Hulefâ-i Râşidin dört halifeye verilen isimdir. Râşid, dosdoğru yolda olan ve istikâmetten ayrılmadan Kur’ân ve sünnet üzere halifelik yapan kimsedir.
Dört halîfe ve Ömer bin Abdülazîz bugün yöneticilerin örnek alacağı kimselerdir.
Eğer idareciler Hz. Peygamberimizin yolundan gitse, itâat etse ve âdil olsalar onlara itâat edilir. Sünnete uymayan ve âdil davranmayan idâreci pâdişâh da olsa hayduttur.
Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem her vesîle ile Sünnetine, Sahâbe mesleğine, dört halîfenin yoluna dikkat çekmiştir.
Takvâlı ve âdil olmanın önemine vurgu yapmıştır. Günün birinde peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem etkili, beliğ ve akıcı bir hutbe okudu. Kalbler ürperdi, gözler yaşardı ve Sahâbe ağladı. Bunun üzerine Sahâbe: Yâ Resûlallah! Bu öğüt ve nasîhat ayrılık öğüdüne benziyor. Bize öğüt, vasiyet ve nasîhatte bulununuz, dediler.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah’tan korkmanızı, takvâlı olmanızı, Allah’tan ittika etmenizi, üzerinize, bir Habeşli köle emir ve yönetici tayin olsa dahî sözünü dinlemenizi ve o Habeşî köleye itâat etmenizi tavsiye ederim. Sizin içinizden hayatta kalanlar bir çok ihtilaflar görecekler. Böyle bir zamanda benim sünnetimden ve hidâyete nâil olan Hulefâ-i Râşidînin sünnetinden ayrılmayınız. Ona sımsıkı sarılınız. Dinde ihdas edilmiş, sonradan ortaya çıkan bidatlardan sakınınız. Zîrâ her bidat dalâlettir. Sapıklıkktır. (Her bid’at ve dalâlet de cehennemdedir.)”
“Evet, Cenâb-ı Hakka îman eden, elbette ona itâat edecek. Ve itâat yolları içinde en makbûlü ve en müstakîmi ve en kısası, bilâşüphe, Habîbullâhın gösterdiği ve takip ettiği yoldur.”
“Elhâsıl: Muhabbetullah, Sünnet-i Seniyyenin ittibâını istilzam edip intaç ediyor. Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeye ittibâından hissesi ziyade ola. Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeyi takdir etmeyip bid’alara giriyor.” (Lem’alar, s.104)
Îman, ihlâs, istikâmet, sıdk, sadâkât, kanâat, hidâyet, şevk-i mutlak, şükrü mutlak, Kurân ve sünnet üzere kalınız.