Dinsizlik-imansızlık mânâsındaki komünizm, 1991’de büyük bir çöküş yaşadı. Said Nursî’nin, yıllar önce “Rus da dinsiz kalamaz” dediği çıktı.
GÜNÜN TARİHİ 28 Ağustos 1991
Komünist rejim, fıtrat kànunlarına aykırı bir cereyanın mahsûlü ve neticesi idi. Temeli küfre, isyana, dinsizliğe, imansızlığa dayanıyordu. Hedefinde, sadece ve sadece dünya hayatı vardı.
Bu cereyan, fert gibi aile ve toplumların da bütünüyle dinden ve âhiret inancından uzaklaşması gerektiğini savunuyordu.
Özellikle Troçkizm’in ana felsefesi ve asıl çabası bu yönde ve mânadaydı. Bu ise, fıtrat dediğimiz yaratılış kànunlarına aykırı idi. Ayrıca, dinsiz bir millet yaşayaşamazdı.
İşte, dünya ve kâinatı ihata eden bu hakikat karşısında ancak 60-70 sene dayanabilen Rusya-Şimal merkezli komünist cereyan, 28 Ağustos 1991’den itibaren keskin bir kırılma ile insanlığın başına belâ olmaktan düşme, yahut uzaklaşma eğilimi içine girmeye başladı.
O tarihte, Sovyet Rusya'nın (SSCB, yani Komünist Rusya’nın) son Devlet Başkanı olan Mihail Gorbaçov, Sovyet Komünist Partisi Genel Sekreterliği’nden resmen istifa ettiğini açıkladı.
Gorbaçov'un bu istifası, özelde Rusya için, genelde ise dünya ve insanlık açısından “komünist rejim” ile birlikte bu dinsiz cereyanın da bir cihette sonu ve iflâsı anlamını taşıyordu.
Komünistler, bu gelişmeden şiddetli rahatsızlık duydular ve kendilerince bazı teşebbüslerde bulunma eğilimi içine girdiler.
* * *
Komünist artıklar, esasen Gorbaçov'un tâ 1985'ten beri yürütmüş olduğu Perestroyka (yeniden yapılanma) ve Glasnost (açıklık) adını verdiği reformist politikaları endişe ve memnuniyetsizlik içinde takip ediyordu.
Ancak, ülkenin içine düştüğü bilhassa ekonomik darboğaz sebebiyle, seslerini fazla yükseltemiyorlardı. Onlara göre, işler düzelecek ve komünist rejim yoluna devam edip gidecekti. Ne var ki, hiç umulmadık, hiç beklenmedik gelişmeler birbirini takip edegeldi.
19 Ağustos sabahı, komünizm rejimini yeniden yeşertmek isteyen KGB destekli bir grup general ve siyasetçi "İhtilâl Komitesi" adı altında, Gorbaçov'a karşı darbe teşebbüsünde bulundu. Silâhlı çatışma ve direniş, günlerce devam etti. Başkanlık Sarayı, adeta yangın yerine döndü.
İşte, tam da bu esnada, hiç beklenmedik, hiç umulmadık bir gelişme daha yaşandı: Gorbaçov'un siyasî rakibi olarak bilinen Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin, emrindeki tankların üzerine çıkarak Gorbaçov'u hararetle desteklediğini ve ülkeyi ihtilâl bozuntularına teslim etmeyeceklerini haykırdı.
Bu gelişme ise, hem komünizmin hem de komünist ağırlıklı demirperde ülkelerinin dâmına tüy dikmiş oldu.
GÜNÜN TARİHİ 28 Ağustos 1987
Kocatepe Camii
Ankara’daki meşhûr Kocatepe Camii, 28 Ağustos 1987’de ibadete açıldı.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu tarihe kadar Türkiye’de inşa edilen en büyük mâbed hüviyetini taşıyan Kocatepe Camii, bir cihette başşehir Ankara’nın maddî-mânevî cehresini de değiştirmiş oldu.
Burada büyük bir camiinin yapılması için ilk direktif, 1957’de dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından verildi.
Ne var ki, o tarihte projesi tamamlanan, 1967’de ise fiilen inşaat çalışmalarına başlanan bu mabedin yapımı, maalesef türlü kasintilere ve zaman zaman kasdî aksatmalara mâruz kaldı. Bu sebeple, cami inşasının tamamlanması yirmi-otuz yıl kadar sürdü.
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1987'de inşaatı tamamlanan caminin açılış merasimi, dönemin Başbakan’ı Turgut Özal tarafından gerçekleştirilmiş oldu.