"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Puzzle’ın Şam parçası!

İbrahim Aktaşcı
17 Aralık 2024, Salı
Vaktiyle, memleketin birinde, zengin bir tüccar elîm bir kaza geçirir. Tüccarın kan grubu nadir bulunan bir kandır. İmdadına bir Yahudî yetişir ve ona kan verir. İyileşen adam, teşekkür için Yahudî’ye son model bir araba hediye eder.

Aradan birkaç yıl geçer. Zengin tüccarın yeniden ameliyat olması lâzımdır. Doktorlar Yahudî’yi ararlar ve Yahudî gelir ve yine kan verir. Ayaklanan adam, Yahudî’ye bu kere sadece bir kutu “Şam baklavası” hediye etmekle yetinir.

Hevesi kursağında kalan Yahudî, zengin tüccara hediye farkının sebebini sorar. Tüccar şöyle cevap verir: “Artık benim de damarlarımda Yahudî kanı dolaşıyor. Cömert olmamı bekleyemezsin herhalde.”

Bugünkü köşe yazımız, Şam baklavası ile kanlandırılanlar hakkında.

Malumunuz, Suriye kaynıyor. Komşumuz Suriye’de Esad rejimi sona erdi. Kısa adı “HTŞ” olan “Şam Kurtuluş Heyeti” isimli örgüt, Esad’ı devirerek yönetimi ele geçirdi.

HTŞ’nin Esad’ı devirmesiyle birlikte, İsrail de Suriye’ye saldırarak, Suriye’nin kritik savunma ve alt yapı sistemlerini imha etti.

Türk medyası ise İsrail’in Suriye’ye girmesi konusunda kulağının üstüne yatmış durumda. İktidar medyasının gündeminde, Suriye hapishanelerinde yapılmış işkenceler, Esad’ın paralarını toplayıp Rusya’ya kaçması ve göç meselesi gibi magazinsel haberler var.

Dış politika konusunda uzman değiliz. Uzmanları ise söyle söylüyorlar:

İsrail, kutsal kitapları olan Tevrat’ta kendilerine vadedildiğine inandıkları topraklara ulaşmaya bir adım daha yaklaştı. Bu topraklar, onların inancına göre Nil ile Fırat arasında kalan topraklar.

İsrail’in Suriye’ye girmesiyle, Yahudîler bir aşama daha kaydetmiş oldular. Esad’ı deviren HTŞ ise İsrail saldırılarına karşılık vermiş ve hatta onlara tek bir kurşun atmış bile değil.

Yani ülkemiz medyasında yansıtıldığı gibi Suriye özgürleşmedi. “Vadedilen topraklar”a dahil edildi.

Puzzle’ın son parçası ise Fırat’ın kenarındaki topraklar olan Güneydoğu…

Öcalan’ın affı ve sonrasında yapılacak olan anayasa değişikliği ile Türkiye’nin üniter devletten, feodal devlete dönüşümü ufukta!

Bir eyalet haline gelecek olan Güneydoğu’nun yıllar içinde Türkiye’den koparak, İsrail’in puzzle’ına eklenmesi de bu filmin son sahnesi…

Biz değil, uzmanlar böyle diyorlar. Peki, bu komplo teorisi gerçekleşirse, kimin menfaatine olur? Türkiye’nin mi, İsrail’in mi? Elbette, İsrail’in.

O halde iktidar medyasının “sanki Suriye’yi fethetmişiz” ya da “Suriye’yi biz özgürleştirmişiz” gibi yayın yapması demagoji değil de nedir? Üstelik daha birkaç ay önce Erdoğan, Esad’a barış çubuğu uzatmamış gibi…

Bugün Türkiye’de birileri Müslüman bir ülkenin parçalanmasına bir sebeple vesile olmuş ve durumu memnuniyetle karşılıyorsa ve üstelik Türkiye Devleti yayılmacı devletler gibi “Suriye’ye askerî yolla demokrasi getirmekte kararlıyız” diyen bir çizgiye gelmiş ise soralım:

“Sizin devletiniz mazide kaza geçirip kana ihtiyaç duymuş muydu?”

Kan temizliği hacamatı için doğru adres AB üyeliği değil miydi?

Okunma Sayısı: 304
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:27:31

    Yazınız için ve fikirlerimi ifade hakkı verdiğiniz için teşekkür ederim.

  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:27:08

    AB ile her sorunun çözüleceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kıbrıs sorunu çözüldü mü? Suriye sorunu ya da ukrayna sorunu çözüldü mü? Birazda sorunları biz kendimiz nasıl çözeriz onun üzerinde kafa yormalısınız.

  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:25:57

    Tabiki düşünce özgürlüğü var. Fikirlerinizi ifade etmekte hürsünüz. İktidara muhalif olmak Müslümanların yanında sevinmeyi engellememeli. Allah Şam'ın fethi ile Müslümanlara hayır kapıları açsın. Bu minvalde yorumlarınızı görmek istiyorum. Bundan sonrası için tavsiye ve görüşlerin üzerinde çalışabilirsiniz.

  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:23:37

    Şam giderek şiilerin hakimiyeti altına giriyordu. Nusayriler seküler dinsiz bir sistem kurmuştu. Zalim bir istibdat vardı. Bir şekilde bu devrildi. Ve işin ilginç yanı da Sünni Müslümanlar da dahil olmak üzere sevinmeyen kimse yok. Sadece Nusayriler üzülüyor. İran üzülüyor. Kendinizi İran ile aynı safta görmeyi zül addetmeniz lazımken bu yorumlar hayal kırıklığı oluşturdu.

  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:21:26

    Türkiye'nin tavrı vs vs eleştirilebilir. Bütün eleştiri haklarını saklı tutarak Müslümanların sevinci ile sevinemeyecek miyiz?

  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:20:22

    Diyorsunuz ki, "Suriye özgürleşmedi, vaat edilen topraklara dahil edildi." Yorumunuz çok acımasızca, sizi kınıyorum. Bu kadar da olmamalı.

  • Eda Gül Beyaz

    17.12.2024 00:18:02

    Hocam israil'in menfaati oldu diye Şam'ın kurtuluşuna sevinmemek nasipsizlik değildir de nedir? Esat zulmü altında ülke ne hallere geldi gözümüzün önünde oldu. Bizim ülkeye AB demokrasisini layık görüyorsunuz da Suriyeye Esat'ı devirdikleri için fırça mı atıyorsunuz?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı