, Rabbimizin bize sunduğu en değerli hediyeydi arınmamız için. Tefekkür hüzünle harmanlanan ruhumuzu olgunlaştıran bir süreçti. Sessizce dökülen yapraklar gibi, biz de fazlalıklarımızdan arınıp özümüze dönüyorduk.

*** 

Bir şiir, bir mûsıkî gibiydi sonbahar. Ruhun ve kalbin derinliklerine inme zamanı, içe dönüş ve hayatın sırlarını keşif fırsatıydı.

“Hayat tazeliği sever!” diyordu bilge. “Yeni yapraklar çıkabilsin diye, eski yaprakları hüzün rüzgârları ile temizler. Üzülme, sonbahar günahlarını döker, bahara hazırlar seni.”

Hızla geçiyordu ömrümüz. “Medar-ı ezvak olan gençlik gidiyor; menşe-i ahzan olan ihtiyarlık, yerine geliyor”du.

Ömrümüz ki; içinden uçaklar, trenler, otobüsler ve gemiler geçiyordu. Sevinç veya keder yüklüydü. Bizi sıladan gurbete, gurbetten sılaya taşırken, hayat, ölüm ve yol hikâyeleri dokuyorduk lif lif çay molalarında. O’ndan gelmiştik yine O’na dökülüyorduk.

*** 

Birinin hatırlamadığı, öbürünün unutamadığı oluyordu çoğu zaman. İnsan, her yere beraberinde götürüyordu yalnızlığını; insanlarla beraberken bile!

Özdemir Asaf “Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.” diyordu. 

O. Atay “Yalnızlıktan korktukça yalnızlığım artıyor. Nereye gitsem yalnızım.” diye feryat ediyordu.

Merhum S. Karakoç’un sitemi ise fısıltı hâlindeydi âdeta: “Önce beni yalnız bıraktılar; sonra da, ‘O, yalnızlığı sever’ dediler.” Her hüzün biraz sonbahar. Her sonbahar, biraz daha yalnızlık ve ayrılıktı.

İstediğimiz ‘kimsesizlikten doğan yetimâne bir yalnızlık’ değildi; üretken, doğurgan bir yalnızlıktı... Dolu dolu… Hayatın ta kendisi… Şifalı bir arayış ve kavuşma hâliydi.

Ancak kendisiyle barışık olanlar şuurlu bir yalnızlığı tercih edebiliyordu.

*** 

“Asra [akıp giden zamana] yemin olsun ki, insan hüsranda”ydı. Ancak...

 “Asr zamanı ise, güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem ahir zaman Peygamberinin (aleyhissalâtü vesselâm) asr-ı saadetine benzer”di. “Bana yalnızlık sevdirildi” diyordu Hz. Peygamber (asm). 

“Madem sonunda kabre yalnız gireceğim; Yalnızlığa alışmak için, şimdiden yalnızlığı ihtiyar edeceğim” diyordu Üstad. Ölmeden kabrine nur gönderiyordu!

“Şu iki üç aydır pek yalnız kaldım. …İşte gece vakti, şu garibâne dağlarda sessiz sadâsız, yalnız ağaçların hazînane hemhemeleri içinde kendimi birbiri içinde beş muhtelif renkli gurbetlerde gördüm”1 diyordu.

*** 

İşte bu yüzden yalnız yaşanırdı/ yaşanmalıydı sonbahar. 

Şimdi “elif gibi yapayalnızım.” Yeşilden sarıya, kızıla çalan yapraklar ayrılığı, yalnızlığı, ölümü besteliyor. 

Kimselerin göremediği gizli kıyıda köşede kalmış güz manzaralarına bakıp, günahlarımıza pişman olma ve solgun yaprakların arasına yağmurla karışık nedametimizin bize ait emanetlerini bırakma vakti!

Her şey gelip geçiyorken, tükeniyorken Hz. İbrahim gibi “Lâ-uhibbü’l-âfilîn [Ben batıp gidenleri sevmem]” diyebilme vakti... Tükenmeyen ebedî varlığına, sonsuz güzelliklerine hayranlıkla dalıp gitme vakti...

*** 

Şimdi hazanın tadına varma vakti!.. Hazır sonbahar hüznüyle içimize dönmüşken, O’nun hesabına kendimizi okuma zamanı. Hayatı, ölümü ve kâinatı anlama vakti! 

İhtiyarlamış ayinemize düşen güz ışıklarının mahiyetinden, ulvî âlemlere yükselip, kudsî hüzünlere doyasıya bulanıp, vuslat için istiğfar vakitleri...

Dipnot:

1- Mektubat, 6. Mektup.

Okunma Sayısı: 1627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı