Camii imamı başlar son sürat namazı kıldırmaya. Şişman ve kalın gövdeli Molla, imamın hızına yetişebilmek için nefes nefese kalır.

O sırada içeriye bir adam girer, Molla’nın yanına oturur ve başlar hayıflanmaya: “Vah vah, tüh tüh, yetişemedik namaza baksana.”

Kan ter içinde kalan ve burnundan soluyan Molla sağa sola selam verir, namazını bozar ve yanındaki adama şöyle sitem eder: “Biz içindeyken yetişemiyoruz bre, senin şu söylediklerine bak.”

Haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla turizm sektöründen ekmek yiyenler, bu sene umduğunu bulmuş değiller. Otellerin boş kaldığı, turistlerin Türkiye yerine Yunanistan’ı tercih ettiği konuşuluyor.

Tatil için Türkiye’yi tercih eden turistler ve gurbetçiler ise paraları bizimkinden otuz-kırk kat daha değerli olduğu halde, ülkemizdeki pahalılıktan şikâyetçiler.

İktidarı hatalarına rağmen sevmeye devam eden gurbetçilerin, artık yüksek sesle tepki vermeye başlamaları ise manidar. Bu ayrı bir yazının konusu olsun.

Pahalılıktan şikâyet edenlerden birisi de Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Alex De Souza. On iki yıl sonra Türkiye’ye antrenör olarak dönen Brezilya’lı, on yıl içinde değişen Türkiye ekonomisini “korkutucu” olarak tarif etti.

Turistlerin, gurbetçilerin ve içimizde yaşayan yabancıların “bu pahalılığa artık yetişemiyoruz” türünden şikayetlerini gazete ve televizyonlardan gören ve kendileri görmezden gelinen vatandaşlarımız ise şöyle sitem etmeye başladılar:

“Yahu biz bu ülkenin içindeyken pahalılığa yetişemiyoruz da size ne oluyor?”

Ne yazık ki dar gelirlinin bu intizarına kulak veren yok. “İçerde kazanıp dışarda harcayanların” milyarlarca lira vergi borcunu silen iktidar, orta sınıfa gelince üçün beşin hesabını yapıyor.

Türkiye’de oldukça pahalıya satılan bazı basit ürünleri, bir ay yolunu gözleyerek de olsa yurtdışından kargo ile getiren ve bu sayede kesesinden üç yüz- beş yüz lira tasarruf eden vatandaş, iktidarın radarına girdi.

Son düzenleme ile AB ülkelerinden gelen kargolarda vergi oranı %18’den %30’a, diğer ülkelerden gelen kargolarda ise vergi oranı %30’dan %60’a çıkartıldı.

İktidar, ucuza ürün alamasın istediği ve içe kapalı dışa muhtaç hale getirdiği dar gelirli, hiç utanmadan, içi dışı bir olduğuna inandırmaya çalışıyor ve “biz yoksullukla savaşmaya devam ediyoruz” diyor.

Kim ne dersen desin, biz AKP’nin yoksullukla savaştığına yürekten inanıyoruz. Sadece metotları birazcık farklı o kadar.

Siz daha “yoksullukla savaşmak isteyen herkes bir dilenci öldürsün, bu iş tamamdır” sözünü işitmediniz galiba.

Haydi siz de bir…