Bediüzzaman Nur Talebelerine “Risale-i Nur kâfidir” diyor. Zübeyir Gündüzalp de “Risale-i Nur’da herşey var” diyerek aynı manayı ifade ediyor, ama insanın sathî nazarla baktığında göremediğini söylüyor.
Gerçekten Risale-i Nur adeta ucu bucağı belli olmayan, derinliği de ölçülemeyen bir derya.
Çünkü Rabbimizin beyanıyla “yaş ve kuru herşey içinde bulunan,” “denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa yazmakla tükenmeyecek ayetler”i ihtiva eden ve “zaman ihtiyarladıkça mana, remiz, mesaj ve işaretleri vuzuha kavuştuğu için gençleşen” Kur’ân’ın en son ve kapsamlı tefsiri.
Mukaddes kitabımızda derc edilip de önceki asırlarda gizli kalmış pek çok hakikat, Rabbanî bir ilham ve istihdamla yazdırılan Risale-i Nur Külliyatında keşfedilip insanlığa takdim edilmiş.
En başta sonsuz ahiret âlemlerini de içine alan varoluşun derin sırlarına ilişkin iman hakikatleri.
Said Nursî’nin ifadesiyle, açılması zor muamma ve tılsımları akıl, mantık, hikmet prensipleri çerçevesinde çözüp açıklığa kavuşturan izahlar.
Kâinat ve insanı, Muhakemat’taki “ilmü’s-sema, ilmü’l-arz ve ilmü’l-beşer” tasnifi çerçevesinde birer “kitap” gibi okuyan ve okutan tahliller.
Varlıklara Yaratıcıyı soran bir kâinat yolcusunun seyahatini anlatan Ayetü’l-Kübra, meseleyi bu bütünlük içinde kucaklayan örneklerden biri.
Külliyatta buna benzer, birbirini tamamlayan birçok bahis var ve bunların hepsi, dikkat ve tefekkürle okuyanların imanını kuvvetlendiriyor.
Risale-i Nur’un bir diğer önemli özelliği, insanı ve toplumu ilgilendirip de ilmü’l-beşer başlığı altında toplanabilecek konuları iman-hayat-şeriat zincirindeki sıralamaya uygun şekilde yine iman eksenli olarak açıklayıp vuzuha kavuşturması.
İşaratü’l-İ’caz’da geçen “Tehzibü’r-ruh, riyazetü’l-kalb, terbiyetü’l-vicdan, tedbirü’l-cesed, tedvirü’l-menzil, siyasetü’l-medeniye, nizamatü’l-âlem, hukuk, muamelât, adab-ı içtimaiye, vesaire vesaire gibi ulûm ve fünunun ihtiva ettikleri esasatın fihristesi, şeriat-ı İslamiyedir” cümlesindeki derin hakikatin açılımı, külliyattaki bu izahlarda.
Bu izahlar, her insanın kalp, ruh, nefis ve beden dairesinden başlayıp ailesiyle devam eden ve giderek genişleyen halkalar halinde hayatın bütün alanlarına uzanan bir perspektif sunuyor. Ve Risale-i Nur’un ne kadar geniş kapsamlı bir rehber olduğunu da gösteriyor.