"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İmralı süreci”nin senaryoları

Cevher İLHAN
16 Ocak 2025, Perşembe
22 Ekim’de “terörist başı PKK’nın lağvedildiğini ilan edecekse Meclis’e gelip DEM grubunda teker teker söylesin” diyen Bahçeli’nin, DEM Heyeti’nin ikinci İmralı ziyareti öncesinde “terörist başı PKK’nın örgütsel varlığının bittiğini şartsız açıklamalı” önerisinin arka plânı tartışılıyor.

Ne var ki bir yandan “süreç”in terörist başına ihalesini “uyumlu ve olumlu bir gelişme” olarak gören Bahçeli’nin diğer yandan “terörle pazarlık olmaz, müzâkere yapılmaz” çelişkisinde PKK’nın terörist başının “silâh bırakması” tâlimatını hangi şartlarda kabul edeceği bilinmiyor. (gazeteler, 14.1.25)

Nitekim bu “ön şart”a karşı en son Mersin-Akdeniz Belediyesi’ne kayyum atanmasından şikâyetle hâlâ seçilmiş belediye başkanlarına yargısız infazla yerlerine kayyım atanmasına “son on yıldır büyük bir yoğunlukla halkın irâdesine el konulmasıyla bir siyasî darbenin dayatıldığı” söylemiyle tepki gösteren DEM Eş Genel Başkanlarının “İmralı’dan nasıl bir çağrı geleceğini bilmiyoruz” ifadeleri vakıayı teyid ediyor.

TASFİYE EDİLMEYECEĞİNİ BİLE BİLE

Gerçek şu ki ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyal ecnebîlerin, hegemonyaları ve “İsrail’in egemenliği” hesâbına silâhlandırıp her türlü lojistik desteği sağladıkları bölgedeki baş işbirlikçileri terör örgütlerinin silâhı bırakması arkalarındaki ağababalarına bağlı.

Zira Ortadoğu’yu cetvellerle taksimle aralarında bölüştüren, Osmanlı’yı paylaştıran ecnebî işgalcilerin, İngiliz-Fransız mamulü tefrika projesi Sykes-Picot versiyonu, “gaddarâne Sevr muahedesi” günceli olan, Irak ve Libya’dan sonra Suriye ile İran’ı ve bölge ülkelerini dilimlemeyi hedef alan BOP’la “vekâlet savaşı”ndaki maşaları olan terör örgütünün tasfiyesine yanaşmayacakları ortada.

Pentagon’un 895 milyar dolarlık 2025 yılı savunma bütçesinden Peşmergelere 381 milyon dolar bahşeden, “silahlanma, eğitim, strateji” için yüz milyarlarca dolar harcayan ABD ile müttefiklerinin kırk yıldır bölgede emperyal emellerinde istimal ettikleri terör örgütünün feshine izin vermeyecekleri, bayat oyunlarla terör örgütlerini farklı paravanlarda sahaya sürecekleri cümle âlemin mâlumu.

Özetle, AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’de terörün sıfırlandığı gerçeği unutularak İçişleri eski Bakanı’nın “yurt içindeki terörist sayısı 70’in altına düştü, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz” övgüsüyle “terör örgütünün bittiği”ni ilân ettiği vetirede PKK’nın kendini lağvetmesinin terörist başından beklenmesi çarpıklığı sergileniyor.  

Kaldı ki terörist başının çağrısıyla PKK “kendini dağıttığı”nı ilân etse de Cumhurbaşkanı’nın yakınmasıyla- ABD’nin 50 bin TIR ve yüzlerce kargo uçağı dolusu silâhla silahlandırıp yeni yıl bütçesinde 148 milyon dolar ayırdığı, 100 binden fazla militanını eğiterek Türkiye’nin yanıbaşında “ikinci İsrail” işlevini gördüreceği ve “vekâlet savaşı”nda istimal ettiği güdümündeki taşeronu “Suriye PKK’sı” PYD/YPG’ye silâh bıraktırıp tasfiyesi mevzubahis bile değil.

YİNE AKAMETE UĞRAYACAĞI SİNYALLERİ…

Bu durumda Kandil’den, “örgütün silâh bıraktığı” açıklaması gelse bile küresel güçlerin ve ifsad şebekelerinin PKK’yı veya örgütten kopan grupları “Suriye Demokratik Güçleri” benzeri başka bir “isim” altında yeniden yapılandıracağı; Suriye ordusuna katılsa bile ABD’nin 100 bin silâhlı militanını silâhlandırdığı PYD/YPG’nin varlığının yeni bir kılıfla sahaya sürüleceği vakıası ortada.  

Özetle, “İmralı süreci”nde “yeni oyun”la demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetlerin hayata geçirilmesi yerine “terörün tasfiyesi” ve “barış” perdesinde katakullilerle Cumhurbaşkanı’nın ömür boyu iktidar koltuğunda kalması sığ siyasî operasyonlarıyla “ucûbe otoriter rejim”in tahkimi plânı gün gibi açığa çıkıyor. Kapalı kapılar arkasında muhalefet belediyelerine “kayyım” atanması tehditleri, DEM’e kapatma şantajları ve baskıları bundan.  

Bundandır ki son demde her fırsatta “ya silâhlarını gömecekler ya da gömülecekler!” diyen Cumhurbaşkanı “PKK silâh bırakmazsa akıbeti kötü olacak!” restini çekiyor; Bahçeli “PKK’lı teröristler ya silâhlarını gömmeli ya da silâhları ile birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalı!” tehditlerini savuruyor.

Ve bu yüzden Bahçeli ile Erdoğan’ın “sıra İmralı’da” çıkışlarına DEM’lilerin “sıra iktidarda” tepkili atışmasında adı konmayan bu “süreç”in de akamete uğrayacağının sinyalleri çakılıyor. Önceki “çözüm süreci”nde 28 Şubat 2015’te AKP’li Başbakan Yardımcısı ile bürokratların HDP yöneticileriyle katıldıkları “Dolmabahçe mutâbakatı”nın Cumhurbaşkanı tarafından “silahları bırakmadılar” gerekçesiyle sonlandırılacağı söylentileri gırla gidiyor...

Neticede, “İmralı süreci”nin senaryoları gün geçtikçe açığa çıkarken, “niyeti ‘hayır’ olmayan işten ‘hayır’ çıkmıyor”; gerisi lâf-u güzâf…

Okunma Sayısı: 320
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı