"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yel esiyor, ama değirmen dönmüyor!

İbrahim Aktaşcı
25 Kasım 2024, Pazartesi
Ünlü İtalyan mafya babası Al Capone aktarıyor:

“Küçükken her gece yatmadan önce Tanrı’ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün karar değiştirdim ve gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım. Sonra her akşam yatmadan önce Tanrı’ya beni affetmesi için dua ettim…”

Bugünkü köşe yazımız; itikatta Maturidî, amelde Hanefî ve pratikte Al Caponî(!) olan dindarlar hakkında olacak.

Evvelâ şunu söyleyelim: Biz kendi nefsimizi temize çıkarmıyoruz. Tenkitlerimizin muhatabı öncelikle bizleriz.

Her dindar kişi; “İslâmî bir sistem neden kurulamıyor?” ve “Şeriat neden tatbik edilemiyor?” sorularına cevap arar ve kafa yorar. Yormalıdır da.

Ancak hiç kimse kendisini çözümün bir parçası olarak görmez. Bu meselede şahsen kusurlu olduğunu ise aklından bile geçirmez.

İslâmî bir sistemin kurulamıyor olmasındaki dindarların en birinci kusuru, Al Capone gibi kolaya kaçmak ve nefsi öncelemek.

-Banka kredisiyle ev alan biri, ev almadan evvel değil de kredisinin taksitleri bittikten sonra bu işin fetvasını arıyor.

-Torpille memur olan öbürü, mesleğe başlamadan önce değil de asaletini tasdik ettirdikten sonra “Bu caiz midir” diye soruyor.

-Kadın erkek karışık, çalgılı çengili düğün yapan bir diğeri, düğünden önce “acaba bu günah mı” diye düşünmüyor da düğün videolarını izlerken aklı başına geliyor.

Örnekler çoğaltılabilir.

“Günaha mı girdik” diye düşündüğümüz zaman çoktan iş işten geçmiş oluyor. Geriye, ya tövbe etmek kalıyor ya da günahı inkâr etmek. İkincisinin ise sonunda küfre kadar gitmek tehlikesi var. Allah muhafaza.

Oysa bir Müslüman, henüz o günahı işlememişken “şüpheli şeylerden kaçının” ikazına uysa ve o davranıştan geri dursa, bir sonraki adımı “yasaklanmış şeyin yerine caiz olanını aramak” olacak.

“Niyetine girdiğim şey açıkça yasak edilmiş ya da caiz olduğu noktasında şüphe var, sakınmalıyım” düşüncesi, kişiyi helâl dairesi içerisinde alternatifini bulmaya itecektir.

Alternatifler çoğaldıkça ve geliştikçe de arzuladığımız İslâmî sistem kendiliğinden gelecektir.

Elhamdülillah, imanımız var. Göğüs kafesimizde iman yeli esiyor. Ama o yel, değirmeni döndürmeye yetmiyor. Hayatımıza sirayet etmiyor. Böyle olunca şeriat ekmeği sofraya gelemiyor.

Şairin dediği gibi: “Yel esiyor, ama değirmen dönmüyor. Kuraklık bu, adın ekmeğe dönüşmüyor…”

(Rabbimiz, eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma… Doğrusunu Sen bilirsin… Hata ve günahlarımızdan, yanılgı ve yanlışlıklarımızdan dolayı Senden mağfiret diliyoruz…)

Okunma Sayısı: 257
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı