"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şa-şırt-ma-ca-lar

İbrahim Aktaşcı
21 Ağustos 2024, Çarşamba
Önümüzdeki ay, Ahmet Battal Hocamın Akıl Misafiri köşesine ortaklığımızın ikinci yılı dolacak. Bugüne dek, fikir yazılarını ehline bırakıp, söylemek istediklerimizi fıkra ve menkıbe kahramanlarına söyletmeye çalıştık.

Yazılarımızın giriş kısmındaki fıkra ile güncel hadiselerin birebir örtüştüğü bazı günlerde, dostlarımız, “nereden buluyorsun bu hikâyeleri, kaynağını merak ediyoruz” dediler.

Bugünkü yazımızda kaynağımızı açıklayacağız. Ama önce günün fıkrası:

Vaktiyle, memleketin birinde, haydutlar yaşlı bir adamın evini basarlar ve ihtiyarcığı bir güzel dövdükten sonra mallarına el koyarlar.

Soluğu Kadı Hazretlerinin yanında alan ihtiyar adam, isimlerini vermek suretiyle haydutlardan şikayetçi olur. Kadı, imkânı ve vakti olmasına rağmen görevini ihmal eder ve haydutlar kaçar.

Birkaç gün sonra “çalınan mallarım bulundu mu” diye sormak için Kadı’nın huzuruna çıkan adam, “haydutlar kaçtı” cevabını alır.

İhtiyar, “haydutlar nasıl olur da kaçabilir” diye şaşkın şaşkın bakarken, Kadı, gururundan taviz vermez ve şunları söyler: “Merak etme, o haydutlar kanunlarımızın korkusundan bir daha bu memlekete ayak basamazlar!”

Şimdi haberler:

Yabancı uyruklu failler, haziran ayında, Çorum’da bir İmam Hatip Ortaokulunu basmış, ellerindeki zincirlerle okul müdürüne saldırmışlardı.

Çorum Valisi Zülkif Dağlı, geçtiğimiz salı günü Asayiş Değerlendirme Toplantısı yaparken, gazetecilerden birisi Vali’ye, “zincirle dövülen okul müdürü hadisesinin akıbetini ve faillerin ceza alıp almadığını” sordu.

Vali Dağlı, bu soru üzerine yanında bulunan İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan’dan durumu açıklamasını istedi.

Emniyet Müdürü Pehlivan, “şahıslar kaçak yollardan yurt dışına çıktılar” cevabını verince, Vali Dağlı yüreklere su serpen şu cümleyi kurdu: “Onlar yurtdışına çıktılar. Bir daha da girmeleri mümkün değil.”

Yabancı uyruklu bu şahıslar yurda nasıl girdiler? Bir okul müdürünü nasıl darp edebildiler? Niçin yakalanamadılar? Nasıl yurtdışına kaçabildiler?

Akıllarda bu ve benzeri birçok soru ve sorun varken Vali Dağlı, “bir daha bu memlekete ayak basamazlar, sıkıysa gelsinler” türünden bir cevap veriyorsa, meselenin fıkradan bir farkı kalmıyor.

Valinin bu sözlerinden haberi olmayan birisi, yazımızın giriş kısmındaki -bizim uydurduğumuz- fıkrayı okusa, tebessüm eder ancak gerçekten yaşandığına inanmaz. Fakat ne yazık ki fıkraların gerçek olduğu yılları yaşıyoruz.

Söyleyin Allah aşkına, Doğu ya da Güneydoğu sınırından elini kolu sallayarak giren göçmenlerin ülkemizden tam çıkmak üzereyken Edirne sınırında yakalanmış olmasını “hudut güvenliği” diye halka yutturmak isteyenlerin bir fıkra kahramanından ne farkı var?

Yani işin aslı şu: Biz güncel hadiselere uygun fıkralar aramıyoruz ya da seçmiyoruz. Zaten bulamayız da. Erdoğan ve arkadaşları yirmi iki yıldır birer fıkra kahramanıymış gibi yaşıyor ve yaşatıyor. Böyle olunca denk düşüyor.

Yalnız bir farkla, onlar güldürürken değil ağlatırken düşündürüyorlar.

Okunma Sayısı: 1886
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğitet

    21.8.2024 00:25:53

    Yüreğine kalemine sağlık genç kardeşim. Yazı hayatın uzun soluklu ve bereketli olsun inşaallah. Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı