"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıbrıs’ta 15 Temmuz Darbesi

M. Latif SALİHOĞLU
15 Temmuz 2024, Pazartesi
Kıbrıs’ta küçük bir askerî cunta, 15 Temmuz 1974’te darbe yaptı. Darbe cuntası, Rum lider Makarios’u devirdi. Onun yerine, EOKA örgütü lideri Nikos Sampson’u getirdiler.

Orijinal ismi Ethniki Organosis Kiprion Agoniston (EOKA) olan bu yapılanma, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması maksadına hizmet eden Yunan destekli bir örgüttür. Nitekim, EOKA–B isimli bu terör örgütünün lideri Sampson’a yardım edenlerin, Yunanlı subayların kurduğu “Ulusal Muhafız Alayı”ndaki Rum askerler olduğu anlaşıldı. Bu durum, Kıbrıs’taki darbecilerin arkasında Yunanistan’daki cunta hükümetinin desteği olduğunu da göstermiş oluyordu. Rum ve Yunan cuntacılarının maksadı, işi oldu-bittiye getirerek Kıbrıs’ı bütünüyle Yunanistan’a bağlamaktı.

*

Türkiye, adada yaşanan gelişmelere kayıtsız kalmayacağını ve gereğini yapacağını dünyaya duyurdu. Dönemin hükümeti, tâ 1959’da DP hükümeti sayesinde elde edilmiş olan “Garantörlük Hakkı”na istinaden harekete geçti ve diplomasideki kanalları çalıştırmaya başladı.

Diplomatik münasebetlerin müsbet bir netice vermemesi üzerine, Türkiye, 20 Temmuz’da “Kıbrıs Barış Harekâtı” ismiyle bir askerî harekâtı başlattı. Böylelikle, Kıbrıs adasındaki cunta idaresine son verilmiş oldu. 

Ne var ki, Türkiye, bu hadisede büyük ölçüde yalnız kaldı. Müttefiklerin yardım etmesi bir yana, onların ambargo dayatmasıyla karşılaştı. 

Görünürde, Kıbrıs’ta iki toplumlu bir idare kurulmuş oldu. Ama, bu yeni statü, aradan 40 küsûr sene geçmesine rağmen, hiçbir ülke KKTC’yi de, Türkiye’nin kazanımlarını da kabul etme noktasına gelmiş değil. Yani, adanın 1974’ten sonraki yeni statüsüyle ilgili olarak, Türkiye’nin yalnızlığı, geçmişte olduğu gibi bugün de devam ediyor.

Bizdeki 15 Temmuz’un mahiyeti

Bizdeki “15 Temmuz Hadisesi”nin üzerinden sekiz yıl geçti. Henüz değişen pek bir şey yok. Taraflar bildiğini okumaya devam ediyor.

Oysa, hadisenin mahiyeti hâlâ karanlıkta. Her kim çıkıp “Ben asıl meselenin özünü-ruhunu biliyorum” diye ahkâm kesiyorsa, bilin ki o kimse tarafgir olup yalan konuşuyor. Dahası, mahiyeti meçhûlde kalan bu hadise hakkında çokça konuşanlar, adeta birer yalan makinesine dönüşüyor.

Düşünün ki, Meclis Araştırma Komisyonu lağvedilerek bütün çabası boşa çıkartıldı. Konuyla ilgili bütün araştırma önergeleri iktidar bloku tarafından reddediliyor. Kilit adamlardan Adil Öksüz, bilerek ve planlı bir şekilde perdelenerek kaybedildi. O zamanki MİT Başkanı ile Genelkurmay Başkanı, bildiklerini açıklamadılar; hatta, lütfedip Meclis Komisyonuna dahi gelmediler.

Bu durumda, çıkıp kim neyi açıklıyor? Söylenenlerin inandırıcılığı kalır mı hiç?

Netice itibariyle, mesele gelip şu noktaya dayandı: Taraflar, bu hadisedeki bilgilerini, hisselerini “olduğu gibi” değil de, “işlerine geldiği gibi” yansıtmaya çalışıyor. Bu da, gösteriyor ki, hadise hâlâ meçhûl, hâlâ sis perdesi altında.

Peki, “15 Temmuz Olayı”nın mahiyeti, arka planı ve karanlık noktaları ileride açıklığa kavuşturulur mu? Ondan da emin değilim. Belki kısmen olur; ancak, 15 Temmuz torbasının içine o derece yalan-yanlış bilgiler, o derece zulüm ve haksızlıklar, o kadar çok çarpıtma ve saptırmalar konuldu ki, döküp ayıklayabilene aşk olsun.

Sonuç olarak, meselenin vüzûha kavuşması, kısm-ı ekserisi itibariyle Mahkeme-i Kubrâ’ya kalacak gibi görünüyor.

AÇIKLAMA

Bir önceki yazının sonunda HAMAS’ın “mücadele metodu” ile bağlantılı olarak temas ettiğimiz “kadın, çocuk ve diğer mâsum sivillere zarar verilmemesi gerektiği”ne dair hatırlatmayı, doğrudan doğruya Filistinlileri düşünerek yaptık. Burada İsrail işgali altındaki “yerleşimci Yahudiler”i kast etmedik. Yine de, bazı okuyucularımız, maksadımızın tam tersiyle bizi muaheze etti. Maksadımızın doğru şekilde anlaşılması temennisiyle, bu kısa açıklamayı yapma gereğini duyduk. MLS

Okunma Sayısı: 2051
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Latif Salihoğlu

    15.7.2024 13:01:22

    Hakkımız birbirimize helâl olsun, aziz A. Yılmaz kardeşim. Mühim olan, meselenin doğru şekilde anlaşılması ve maksadın hâsıl olması. Gerisi baharat...:)

  • A.Yılmaz

    15.7.2024 09:12:30

    Latif abi Allah razı olsun. Ben şahsınızı şahsen tanıyorum. Sohbetlerinizde bulundum. Sizin alem-i islam'a aşık bir şahsiyetiniz olduğuna şahidim. Önceki yazı için bende bir açıklama yazmıştım. Sizi yanlış anlamışım çok çok özür dilerim. Hakkınızı helal eidn. Yaptığınız açıklama için teşekkür ederim.

  • Hüseyin İlhan

    15.7.2024 06:55:11

    YENİ ASYA Gazetemizin 50 yılı aşan bir okuyucusuyum.Elhamdülillah bugüne kadar 'YENİ ASYA GERÇEKLERDEN HABER VERİR,düstur ve şiarında daima isabet ettiği,okuyucusuna doğru bilgilendirme yaptığı ve istikametinden asla şaşırtmadığına şahidim. Yarın ruz'u mahşerde rabbime şehadet edeceğim. Amma YENİ ASYA okuyarak sonra hatalara,ifrakalra gidenelrin mahşerde hesapları kolay olmayacağı kanaatindeyim. Düşünün müslümanı katleden cani,katillere bomba mühimmatı ve jet yakıtı satan zalimin ortağına destek olmak gibi cinayet ve katliamalra ortaklek etmektedirler. Keza ülkemizdeki 28 Şubat zalimi iki partiden birinin lideri AKP listeleirnden vekil,diğeri ise AKP nin maddi ve gayr-i hukuki destekelri ile varlığını devam ettirmektedir. Bir müslüman zalim ile ortaklık ediyorsa o da o zalimin suçlarına ortak değilmidir.

  • Erhan

    15.7.2024 05:01:57

    Meclis tutanakları iç edildi, meclis komisyonu kurdurulmadı, bu hüne kadar söylenen yapılanlara takip ettim, beni hep aynı noktaya çıkardı, bu nedenlerle, Ben 15 temmuza hiç inanmadım, kalkışma kime yaradıysa o yapmıştır bunda şüphe yok. Neden mi? Bundan sonra KHK lar iadeler için çıkacak dendi, galiba ortaklar kabul etmedi sonra bir haha ağıza alınmadı, Dönemin başbakanı afyon konuşmasında, eline silah almamış insanları cezalandıramayız bb gibi laflar etti sonra U dönüşü, daha sonra akıllı olanlar yurtdışına kaçtı, olmayanlar bu tuzağa düştü dediler. Yeni Asya kim kime ne tuzağı kurdu diye sordu, cevap vermek yerine 3 maymunu oynadılar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı